YAHYA CUMHUR TAPÇI


YUNUS EMRE’Yİ ANLAMA ANMA VE BİR DÖRTLÜK TAHLİLİ


Yunus Emre iman ve ihlasla yogrulmus siirleri ve ilahileriyle bütün insanligin gönlünde taht kurmustur. Islam diniyle sereflenmis ve yeniden nesvünema bulmus Türk Milleti, bu çerçevede manevi önderlerine her daim sahip çikmis, onlari nesilden nesillere aktararak günümüze kadar ulasmalarini saglamistir. Öyle ki, sözleri ve siirleri hafizalara kaydedilmis, dilden dile, gönülden gönüle aktarilmis ve unutulmasinin önüne geçilmistir. Vefaatinden 700 yil sonra bile hatirlanip adindan söz ettiren böyle kisiler her zaman, insanliga güzel ve dogru mesajlar veren sahsiyetlerdir. Yunus Emre de bunlardan biridir.

Ülkemizde herkesin okuma yazma bildigi su son zamanlarda,  okullarinda bu sahsiyetlerden bahsedilmesine ragmen kaç kisinin ezberinde siirleri ve sözleri vardir? Ezberleyenler bu manevi mesajlardan ne kadarindan faydalanmislar, anlamislar ve idrak edebilmislerdir? Bu soruya “evet” cevabini verebilseydik toplumsal bir yozlasmanin, kültürel asimilasyonun önüne geçilmis olurdu… Yunus gibi, Haci Bektas’i Veli de, Mevlana da tam olarak anlasilmis ve idrak edilememistir. Özellikle bu üç sahsiyet Anadolu’nun Türklesmesi ve Islamlasmasinin manevi önderleri, alperenleri ayni zamanda Anadolu’yu vatan yapan temel taslaridir. Bu idrakten yoksun olanlar, bu yüce milleti rüzgârin estigi taraflara sürükleme gafletleriyle mesajlarinin da dogru anlasilmasinin önüne geçmeye çalismislardir. Ne bizi biz yapan manevi sahsiyetler, bilim insanlarimiz ve ne da tarihe adini yazdirmis devlet damlarimizi ayirim gözetmeksizin gelecek nesillere aktaramamislar; geçmisinden habersiz, gelecege dair umutsuz bir neslin ortaya çikmasina sebep olmuslardir. Bu vebal onlari iki cihanda mutlaka zelil edecektir.

Bunca uzun bir giristen sonra asil meselemiz Yunus’u anlama konusunda bugün ne yaptigimizdir? Her seye ragmen ülkemizde Yunus Emre’ye sahip çikan pek çok insan ve sehirler var. Bu çok güzel… Bu güzelligin farkinda olamayanlar buna bir anlam veremez, onlarin bunu anlamasini beklemek de dogru degildir.  Bu millet deger verdigi sahsiyetleri korumus, sahip çikmis, sahiplenmis ve adlarina makamlar ihdas etmistir. Zamanla gerçek makam/mezarin hangisi oldugu unutulmus, bu makamlar vasitasiyla bütün milletin gönüllerine oturtulmustur. Ünye’deki makam da bunlardan biridir. Ünye’de yillarca mezarin burada olup olmadigi tartisma konusu yapilmis, mezarinin burada olmadigi hususunda israrci olan bir grup olmustur. Bu kisilere baktigimizda Yunus Emre’yi çok iyi tanimadiklarini, anlamadiklarini ve mesajlarini idrak noktasinda muhalif olduklarini görüyoruz. Bu sahislara sormak gerekir, “ O zaman gerçek mezari nerededir? Bunu ispat edebilir misiniz?” Bu sorulara kim dogru cevap verebilir ki… Verilecek cevap, “O, inanmis ve iman etmis bütün milletin gönlünde ve bütün Anadolu’dadir.” O zaman Ünyeliye hatta Ordu il yöneticilerine düsen görev Yunus Emre’ye sahip çikmaktir. Öncelikle türbesini Türk Islam sanatina uygun yeniden düzenlemeli. Egitim kurumlarinda belirlenen zamanlarda konferans, panel, bilgi yarismalari düzenlenmeli, farkli etkinliklerle katilanlar ödüllendirilerek tanitima katkida bulunulmalidir. Yunus Emre Derneginin gayretleriyle olusturulan sempozyumlar protokol etkinlikleri olmaktan kurtarilip halka mal edilmeli. Yunus siirleri ve ilahileri mesk edilmeli, sohbet toplantilari yapilmalidir.

Gelin tanis olalim/Isi kolay kilalim/Sevelim sevilelim/Dünya kimseye kalmaz” Bu dörtlük inaniyorum ki herkesin hafizasinda kayitlidir. Herkes çok farkli yorumlar getirebilir. Biz de bu siire kendimizce bir yorum getirecegiz.

Tanis olmak; tanismak, danismak anlamlarina gelir. Tanismak karsilikli insanlarin birbirlerini tanimalari, özeliklerinin farkinda olmalari, huyunu, suyunu bilmeleri anlamina gelir. Ayni zamanda danismak, istisare etmektir. Istisarede, bahse konu hakkinda bilgi edinmek, dogru anlama, tanima anlamlari çikar. Insan eger birbirini iyi taniyor, huyunu suyunu biliyorsa, konuya vakifsa, neyi nasil yapacagini da ögrenmisse isleri kolaylasir. Birbirini taniyan insanlarin anlasmazliklari söz konusu degildir. Huyunu suyunu iyi bildigi için iletisiminde dikkatlidir ve birbirini her seye ragmen sever. Birbirini seven insanlarla is yapmak, fikir alisverisinde bulunmak, isleri kolaylamak mümkündür. Son dizede de Yunus, bu dünyanin geçiciligini hatirlatir ve birbirimizi her seye ragmen sevmemiz gerektigini, sevginin baki oldugunu, hepimizin bir gün bu dünyayi terk edecegine vurgu yapar.

Biz de tanis olsak, danissak, her seye ragmen birbirimizi sevsek, islerimizi kolaylasak bu dünyada daha mutlu, huzurlu ve rahat olmaz miyiz? Ardimizdan güzel sözlerin söylenmesini, iyiliklerimizle anilmamizi istiyorsak; fani dünyanin gelip geçiciligini unutmadan, terki dünya eylemeden, dogru yolda dosdogru olmali, hayirli islere imza atip Yunusça sevmeli ve anilmali degil miyiz? 15.11.2021

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593