Sevgi ve makul çizgi barindirmayan her seyin bir gün degisim anaforuna yakalanma huyu vardir.
Önemli olan dogru zamanda dogru tohumu atmak, sonrasinda ise o tohuma gerekli ilgi ve ihtimami gösterip asaletine uygun yetistirmek lazim.
Vakti zamaninda Çin’de bir Kral kizini evlendirecek ve sarayda önemli görevler verecek çok dürüst bir genç seçmek için bir yarisma düzenler.
Kral, çagiriyi duyup saray bahçesine yigilan gençlere tohum dagittirir. Ve derki, bu tohumlari saksiya dikeceksiniz, sonra falan gün saraya getirdiginizde en güzel bitki kimin bitkisi ise, kizimla onu evlendirecegim.
Bir genç tohumu saksiya diker ama bir santim bile büyümez. Bunun üzerine annesi, oglum ayni cinsten baska tohum dikelim, ne anlayacak ki kral, der ogluna.
Oglu ise makul olmayani hiç benimsemeyendir… Annecigim der oglu, bu dürüst bir davranis olmaz, Kral’in verdigi disinda baska tohum dikemem.
Delikanli günü geldiginde Kralin karsisina sadece içerisinde toprak olan kuru bir saksi ile çikar.
Hâlbuki kendisi disinda herkesin saksisinda çok güzel bitkiler vardir.
Kral saksilarinda onca güzel bitki olan gençleri geçerek kupkuru saksisiyla utangaç bir sekilde bekleyen gencin yanina gelir ve onu isaret ederek yüksek bir sesle’’ iste kizimla evlenecek ve bana varis olacak olan genç’’ budur der.
Denir ki ki, ama o kisinin saksisi kupkuru… Kral bu söze hayat dersi olacak bir cevap verir.
Dogru, bu gencin saksisinda bitki yok, digerlerinin saksilarinda ise birbirinden güzel çiçekler var… Ama en ahlakli olan bu gençtir… Çünkü ben tüm gençlere haslanmis tohum verdirdim. Haslanmis tohum yesermez… Bu gencin disinda hepiniz hileye basvurdunuz, benim verdigim tohum filizlenmeyince yerine baska tohumlar diktiniz. Evet, bitkileriniz güzel, ama hakikati barindirmiyor. Unun için bu güzel ahlakli genç kizimla evlenmeyi halk etmistir, der.
Dürüstlük, sevgi ve samimiyet bakindirmayan her sey yavandir ve hastaliklidir.
Sahte olan hakikatin zitti zararli toksin tasir… Hâlbuki sevgi, samimiyet, dürüstlük ve ihlas temeli üzerine bina edilen tüm olgular adeta hayat iksiri ve huzur üretir.
Bakin asagida alinti yaptigim Sait Gürsoy ne güzel islemis konuyu:
Bilim adamlari ve Zen rahipleri ile birlikte bir deney yaptilar. Ayni su kaynagindan ayni anda üç pet siseye su doldurup kapattilar. Sisenin birine kötü sözler söylediler ve üzerine kötü seyler yazip kapattilar.
Diger siseyi ise oldugu gibi biraktilar. Sonuncu siseye de birlikte dua edip seni seviyorum, yazip yapistirdilar. 24 saat sonra üç siseyi mikroskobik incelemeye aldilar. Oldugu gibi birakilan su normal su gibi kalmis, kötü sözler yazilmis sisede ise toksin bir zehri andiran tuhaf bir yapi olusmus… Seni seviyorum’ yazan sisenin suyunda ise adeta bir elmas kristali gibi muhtesem bir mikroskobik manzara meydana gelmis… Sihirli bir hayat iksiri gibi.
Biz baskalarina sevgi vermek için önce kendimizi sevmemiz lazim… Kendini sevmeyen baskalarina sevgi sunamaz.
Hakiki sevgiyi barindiran hile yapamaz, baskalarina zarar veremez, aman sende diyemez.
Hakikat ruhun en güvenilir teminati ve güvencesidir. Hakikat Allah’in canlilara bahsettigi billur bir evrensel kavramdir. Kibir zehrinin panzehri hakiki sevgidir… Hakiki sevgi ile bakmak ise çirkini güzel gösterir. Bosuna dememis Ferhat ‘’Sirin için çirkin diyenlere’’ birde benim gözümle bakin diye.


