AHMET DERYA VARİLCİ

Tarih: 03.12.2025 09:00

Karadeniz Arkeolojisi – Bizans Dönemi - XII (Hristiyanlık Üzerine Notlar)

Facebook Twitter Linked-in

Hristiyan dininin yayılmaya başlaması, öncelikle Anadolu topraklarında gerçekleşir. Bu yayılımda Karadeniz Bölgesi diğer yayılım alanları kadar önemli bir yer tutar.

 

Hristiyanlık Üzerine Notlar

 

 

Hristiyanların Kutsal Kitabı İncil

 

İncil, İsa'nın yaşamını, öğretilerini, ölümünü ve dirilişini anlatan bir biyografidir.  Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından kaleme alınmış olan ve yazarlarının adlarıyla anılan dört İncil, "kanonik İnciller" olarak kabul edilir ve Yeni Ahit'in (Ahd-i Cedit/Yeni Antlaşma) ilk dört bölümünü teşkil eder.

İsa’nın yaşamı hakkında en temel kaynak İncil’dir. 

İncil sözcüğü Türkçe’ye Arapça’dan geçmiştir. Kelimenin kökeni Yunanca “euangelion” (iyi haber, müjde) sözcüğünden gelir. Latincesi, evangelium’dur. İngilizce gospel (Good-spel) biçimindedir.

Yeni Ahit 27 kitapçıktan oluşur. İnciller, İsa'nın yaşamını anlatan Yeni Ahit’te ilk dört kitapçıktır. Sonraki kitapçıkların büyük bir bölümü İsa'nın öğrencilerinin (elçilerinin) kiliselere yazdığı mektuplardan oluşur ve “Resullerin İşleri” adıyla bilinir. 

Yeni Ahit’teki İncillerin kabulü, Hristiyan ilahiyatçı Aziz Augustinus'un otoritesiyle 381 yılında toplanan Roma Konsili'nde gerçekleşmiştir. Bu konsilde ilk defa resmi bir şekilde kanonik İncil listesi saptanmış; Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’nın yazdığı 4 İncil kabul edilmiştir.

 

İznik Konsili ve Papa 14. Leo’nun İlk Yurtdışı Ziyareti

 

 Hristiyanların ilk Konsil’i, 325 yılında İznik’te toplanan Birinci İznik Konsili’dir ve aynı zamanda kiliselerin ilk ekümenik konsilidir. 

“İlk İznik Konsili, teorik olarak olsa bile Roma İmparatorluğu'nun her yerindeki kiliselerin temsil edildiği, bütün kilisenin genel olarak çağrıldığı ve toplandığı ilk girişimdi."[3]

Birinci İznik Konsili tüm Hristiyanları tek çatı altında toplamayı hedefleyen, tarihin ilk ve en önemli ekümenik (evrensel) konsilidir. 

İlk konsül’ün toplandığı 325 yılının 1700. Yıl dönümünde Katoliklerin lideri Papa 14. Leo’nun ilk yurtdışı seyahatini toplantının yapıldığı mekân olan İznik’e yapmış olması ne anlama geliyor?

Geçtiğimiz hafta (27-29 Kasım 2025), Papa 14. Leo'nun ilk yurt dışı seyahatini İznik'e yapmış olması basında değişik açılardan yansıtıldı. Bunlardan biri “Hıristiyanlık tarihi açısından önemli bir keşfi dünya sahnesine sunmak üzere Papa 14. Leo Türkiye’ye geliyor!” biçimindeydi. Gerçekten de İznik Gölü’nün çekilmesiyle ortaya çıkan Bizans Kutsal Pederler Bazilikası, Bizans Arkeolojisi açıdan önemi bir olaydı. Ancak bu bazilikanın, MS 325 yılında düzenlenmiş Birinci İznik Konseyi'nin yapıldığı yer olduğu tespiti doğru değildir. Arkeolojik açıdan henüz bu tezi doğrulayacak bulgulara ulaşılamamıştır. Bazilikanın ilk konseyi düzenleyen din adamlarının anısına inşa edildiği düşüncesi de sadece bir tahmindir.

Yine de Papa 14. Leo’nun, 1. Konsey'in 1700'ncü yıldönümünde İznik’i ziyaret etmesi ve açığa çıkan bazilikaya dikkat çekmesi önemlidir. 

Papa’nın İznik ziyaretinin başka anlamı var mıdır?

Bunu anlamak için İznik’in 1700 yıl öncesine bakmak gerekir.

  

İznik’in Hristiyanlık Tarihi Açısından Önemi

 

325 yılının tarihsel bağlamı ayrıca dikkat çekicidir. Bu büyük toplantıyı kararlaştıran ve tertipleyen dinî otoriteler değil, bizzat dünyevi iktidarın kendisidir. 270-288 yılları arasında doğduğu tahmin edilen Bizans İmparatoru Konstantin, 306'dan itibaren önce Roma İmparatorudur, 324'ten sonra ise hem Batı Roma'nın hem Bizans'ın tek hâkimidir. O yıl itibarıyla kendisini açık biçimde Hristiyan olarak tanımlamaktadır.

