ARİF TAKICI

Tarih: 16.08.2025 09:00

16 Ağustos 1974 Kıbrıs Harekâtının Zaferle Sona Ermesi

Facebook Twitter Linked-in

14 Ağustos 1974…  Bir gün önce Rum ve Yunanlıların günlerdir uzlaşmaz tutumları yüzünden Cenevre’de görüşmeler uzamış, uzlaşmaya varılamamıştı.  

Başbakan Ecevit ve Dış işleri Bakanı Turan Güneş daha önceden aralarında şifre tertip etmeleri dolayısıyla, Turan Güneş Başbakanı arayarak Sayın Başbakanım ben burada işleri halledememiş ve gecikmiş olmam sebebiyle ‘’kızım Ayşe tatile gidebilir’’ cümlelerinden sonra,  Ecevit tarafından İkinci Kıbrıs harekâtının başlamasına yeşil ışık yakılmıştır.        

Birinci Kıbrıs harekâtını köprübaşı tutarak büyük bir başarıyla tamamlayan Türk Ordusu, dar bir arazide bulunmanın sıkıntılarını yaşıyor,  dolayısıyla bu durum riskler barındırıyordu. 

İkinci harekât emri verilir verilmez birlikler fişek gibi öne atıldı. 

14 Ağustos 1974 Çarşamba sabahı, ikinci Harekât başladı… Rum yöneticilerin çoğu harekât başladığında Limasol’a Larnaka’ya kaçtılar. Uçaklarımız saat 06,00’da Rum mevzilerini, kışlalarını, yolları, köprüleri, kavşakları ateş altına aldılar.   Saat 06,50’de topçu ateşleri başladı. Saat 07.10’da genel taarruz başladı. 

Kolordu komutanı, diğer Hava indirme Tugay komutanı, Bolu Dağ komando tugay komutanı ve diğer birlik komutanlarıyla harekâtın başlamasını Dikmen tepeden izliyorlardı. 

En kuzeyde, Girne’nin doğusunda Çakmak kuvveti vardı.      

Ortada 39’cu Tümen bulunuyordu. 

Güneyde 28’ci Tümen bulunuyordu. 

Üçü birden atıldılar ilerlemeye başladılar. Üçgen bölge ile Serdarlı arasında Rumlar, güçlü bir savunma hattı kurmuş, önünü mayınlamışlardı. İstihkamcılar ateş altında, gözlerini bile kırpmadan savaş alanına girdiler, araziyi mayınlardan temizlediler.  

Tanklar harekete geçti. Rum savunması ancak birkaç saat dayanabildi. Cephe yarılıp dağıldı. Türk Ordusu ileri atıldı. Cephenin yarılmasından sonra bir iki yer dışında hiçbir yerde Rumlar savunmaya yeltenemediler. Türklere uzun yıllardır eziyet ediyorlardı. Suçlarını biliyorlardı. Yakalanmamak, hesap vermemek için olanca hızları ile kaçmaya başladılar. 

Yalnız Magosa çevresindeki Rum birlikleri mücadeleyi sürdürüyorlardı.  Magosa bayraktarı Mücahit komutanı Oğuz Kaleligil iyi bir savunma önlemi almış, Türkleri kale içerisine toplayarak güvence altına almış, emrindeki Mücahitlerle Rumların baskısına kahramanca direniyordu. 

Türk birlikleri fırtına gibiydi. Türk alayı bu birliklerin güney yanını korumakla görevliydi. Türk alayı Rumlar ve Yunan alayıyla kahramanca savaşıyordu.  Sonunda Türk alayı Yunan alayını hallaç pamuğu gibi dağıttı, Yunan alayının sancağı Türk alayının eline geçti. 

15 Temmuz günü taarruz doğu yönüne doğru devem etti. 28’ci Tümen Magosa’ya girecekti. 

16 Ağustos Cuma günü, doğuya ve batığa rüzgâr gibi ilerleyen Türk birlikleri son hedeflerine vardılar. 

Üç gün içinde Kıbrıs’ın bütün kuzeyi ele geçirilmiş, Şahin hattına varılmıştı. 

Bu hız dünyayı şaşırttı. Şahin hedefine Magosa’ya varılmıştı. Saat 19.00’ da ateş kes olacaktı. 28’ci Tümen komutanı tüm General Fazıl Polat Magosa’ya halkın büyük coşkusu içerisinde girdi. 

Camiler, evler, dükkânlar, caddeler bayraklarla donanmıştı. Minarelerden sala veriliyordu. 

Sönmemiş yangınlar yer yer zafer meşalelerini andırıyordu. 

Kıbrıs’ın üçte biri, Erenköy’den zafer Burnu’na kadar Kuzey Kıbrıs Türk yurdu olmuştu. 

Kıbrıs Türkleri Kıbrıs’ın İngiltere’ye kiralanmasından bu yana, yüz yıl süren acı ve şeref dolu bir mücadele döneminden sonra hak ettikleri özgürlüğe, korkusuzca yaşama hakkına kavuşmuşlardı. 

51 yıldır Kıbrıs Türkleri bir daha çatışma, yıkım, kıyım, insan kaçırma, işkence, ırza tecavüz, yağmacılık, çetecilik, toplu mezar, çocuk katilliği görmedi. Çok şükür, Türk Ordusunun ve Kıbrıs Türk Mücahit Teşkilatının şanlı harekâtıyla kanlı Kıbrıs barış adası oldu. 

Bu vesileyle, Kıbrıs mücadelesinde Şehit olan kahraman Mehmetçik ve Mücahitlerimize rahmet, yaşayan Gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyorum. (Turgut Özakman’ın şu çılgın Türkler kitabından) yararlandım 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —