ARİF TAKICI


Yanlış Tohum ve Hakikat


Sevgi ve makul çizgi barındırmayan her şeyin bir gün değişim anaforuna yakalanma huyu vardır.

 Önemli olan doğru zamanda doğru tohumu atmak, sonrasında ise o tohuma gerekli ilgi ve ihtimamı gösterip asaletine uygun yetiştirmek lazım.

  Vakti zamanında Çin’de bir Kral kızını evlendirecek ve sarayda önemli görevler verecek çok dürüst bir genç seçmek için bir yarışma düzenler.

    Kral, çağırıyı duyup saray bahçesine yığılan gençlere tohum dağıttırır.  Ve derki, bu tohumları saksıya dikeceksiniz, sonra falan gün saraya getirdiğinizde en güzel bitki kimin bitkisi ise, kızımla onu evlendireceğim.

Bir genç tohumu saksıya diker ama bir santim bile büyümez.  Bunun üzerine annesi, oğlum aynı cinsten başka tohum dikelim, ne anlayacak ki kral,  der oğluna.

  Oğlu ise makul olmayanı hiç benimsemeyendir… Anneciğim der oğlu, bu dürüst bir davranış olmaz, Kral’ın verdiği dışında başka tohum dikemem.

 Delikanlı günü geldiğinde Kralın karşısına sadece içerisinde toprak olan kuru bir saksı ile çıkar.

 Hâlbuki kendisi dışında herkesin saksısında çok güzel bitkiler vardır.

   Kral saksılarında onca güzel bitki olan gençleri geçerek kupkuru saksısıyla utangaç bir şekilde bekleyen gencin yanına gelir ve onu işaret ederek yüksek bir sesle’’ işte kızımla evlenecek ve bana varis olacak olan genç’’ budur der.

   Denir ki ki, ama o kişinin saksısı kupkuru… Kral bu söze hayat dersi olacak bir cevap verir.

 Doğru, bu gencin saksısında bitki yok, diğerlerinin saksılarında ise birbirinden güzel çiçekler var…  Ama en ahlaklı olan bu gençtir…  Çünkü ben tüm gençlere haşlanmış tohum verdirdim. Haşlanmış tohum yeşermez…  Bu gencin dışında hepiniz hileye başvurdunuz,  benim verdiğim tohum filizlenmeyince yerine başka tohumlar diktiniz.  Evet, bitkileriniz güzel, ama hakikati barındırmıyor. Unun için bu güzel ahlaklı genç kızımla evlenmeyi halk etmiştir, der.

  Dürüstlük, sevgi ve samimiyet bakındırmayan her şey yavandır ve hastalıklıdır.

     Sahte olan hakikatin zıttı zararlı toksin taşır… Hâlbuki sevgi, samimiyet,  dürüstlük ve ihlas temeli üzerine bina edilen tüm olgular adeta hayat iksiri ve huzur üretir.

  Bakın aşağıda alıntı yaptığım Sait Gürsoy ne güzel işlemiş konuyu:

     Bilim adamları ve Zen rahipleri birlikte bir deney yaptılar. Aynı su kaynağından aynı anda üç pet şişeye su doldurup kapattılar. Şişenin birine kötü sözler söylediler ve üzerine kötü şeyler yazıp kapattılar.

Diğer şişeyi ise olduğu gibi bıraktılar. Sonuncu şişeye de birlikte dua edip seni seviyorum,  yazıp yapıştırdılar.  24 saat sonra üç şişeyi mikroskobik incelemeye aldılar. Olduğu gibi bırakılan su normal su gibi kalmış, kötü sözler yazılmış şişede ise toksin bir zehri andıran tuhaf bir yapı oluşmuş… Seni seviyorum’ yazan şişenin suyunda ise adeta bir elmas kristali gibi muhteşem bir mikroskobik manzara meydana gelmiş… Sihirli bir hayat iksiri gibi.

Biz başkalarına sevgi vermek için önce kendimizi sevmemiz lazım… Kendini sevmeyen başkalarına sevgi sunamaz.

   Hakiki sevgiyi barındıran hile yapamaz, başkalarına zarar veremez, aman sende diyemez.

evrensel kavramdır. Kibir zehrinin panzehri hakiki sevgidir… Hakiki sevgi ile bakmak ise çirkini güzel gösterir. Boşuna dememiş Ferhat ‘’Şirin için çirkin diyenlere’’ birde benim gözümle bakın diye.

Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun. Bu Cumhuriyet kurtuluş savaşı verilerek kuruldu. Cumhuriyetimizin kurulmasına vesile olan şehitlerimizi rahmetle anıyorum, Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, yaşayan Gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyorum.

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593