Çünkü imparatorluk topraklarında Hristiyanlık hızla büyüyüp gelişen dindir ve imparatorluğun resmi dini de Hristiyanlık olacaktır. Üstelik o dönemde Hristiyanlar arasında henüz ayrılık gayrılık yoktur. 325’te İznik’te toplanan 1. Konsil, Hristiyan dünyasındaki ayrılıklardan önceki ilk ve tek konsüldür.

Konsil iki temel konuya açıklık getirir. İlki, uzun süren tartışmaların ardından Paskalya Yortusu'nun ortak bir tarihte; Mart sonu - Nisan ayı başında kutlanmasıydı. Böylece en önemli Hristiyan bayramı, tüm dünyada aynı gün kutlanmaya başladı.

İkinci başlık, İsa Peygamber'in kimliğine dair anlayışın netleştirilmesiydi. Yeni Ahit'in kendisinde bile bu konuda farklı bakışlar vardı. 1. Konsil sonrası Mesih'e "Tanrı" denebilecekti; hem de Hristiyanların "Baba Tanrı" için kullandıkları anlamda. Bu yorum bugün tüm Hristiyan geleneklerinde geçerliliğini koruyor. İnanç metninde İsa Peygamber için "gerçek Tanrı'dan gerçek Tanrı, doğurulmuş, yaratılmamış, Baba ile aynı özden" ifadeleri yer alıyor.

Konsilin toplandığı dönemde Hristiyanlarda büyük ölçüde "inanç birliği" söz konusuydu. Kiliseler arasındaki ayrışmalar daha sonraki yüzyıllarda ortaya çıktı. Paderbornlu Katolik teolog Christian Stoll, DW'ye yaptığı değerlendirmede şöyle diyor: "İznik, antik çağda kiliseyi yönlendiren tüm yetkili isimlerin, imparatorun başkanlığında bir araya geldiği tek konsildi."[4]

Konsilin 325 yılında tam olarak nerede toplandığı ise hâlâ kesin olarak bilinmiyor. İznik'te ayakta kalan yaklaşık bir düzine eski kilise kalıntısının hiçbiri büyük olasılıkla toplantı yeri değil. Bazı arkeologlara göre toplantı salonu, depremler nedeniyle bugün gölün altında kalmış olabilir. Burada yalnızca birkaç mezar taşı ve kısmi kalıntılar görülebiliyor.[5]

O halde Papa’nın İznik ziyaretini nasıl değerlendirmek gerekir?

1700 yıl önce Bizans İmparatoru Konstantin’in İznik’teki beklentisiyle Papa’nın ziyaretinin benzer kaygılar içerdiğimi söyleyebiliriz. 

 Papa 14. Leo, kiliseler arasındaki birlik arayışında (ekümenizm) yeni bir atılım gerçekleştirmek amacındadır. Ancak bu girişim, Katoliklerin lideri Papa 14. Leo ile Türkiye’deki Ortodoks kiliseleri temsilcisi Bartholomeos'un İznik'te buluşmasına ve diğer kilise temsilcilerinin katılımına rağmen yeterli olmadı. 

Vatikan ile Rus Ortodoks Kilisesi arasındaki çelişki azalmak yerine daha da arttı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'ya karşı sürdürdüğü savaşı defalarca kutsayan Moskova Patriği Kirill’in, Papa’nın bu yeni girişimine olumlu cevap vermesi zaten beklenemezdi.

Papa’nın Türkiye’den sonraki durağı, Ortadoğu’da en yoğun Hristiyan nüfusa sahip Lübnan oldu. Lübnan’da karşılanış biçimi, işlerin hiç te Türkiye’deki gibi “kolay” olmadığını gösteriyordu. Papa 14. Leo, Beyrut'un güneyindeki Dâhiye bölgesinde, ellerinde eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın fotoğrafları ve Hizbullah bayrakları ile karşılandı. Öte yandan İsrail bu ziyaretten hoşnut olmayacaktı.  27 Kasım 2024'te Beyrut ile Tel Aviv arasında sağlanan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail ateşkesi binlerce kez ihlal etmişti. Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberine göre Papa’nın ziyaretinden iki gün önce de İsrail’e ait bir savaş uçağı, Alma Şaab bölgesine saldırı gerçekleştirdi.[6]     

Sonuç olarak Osmanlı’nın ve Atatürk’ün izin vermediği ekümenik ayinler, Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos’un katılımıyla İznik’te gerçekleşti. Papa 14. Leo’nun ziyareti, Lozan Anlaşması’na aykırı bulundu ve siyasi olduğu iddia edildi. Üstelik 1. Konsil’in 1700. yıldönümüne denk gelmesi ülkemizde oldukça yoğun tartışıldı.  

 

Devam Edecek: Hz. İsa’dan kaynaklar nasıl bahsediyor?

 

Kaynaklar:

 

Batuk, Cengiz. 2020, Ders Notları, OMÜ İlahiyat Fakültesi.

DW, Deutsche Welle, Almanya'dan yayın yapan bir medya kuruluşu.

Mehr Haber Ajansı, 29.11.2025


 

[1] Tanah, Yahudiliğin ana mukaddes metinlerini oluşturan kitapların kanonik bir koleksiyonudur. Kanonik olması, otoriteler tarafından doğrulandığı anlamına gelir. 

[2] Batuk, 2020; 1-3

[3] Hanson, 2006;152

[4] Stoll, 28.11.2025, DW

[5] DW, 28.11.2025

[6] MEHR, 29.11.2025


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —