Davranislarimizin büyük çogunlugu, "ETKI - TEPKI" sonucudur. Yani, iç veya dis âlemden aldigimiz etkilere karsilik olarak gösterdigimiz tepkiler, davranislarimizi meydana getirir. Aldigimiz etkinin agirligina orantili olarak tepki veririz.
Müslümanlar, bir gecesi bin aydan daha hayirli olan bir ayin içinde bulunuyor. Yani, Allah"in rahmet musluklarinin sonuna kadar açik oldugu bir ay, bu !.. iyi düsünerek, gözleri-gönülleri dört açarak, çantalari ( ahiret azigi toplanacak heybeleri) tika-basa doldurmak lâzim... Firsat, bu firsattir, kaçirmamak gerekir, diye düsünüyorum. Bir dahaki ramazana ya variriz ya da varamayabiliriz. ( Hani, ne demisler; "firsat ele bir geçer... Vur davulcu ... güm !.. güm !.. güm !..
Müslümanin her hali, imrenmeye deger. Eger geregi gibi yasayabiliyorsa ... Çok zor da degil. Orucunu tutabilen, diger görevlerini de yerine getiren müslüman, mutlaka Allah'in affina mazhar olacaktir. Çünkü Allah'in va'di ( verilmis sözü ) vardir. Allah, sözüne aslâ muhalefet etmez. Öyleyse müslüman, uyanik olup biraz kosmasini bilmelidir. Sahura, mutlaka kalkilmali ve yemekler hazirlanirken en az iki rek'at TEHECCÜT namazi kilinmalidir. Aliskanlik kazanilir ve Allah'in lütfu ile ramazan sonrasi da devam eder insâallah... Elbet ki, "Ekmeden biçilmedigini, hepimiz çok iyi biliyoruz.
Camiletimizde mukabele okuyan, RAMAZAN BÜLBÜLLERI Çocuklarimiz var. Bizim adimiza camilerimizi senlendiriyorlar. Ceplerine, aralarda harçlik sokusturalim. Isi hep zekâta -fitreye birakmayalim. Fitre-zekât, birer vecibedir; zorunlu olarak verilecektir. Müslümanin ayrica, günlük sadaka vermesi gerekir. Iste o günlük sadakalarimizi da bu çocuklara verelim ki, kayretleri artsin, tesvik olsun.
Haci efendinin birisi hastalanmis, hastaneye yatirmislar. Varlikli bir aile imis; çocuklari etrafinda fir fir dönüyorlarmis. Serum verilmis, oksijen verilmis ve rahatlamis. Taburcu edilirken, çocuklari masraflari ödüyor, haci efendi agliyor. Çocuklari ve etrafindakiler, masraflari fazla buldugu için agladigini zannederek, çocuklari diyorlar ki: "Baba, bizim durumumuz iyi, aglanacak bir seyimiz yoktur, niçin üzülüyorsun ? " Haci efendi söööyle dogrulup etrafindakileri süzdükten sonra diyor ki : " Çocuklarim !.. Ben, paraya aglayacak adam miyim ? Sizler beni tanimiyor musunuz ? Benim Yüce Rabbim, yillarca bana verdigi nefeslere, bir kurus masraf almadi, surada zorla aldigimiz nefeslerin bedeli, beni aglatti çocuklarim. Onlarin bedelini nasil ödiyecegimi düsününce agladim."
Bu örnek, su mübarek günlerde hepimizi düsündürmeli ve aglatmalidir. Cehennem atesini söndürecek göz yaslarimizi çogaltmali ve ramazan sonuna, bagislanmis olarak çikmaliyiz. Peygamberimiz ( a. s ) :"Ramazana ulastigi halde kendisini affettiremeyenlerin burnu, yerlerde sürünsün !.. " seklindeki bedduasina muhatap olmamak için çaba sarfetmelitiz. Bu da , dolu dolu gönüllerle mümkün olacaktir. Ramazanin rahmet deryasindan dolduracagimiz gönüllerimizle çosmali, aglamali, kendimizi affettirmeliyiz. Firsatlar kaçirilmamali ve bayrama bagislanarak çikmaliyiz. Hiç zor degildir ; yeter ki, samimi olarak biraz kayret sarfedilsin.
Saygi, sevgi ve selâmlarimla ...
Ismail Sari