MUSA Ö. KIROĞLU

Tarih: 13.08.2022 17:10

Halk Pazarı, Köy Pazarı, Organik Pazar…

Facebook Twitter Linked-in

Ünye’nin Halk Pazarı asırlıktır. Kayda geçen tarihi 1864 olsa da öncesinde de haftalık Halk Pazarı kurulan bir şehirdir Ünye.

Süreç içinde şehrin çeşitli yerlerinde kurulmuştur Halk Pazarı…

Benim yaşımdakiler bugünkü PTT binasının yerindeki Kapanaltı dediğimiz Halk Pazarını hatırlar.

Kapanaltında sebze ve meyve satılırdı. Hemen karşısında bugünkü UNİPORT AVM’nin olduğu yere de “Unpazarı” denir… Burada da un, pirinç, bulgur, şeker, makarna, vb… ürünler satılırdı.

Pazarın Kapanaltı bölümünde satılan sebze ve meyvelerin nerdeyse tamamı Ünye’nin kenar mahalle ve köylerinden getirilir, satılırdı.

Dışardan bir miktar pırasa, pancar Samsun Tekkeköy’deki bahçelerden getirilirdi.

Manavlar da buradaydı. Manavlarda; kavun, karpuz, üzüm, soğan, patates hariç satılan tüm meyve ve sebzeler Ünye’de yetişirdi.

Kapanaltı, buraya PTT binası yapılma kararı sonrası bugünkü Atatürk Parkı karşısında Büyükşehir’e ait otopark alanına taşındı.

Sonra buradan kaldırıldı şu anda Büyükcami önünde Büyükşehir’in iş merkezi yaptırdığı alana… Bir süre sonra bugünkü 15 Temmuz Meydanı’na… Devamında da bu meydanın güney cephesi istikametinde biraz ileriye sokak aralarına kaldırıldı.

Şu anda da Kapalı Spor Salonunun altına alındı, orada hizmet veriyor.

Bildiğimiz kadarıyla Belediye şehrimizde yeni bir pazaryeri çalışması yapıyor.

Bu Halk Pazarımız merkez pazar durumunda… Bunun dışında ayrıca haftanın belirli günlerinde açılan semt pazarları da var.

Köy Pazarı…

Dedim ya benim bildiğim ilk Halk Pazarı bugünkü PTT yanındaki “Kapanaltı” idi. Ve burada tamamen Ünye’nin yetiştirdiği sebze ve meyveler satılırdı. Yani baştan sona “yerli” pazardı.

Bu ürünler ise köylerde yetiştirilir getirilirdi pazara.

Ama 60’lı yılların sonuna doğru köyler boşalmaya başladı. Köylerdeki çiftçi sayısı hızla azaldı. Nüfus şehirlere aktı.

Pazaryerlerine köylerden gelen ürün yetmez oldu. Ürünler, Çarşamba, Bafra Ovasından, Adana-Çukurova’dan, Mersin’den, Antalya’dan Tokat’tan, Amasya’dan gelmeye başladı.

Böylelikle Halk Pazarında çok sayıda, meyve ve sebze satan sergiler kurulmaya başladı. Köylerden gelen az sayıda ürün ise bunların arasında sanki kaybolur oldu.

Ama şehrin yerlileri olsun, gurbetçileri olsun hep bu köylerden gelen yerli ürünleri tercih etti. Pazarda onları takip etti, aradı. O ürünleri satın alıp götürdü evine.

Hatta yerli, organik ürün bilinci geliştikçe bu ürünlere rağbet arttı.

Bu rağbetin farkında olan bazı uyanıklar ise, dışarıdan getirdikleri ürünleri köyden gelen ürünlerin arasında satma kurnazlığına kalkıştı.

Yetmedi, köylerde seralarda yetiştirilen ürünleri organik köy ürünü diye yutturmaya kalkıştılar.

Çiftlik yumurtasını, katkılı tereyağlarını da öyle… Köy ürünü, organik ürün diye satmaya çalışıyorlar.

Ve Köy Pazarında şu andaki son durum; yerli ürün-yabancı ürün, organik ürün-sahte ürün birbirine karışmış vaziyette…

Organik Köy Ürünleri Pazarı…

Bu karışıklık rahatsızlık yaratınca… Ayrıca yerli ürünlerin yer aldığı organik pazarlar günümüzde yerli yabancı müşteriler tarafından tercih edilen özellikli pazarlar haline gelince Ünye Belediyesi devreye girdi… Köy Pazarına düzen vermeye, burada sadece köy ürünleri satılmasına yönelik tedbirler almaya başladı.

Ben şu anda Ortayılmazlar Mahallesinde oturuyorum. Ama asıl Saraçlı Mahallesindenim. Orada doğdum, büyüdüm. Çocukluğum ve gençliğim oradaki bahçelerde geçti. Kendi bahçemizin sebze ve meyveleri yiyerek büyüdük. Bu nedenle her sebzemizi, her meyvemizi şekliyle ve tadıyla çok iyi bilen birisiyim.

Pazara gittiğimde hangi ıspanak, hangi kıvırcık salatalık, hangi maydanoz, dereotu, roka, hangi perzü, pancar, domates, salatalık, patlıcan, biber doğal ortamında yetişmiş… Ya da serada yetiştirilmiş gayet rahat anlıyorum. Hangi yumurta çiftlik, hangi tereyağı katkılı biliyorum.

Pazarda geziyorum, tanıdık sahte organik ürün satmayan tanıdık satıcıları yokluyorum. Organik olan ürünleri sahtelerinin arasından seçmeye çalışıyorum.

Benim pazardan aldığım hiçbir ürünün albenisi yoktur. Güneş yakmıştır, soğuk büzmüş, buruşturmuştur. Yaprağını böcek yemiştir. Boyu bodur, biçimi bozuktur.

Niye bunları alıyorum derseniz? Bu ürünler doğal ortamında yetişir. Bu nedenle doğal etkilere maruz kalır, böyle olurlar. Asla sera ürünü değildirler.

Serada yetişenleri görüyoruz… Göze gösterişli, boyu-posu uzamış, hiç lekesi yoktur. Çünkü ilaçlanır, hormonlanır, kimyasal katkılarla  yetiştirilirler.

Pazardaki bazıları diyor ki; bu dışarıdan gelen sera ürünü değil. Bizim köyde kendi seramızın ürünü.

Ne fark eder… Dışarının serasında da ilaçlı, kimyasal katkılı ürün yetiştiriliyor, senin köydeki seranda da…

Ünye’de bu saatten sonra gerçekten Organik Köy Ürünleri Pazarı kurulacaksa asla yerli-yabancı sera ürünü bu pazara girmemeli.

Bu işi köyünde doğal ortamında yerli tohumlarla yapan üreticileri tespit edip, tescilleyip onların ürünlerini sattırmalıyız Organik Köy Ürünleri Pazarımızda.

Bunun içinde Belediye, İlçe Tarım Müdürlüğü, Ziraat Odası ve bu işle ilgili kurulan dernek özel bir çalışma yapmalı.

Yoksa yerli-yabancı sera ürünleri bu gidişle pazarı işgal edecek… Yok edecekler.

Kalın sağlıcakla…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —