Aptalliklarindan ders alan bir ülke.!.
Ülkenin ismini söylemeden önce hikayesini anlatmaliyiz..
Bir Avrupa ülkesini tanitacagimi saniyorsaniz yaniliyorsunuz.
Bu ülke, bagimsizliginin 200.cü yilini geçen sene kutladi.
Önceleri sömürge ülkesi iken,bagimsiz olunca kendini sasirmis, komsulari ya da ülke içinde etnik ayrimcilik yüzünden bol bol savasmis..
Savas rüzgarina kendini öylesine kaptirmis ki, tam 150 yil sonra akillari baslarina gelmis.
Toplumda her sey bulasicidir.
Gülmek, moral bozuklugu, aptallik veya efendilik.
Bunu fark etmeleri özgür bir ülke olarak yasama geçmeleri için, tam 150 yil, diktatörlük, 2 darbe, kaos, kavga, komsular ile iliskilerde dengesizlik, buna bagli halkta huzursuzluk, adaletsizlik, adam kayirma gibi halkin mutlu olma indeksini düsüren ne varsa bütün olumsuz yollardan gitmis bir toplum.
Konya ve Afyonkarahisar illerini birlestirin. Iste o kadar yüzölçümü.
5.3 milyon insan yasiyor. Sadece komsular ile ya da sadece halklar ile kavga degil sorunlari, ayni zamanda bu kadar toprakta bile;
112 aktif yanardaglari var.!.
Mucize degisimin ilk adimlari, 50 yil önce atiliyor. Demokrasi ile yönetilen bu ülkede basa gelen bir adam,
“Bir dakika ya, biz manyak miyiz?”
sorusunu sorarak, yetkilerini “akilli canlilar” olduklarini ispatlamak için kullaniyor. Ne mi yapiyor?
Hemen Yasama, Yürütme, Yargi kuvvettlerinde asla bir daha kimsenin degistiremeyecegi “keskin ayirim” kanunlarini koyuyor, uygulamaya geçiriyor.
Disisleri Bakanliginin girisine kocaman bir yazi yazdiriyor;
“Bu ülkede kuvvetler ayriligi keskin bir sekilde uygulanmaktadir.”.. diye.
Sonra da komsularina ve bütün dünya ülkelerine söyle bir konusma yapiyor :
“Arkadaslar, siz birbirinizi yiyin, kavga edin, ben kapimi huzursuzluga kapatiyorum ve benden uzak olun,
sadece ticarette sizlerle muhattap olurum. Bana pisliginizi bulastirmayin. Belanizi mi Mevlanizi mi. neyi ariyorsaniz, arayin” .. diyor..
Hemen akabinde, bakanlarina
“getirin su bütçeyi bana, nereye ne harciyoruz, bir bakayim” diyor..
“Ooo Silahli kuvvetler ve orduya ne kadar çok harcama yapiyor musuz, savas yok, hiçbir komsumuzun islerine karisma yok. Onun için orduyu kaldiriyorum. Oraya harcanan bütün parayi egitim, üretim ve saglik sektörüne kullaniyorum..” diyor..
Dedigini de yapti. Kimsenin isine iyi ya da kötü 50 yildir hiç müdahale etmiyor.
Bu tutumu ile de 1987 Nobel Baris Ödülü aldi Basbakanlari.
Daha sonra iki adam parti kurdu ve dedi ki;
“Arkadaslar bizim parti tüzügümüz mutluluk üzerine kurulu. Onun için partimizin adi da Mutluluk Partisi. Mutluluk, para da, kariyer de degildir. Ne kadar çok doga ile iç içe olur, birbirimize dürüst olursak ve kötü huylarimizi yontarsak, o kadar çok mutlu oluruz.”
Seçildiler ve basa geldiler. Biri Basbakan ötekisi de Milli Egitim Bakani oldu.
Mutlu olmak için, ne mi yaptilar?
Ülkesinde 1300 km sahil oldugu halde, turizm gelissin ayagi altinda asla betonlasmadilar.
Okullarda derslerin çogu dogada yapiliyor. Çocuklar matematigi agaç, çiçek, sayarak ögreniyor.
Ilkokuldan mezun olabilmenin bir sarti da 5 yilda bir çocugun dikmesi gereken agaç miktari kotasina ulasabilmek.
Finlandiya Egitim Bakani sik sik bu ülkeyi ziyaret edip, örnek aliyor. Sizler Finlandiyayi biliyor fakat kaynaginin bu ülke oldugunu bilmiyorsunuz.
Televizyon ve Basini, Halki aydinlatmak için kullaniyorlar.
Bütün aydinlar ücretsiz seminerler veriyor, halki aydinlatmak, bilinçlendirmek için.
“Beyin, hareket halinde iken daha iyi ögrenir” prensibi egitimlerinin çikis noktasi.
Orduyu lav ettikten sonra oradan gelen para ile 5 harika üniversite kurup, bilim insanlari yetistirdiler.
Ülkede dogusu baska bir dil, bati baska, kuzey baska dil konusuyor.
Üniversite mezunu her genç ise çok iyi derecede Ingilizce konusuyor. Kimse kimsenin dilinin kaba ya da üstün oldugu ile ugrasmiyor.
Ülkenin %30u korunmus doga.
Kesinlikle agaç kesmek yok, gecekondu, otel, avm yapmak yasak.
Evlenmek mi istiyorsunuz, 6 haftalik kursa gitmek zorundasiniz.
Geçemediniz mi, evlenemezsiniz, bir daha kursa gideceksiniz.
Anne-Baba mi olmak istiyorsunuz, kursa gideceksiniz. Dogacak çocugu sadece içgüdüleriniz ile degil, bilinçli egitmek için bu kurslara gitmeniz sart.
Televizyonda, doga bilinci, nasil mutlu olunur gibi programlar bol bol var.
Toplumun enerjisini düsürecek, moralini bozacak, kadercilige ve umutsuzluga sürükleyecek hiçbir programi kabul etmiyorlar.
O kadar küçük bir ülke ki, dünyanin sadece binde 3ü… Amaaa doga ve canli çesitliliginde kara parçasi çok büyük olan ülkelerden çok daha önde.
Dünyadaki bütün canli çesitliliginin yüzde 6si bu ülkede. 850 kus çesidi, 1200 çesit orkide, 600 çesit kelebek gibi.
Gelinen sonuçta;
1) Halkin geliri,
Avrupa halkinin gelirinin dörtte biri olmasina ragmen, hatta Amerikalilarin gelirinin de öyle, her yil yapilan, Dünyanin en mutlu ülkesi siralamasinda, son on yildir
ya birinci ya da ikinci sirada.
2) Kisi basi ortalama yasam süreleri 79,2 yil ile çogu gelismis ülkeyi geride birakiyor.
3) Ordu yok, kavga yok, silah yok.
Dolayisiyla emperyalist güçlerin kiskirtmasi yok.
Kimsenin isine karismiyorlar. Çocuk pornosu seyrederim, tecavüz ederim derseniz, sakin bu ülkeye gitmeyin. Kanunlarda iyi hal indirimi yok, ümügünüzü sikiyorlar.
Bütün halk adalete sonsuz güveniyor. Kanunlar harfiyen uygulaniyor.
4) Basin özgürlügünde 2017 yilinda 180 ülke arasinda 6.ci sirada yer aldi.
5) Dünyanin 2.ci muz üreticisi, ananas, kahve de ekonomide ciddi yer tutuyor.
Kurduklari bes üniversiteden mezun gençlerin ekonomiye dijital ürünler satarak ve tasarlayarak katkisi da tam tamina ekonominin %24ü.
Hem el emegi hem de akillariyla ihracat yapacak kadar becerikliler.
Elli yil önce sorduklari “Biz manyak miyiz?” sorusunu “Degiliz ! “ diye cevaplamayi basarmis bir halk.
6) Topraklarindan petrol fiskirmiyor.
Yeralti kaynaklari ile ilgili enerjileri yok. Onlar da, yenilebilinir enerji kullaniyorlar.
Rüzgar, Günes, Su enerjisi bütün enerji ihtiyaclarinin yüzde yüzünü karsiliyor.
2021de bagimsizliklarinin 200.cü yilini kutladilar ve muhtesem bir hedefleri var; Karayolunda fosil yakitli araçlari tamamen bitirmek.
Yaparlar mi? Elbette. Amerika kitasinin en özgür basinin oldugu bir ülkede hiçbir yalan, bos vaad gizli kalmaz.
Onun için yapacaklardir. Komsulari Nikaragua, Panama hala içislerinde birbirini yiyen halklar. ‘Ya biz aptal miyiz?’ sorusunu bile henüz soramamislar.
Bir taraflari da Karayip öteki taraflari Pasifik Okyanusu. Umurlarinda degil. Huzur içinde yasayip, bütün dünyaya örnek olup, saygi ile aniliyorlar.
Orta Amerkanin Isviçresi diye anilan bu ülke aslinda Isviçreden çok daha üstün.
Çünkü Isviçre, pis isler, rüsvet, kara para aklama ülkesi olarak, kötülerin siginagi olarak kullaniliyor.
Oysa ki “KOSTA RIKA“ “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesi ile kuslarin, kelebeklerin, çiçeklerin sigindigi bir ülke.
KOSTA RIKA nin bu yönünü gösteren hiçbir Türkçe yayin yok.
Selami bile “PURA VIDA” (SAF YASAM) olan bu ülke her zaman aklinizda ve örnek olsun.
Kimbilir belki birgün, bizde
“Biz manyak miyiz?” sorusunu
sorar ve bu sekilde basaririz !!!
(Sn. Inanç Kaya’dan derlemedir.)