Aziz okuyucular,
On beş günden bu yana İsrail askerleri Filistinli Müslümanları yaşlı, kadın, çocuk demeden uçaklardan attıkları bombalarla vuruyor, yıkıyor, öldürüyor. Ülkemizde de bu KATLİAMI bizler evlerimizde televizyonlardan canlı olarak seyrediyoruz. İşgalci Siyonist Yahudilerin 1948 yılından bu yana adım adım işgal ettiği Filistin topraklarında yaptıkları bugün ağır silahlarla, uçaklarla saldırarak, bombalamalarla yakıp yıkıp öldürerek “KATLİAM”A dönüştü. On beş gündür bu acımasız katliamda Filistinli –Gazzeli- insanların şehit sayısı 4548’e ulaştı. (İsrailli ölü sayısı 200-500 civarı) Yaralıların sayısı onbinleri, yıkılan ev ve diğer binaların sayısı on beş yirmi bini aştı gidiyor.
Bu vahşeti/katliamı/soykırımı bizler de evlerimizde canlı canlı seyrediyoruz. İçimiz kan ağlıyor, gözlerimiz yaşlı kahroluyoruz. Özellikle Batı dünyası, başta ABD, İngiltere, Fransa, buna maalesef seyirci kalıp işgalci İsrail’i kınamıyor. Hatta kutluyor. Uçak gemilerini, donanmalarını Doğu Akdeniz’e, İsrail sularına gönderip onlara destek oluyor. Bazı İslam ülkeleri ve işbirliği teşkilatları da pek ses çıkaramıyor. (Türkiye hariç) Kınama bile yapamıyor. Bundan cesaret alan İsrail Siyonistleri daha da ileri giderek camileri, hastaneleri ve okulları bile çekinmeden bombalayıp yıkıyor ve tüm Müslümanları hunharca katlediyor.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi ABD başkanı Biden, İsrail’e gelip bizzat İsrail yetkililerini, Tv kameraları önünde canlı yayında kucaklayıp tebrik ediyor ve destekliyor. Birçok dünya ülkeleri de ABD Başkanını masonların, Yahudi silah tüccarları ve para babalarının kuklası olarak niteliyor ama nafile… Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi asıl görevi barış ve huzuru sağlamak olmasına rağmen susarak görmezden gelebiliyor. Bu durum ancak birçok dünya ülkelerinde protesto, yürüyüş ve gösterilerle tel’in ediliyor. Katliam maalesef gün be gün devam ediyor. Türkiye ise bu ülkelerin başında geliyor ama faydası olmuyor.
Bu işlerin tek çözümü ancak Türk ve İslam Dünyasının bir araya gelerek İslam-Türk Birliği adı altında bir yeni birlik, beraberlik, yeni bir Müslüman-Türk Devletleri Birliği kurmaları ile çözümlenebilir. (1995-96 yılları arasında 54. Erbakan hükümetinin başlattığı D-8 ler- Müslüman Ülkeler İşbirliği gibi. Bu kuruluş halen kâğıt üzerinde durup yılda bir kez nezaket toplantısı yapıp dağılıyor.) İki Milyarlık Türk Müslüman halkların böyle bir canlı kuruluş kurup sesini çıkarması, bu tür olaylarda müdahil olması dünyayı sulha ve sükûnete kavuşturacağı halde ne yazık ki bu ülkelerin idarecileri bile idarecileri ABD, İngiltere, Fransa gibi BM’nin sultası altında olduklarından bu vahim durumlar dünyanın birçok ülkesinde Müslümanların aleyhine devam ediyor.
Yüce yaratıcımız, Rabbimiz Müslüman toplumları korusun, katil İsrail başta olmak üzere emperyalist Yahudi zihniyeti ve destekçilerini Kahhar ismiyle cezalandırsın inşallah. Âmin.
Yine de kalın sağlıcakla…