İSMAİL AYDIN

Tarih: 14.08.2025 09:28

İnsanın Kendiyle İmtihanı

Facebook Twitter Linked-in

İnsanın yaşadığı en uzun ve en zorlu yolculuk, dışarıdaki değil; kendi iç dünyasındaki yolculuktur. Ne coğrafya değişir, ne iklim; ancak insanın içinde fırtınalar kopar, mevsimler değişir. Bu yolculukta en yakın dostu ve en amansız düşmanı aynı varlıktır: nefsi.

Nefs, sadece arzuların kaynağı değil, insanın iradesi, benliği ve sınanma kapısıdır. Asıl imtihan ise, kendi içimizde adaleti kurmaktır; nefsin arzuları ile ruhun hakikat arayışı arasında dengeyi tutturmak gerekir.

Günümüz dünyasında nefsin perdelediği gerçeklikler daha kalın. Tüketim kültürü, sosyal medya beğenileri, maddi hırslar, insanın hakikat arayışını engelliyor. İnsan, artık hakikati değil, başkalarının onayını arıyor.

Tasavvuf ehline göre, nefsle mücadele en büyük cihaddır. Çünkü nefis, doğrudan kötülüğü fısıldamaz; iyiliğin kılığına girer, insanı aldatır. Örneğin, iyilik yaparken gösteriş arzusu doğarsa, o iyilik nefsin tuzağına düşer.

Hakikate ulaşmak sadece bilgiyle olmaz, kalbin temizliği gerekir. Bilgiye sahip olmak yetmez, ihlas ve samimiyetle yaşamak şarttır. Nefisle mücadele ise sabır ve tevazu ister. Modern insan sabrı zor seçer; oysa sabır, anlık tatmini ertelemektir ve hakikatin anahtarıdır.

Kendiyle muhasebe ise bu yolun olmazsa olmazıdır. Hz. Ömer’in sözünü hatırlayalım:
“Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin.”

Günlük küçük fedakârlıklar, öfkeye hâkim olmak, başkasının hakkına saygı göstermek, nefsin terbiyesi için başlangıçtır. Bugün her şeye anında ulaşabilmek, nefsin zaferi değil; ruhun yenilgisi demektir.

Sonuçta, insan nefsi yok edemez; onu terbiye eder. Ve Rabbine döndüğünde “Ey huzura ermiş nefis! Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön.” hitabını duyan gerçek zaferi kazanır.

İçimizdeki bu imtihanı unutmadan, sabır ve tevazu ile ilerlemeliyiz. Çünkü en büyük savaş, insanın kendi nefsine karşı verdiği savaştır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —