AVUG uzaylı bir dostumdur... Dünyamıza bilimsel incemeler için geldiğinde mutlaka ziyaretime gelir sağ olsun.
Uzun zamandır görüşmediğim AVUG geçenlerde dünyaya gelmiş olup, beni de ziyaret etme nezaketinde bulundu. AVUG ile yaptığımız sohbet şu şekilde gerçekleşti: AVUG hoş geldin. Hoş bulduk. Anlat bakalım; dünyamızı nasıl buldun? Dünya’ya daha önce yaptığım araştırma gezilerinde şeytanın her kademede başarı gösterdiğini görüyordum. Neden böyle söylüyorum? Çünkü nefsani istek ve egonun tavan yaptığını görüyordum. Hele ülkeniz de içinde olmak üzere İslam ülkeleri insanlarının dillerinin Müslümanım dediği halde, yaşamlarının bunun tam tezadı olmasına şaşırıyordum. Ama bu defa hem İslam ülkelerinde, hem diğer dinlere mensup ülkelerde, hem de ülkenizde olumlu yönde çok büyük değişiklikler olduğunu gözlemledim.
Nedir bu bahsettiğin değişimler AVUG? Dünyada açlığın ve susuzluğun sona ermesi için Birleşmiş Milletlerin yaptığı yardım çağrılarına, bütün zengin ülkelerin karşılık verdiğini, halkların ve büyük şirketlerinde bu yardım çağrılarına kulak vererek yardım kampanyasına katılmış olduklarını gördüm… Yapılan bu yardımlar sayesinde, dünyada açlığın sona erdiğini öğrendim… Diğer yandan, Afrika ve Asya’da icap eden her yerde kuyular açıldığını, dolayısıyla dünyada su sıkıntısı çeken tek bir insanın bile kalmadığını da öğrendim.
Birleşmiş Milletlerde daimi veto hakkına sahip beş ülke adaletsiz olduğu gerekçesiyle bu haklarından kendiliklerinden vazgeçmişler. Bunlar hakikaten çok önemli değişimler.
Şimdi ben sana sorayım… Arif Türkiye’den ne haber, sizdeki değişim ne merhalede? Onu da senden dinleyeyim.
Yani AVUG, Türkiye’deki değişiminde dünyadan geri kalır yanı yok. Sanayide çok geliştik. İki yıl içerisinde kendi üretimimiz olan bir milyon otomobil sattık. 300 adet savaş uçağı, 150 tane helikopter sattık… Bir tane uçak gemisi yapıp Genelkurmayın emrine verdik. İlaç sanayimizi, tarım, savunma sanayimizi çok geliştirdik. Ama dünya barışı sağlandığı için artık silaha da ihtiyaç duyulmayacağı düşünülüyor. Ülkemizde şu anda bir tek sefalet çeken, işsiz insan bulamazsın.
Önceki ziyaretlerinde gördüğün hiçbir çirkinliği göremezsin. Şu anda denemek için git, Cumhuriyet meydanında bir cüzdan bırak, istersen bir çuval altın bırak, ilk bulan kesin Belediye ya da Emniyete götürüp teslim edecektir. Ben geçenlerde bizim Gazi Derneğinin önündeki banka şemsiyemi bıraktım, tam bir hafta orada kaldı, kimse almadı. Yahu o bir şey mi? Yine geçenlerde bizim Ünye Kent Gazetesi basın bürosunun kapısını ardına kadar açık unutup akşam eve gitmişim. İçerde içerisinde 5000 TL olan çantamda vardı ha. Gece bir vatandaş aradı, çantanın içerisinde telefon numaramı bulmuş… Kardeşim basın bürosunu açık unutmuşsunuz, çantanızda da 5000 TL para var dedi. Dedim ki, kardeşim teşekkür ederim, kapıyı çek git, hiçbir şey olmaz.
Hakikaten sabah gittim, her şey yerli yerinde. İşte böyle.
O kadar değerli düşünce ve davranışlara sahip olduk ki, anlatarak bitmez. Geçtiğimiz yaz kaldırımlarda bir tek kişiye kaldırıma çekirdek kabuğu atarken rastlamadım… Bir tek kişiye yere tükürürken, sigara izmariti atarken rastlamadım… Son iki yıldır bir tane cinayet ya da kavga olmadı… Trafik kazaları dersen yok denecek kadar azaldı… Komşular bırak bir şey silkelemeyi ya da gürültü yaparak birbirlerini rahatsız etmeyi, acaba sizi rahatsız ediyor muyuz diye ikide bir birbirlerine soruyorlar. Bizim Burunucu Mahallesinden çarşıya kadar yürüyerek gidiyorum… Yahu önce Mahalle sakinlerinden başlıyor selam alıp vermeler, çarşıya gidene kadar devam ediyor. Yani anlayacağın, herkes birbirine tebessüm edip selam veriyor.
Hele siyasi partiler… Hiçbir kavgaları olmadığı gibi, sırayla birbirlerini ziyaret ederek ülke menfaatlerini ilgilendiren konularda istişareler yapıyorlar… Yani ülke meselesi ise mevzuu, sanki hepsi bir partiymiş gibi davranıyorlar. Hatta hepsinin ülke menfaatini gözetme düsturu aynı olduğu için hangisine oy vereceğimize bile karar vermekte zorlanıyoruz. Geçenlerde ne oldu dersin? Ne oldu? Cumhurbaşkanının davetiyle ülkemizdeki bütün partilerin Genel Başkanları Ankara Atatürk orman çiftliğinde beraberce piknik yaptılar. Görülmeye değerdi doğrusu.