Psikolog Adnan Göktuğ Adalı

Tarih: 03.11.2025 09:00

Kendini İfade Edememenin Bedeli: İçine Atılan Her Şey Birikir

Facebook Twitter Linked-in

Bazı insanlar vardır; ne söylerler, ne kızarlar, ne de şikâyet ederler. Sadece susarlar. Dışarıdan sakin, kontrollü, olgun görünürler ama içlerinde hiç bitmeyen bir uğultu vardır. Kırıldıkları hâlde gülümserler, yorulduklarında bile “iyiyim” derler. Çünkü yıllar içinde öğrenmişlerdir: “Fazla konuşma, dikkat çekme, olay çıkarma.” Böyle böyle, insan kendi iç sesini susturmayı öğrenir.

Kendini ifade edememek çoğu zaman bir tercih değil, bir hayatta kalma biçimidir. Belki geçmişte duygularını dile getirdiğinde yargılanmıştır. Belki “abartma”, “sen de çok alıngansın” gibi cümlelerle susturulmuştur. Belki de kimse onu gerçekten dinlememiştir. Zamanla kişi duygularını bastırmayı, ihtiyaçlarını geri plana atmayı “normal” sanmaya başlar. Ama duygular yok olmaz, sadece birikir.

İçine attığın her şey, bir noktada bedende ve zihinde bir iz bırakır. Uykusuz geceler, açıklanamayan yorgunluklar, sebepsiz ağlama isteği… Bunların çoğu bazen sadece bir cümlenin söylenememiş olmasından, bir duygunun görünmez duvarların arkasına saklanmasından kaynaklanır. Çünkü insan içini susturamaz; yalnızca erteler.

Kendini ifade edememek, bir tür görünmez yük taşımaktır. O yük bazen “keşke”lerle, bazen “neden söylemedim”lerle büyür. İnsan ne kadar susarsa, iç sesi o kadar karışır. Zamanla ne hissettiğini bile anlamaz olur. Çünkü bastırılan her duygu, bir süre sonra karmaşaya dönüşür.

İfade edemediğin duygular bir gün mutlaka kendini hatırlatır. Belki bir tartışmada gereğinden fazla öfkeyle, belki bir gecede durduk yere ağlayarak, belki de sebepsiz bir uzaklaşmayla… O anlarda şaşırırız; “neden böyle hissediyorum?” deriz. Ama aslında neden çok bellidir: anlatamadıklarımız, içimizde sessizce büyümeye devam eder.

Kendini anlatmak bir cesarettir. Çünkü duygularını ifade etmek, her şeyden önce kendine değer vermektir. “Benim hislerim önemli” diyebilme gücüdür. Bu, bazen birine kırıldığını söylemek, bazen de sadece “bunu yapmak istemiyorum” diyebilmek kadar basit ama bir o kadar da derin bir eylemdir.

Ve evet, herkes seni anlamayabilir. Herkes seni dinlemeyebilir. Ama sen konuştuğunda, sen kendini duyarsın. İçinde birikenlerin ağırlığı biraz olsun azalır. İnsan bazen anlaşılmaktan önce, sadece kendini duyurmak ister. Çünkü ifade etmek, varlığını onurlandırmaktır.

Belki de artık susarak değil, anlatarak iyileşmenin zamanı gelmiştir. Çünkü duygularını bastırmak seni “güçlü” yapmaz; sadece görünmez bir duvarın arkasına gizler. Gerçek güç, o duvarı yıkıp kendine dürüst olabilmektir.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —