İhsan Akbulut

Tarih: 17.10.2025 09:00

Kültür Yolu Festivali:19 İlçede 19 Farklı Hikâye

Facebook Twitter Linked-in

Merhaba Değerli Ünye Kent Okuyucuları,

Bu hafta sizlere Kültür Yolu Festivali’nden bahsetmek istiyorum. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki gala programında yaptığı açıklamayla, 2026 Kültür Yolu Festivali’ne Ordu’nun da dahil edildiği duyuruldu.

Aslında bu gelişme, sadece bir festival duyurusu değil; Ordu’nun tarihini, doğasını ve kültürünü yeniden keşfetme çağrısı.  Çünkü bu festival, birkaç günlük eğlence değil, şehirleri yaşayan kültür merkezlerine dönüştüren 9 gün süren bir hareket. 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2021’de Beyoğlu’nda başlattığı bu büyük vizyon, bugün İstanbul’dan Diyarbakır’a, Konya’dan Çanakkale’ye kadar Anadolu’nun dört bir yanında şehirleri yeniden canlandırmıştı. 

Şimdi de sıra yeşille maviyi buluşturan bu özel kentte. Ordu’da!                                           

Bir Festivalden Fazlası

Kültür Yolu Festivali, müzikten tiyatroya, dijital sanatlardan gastronomiye kadar uzanan geniş bir yelpazeyi halkla buluşturuyor. Amaç sadece sahneler kurmak değil; yerelin sesini evrensele taşımak.

Ordu, bu vizyonla hareket ederse, her ilçesiyle ayrı bir hikâye anlatma fırsatı yakalayabilir.

Sahillerden yaylalara uzanan bu büyük kültür rotasında, her köşe kendine özgü bir tema taşıyabilir: kimi yerde sanatla doğa buluşur, kimi yerde tarih ses verir, kimi yerde el emeği, kimi yerde müzik yankılanır.

Umarız ilgililer bu festivale “bütün şehir” anlayışıyla yaklaşır ve etkinlikleri sadece merkezde toplamaz. Çünkü kültür, merkezde değil, her ilçede; her vadide, her el emeğinde, her türküdedir.

19 İlçede 19 Farklı Hikâye

Ordu’nun 19 ilçesi bu festivalin 19 ayrı sahnesi olabilir.

Bir ilçede göl kenarında ışık gösterileri yapılırken, diğerinde doğadan yapılan sanat eserleri sergilenebilir. Bir yerde sessiz yürüyüşlerle “huzur temalı sanat haftası” düzenlenirken, başka bir yerde müzikle, filmle, yöresel mutfakla hayat bulabilir. Her ilçenin kendi dokusu, festivalin genel ruhuna ayrı bir renk katacaktır diye düşünüyorum. 

Peki Ünye?

Yukarıda her ilçenin kendi dokusu, festivalin genel ruhuna ayrı bir renk katacaktır demiştim. Ancak bu kültür yolunda bazı duraklar vardır ki, o olmadan hikâye eksik kalır. Ünye işte o olmazsa olmaz duraklardan biridir.

Şüphesiz Ünye, bu kültür yolunun kalbinde yer alırsa; hem tarih, hem doğa, hem de kültürel miras açısından eşsiz bir katkı sunabilir.

Mesela Ünye Kalesi’nin gizemli dehlizlerinde ışık ve ses gösterileri, Asarkaya Kent Ormanı’nda doğa temalı sanat yürüyüşleri, Batıpark’ta çocuk atölyeleri ve açık hava konserleri, Yaşayan Kültürel Miras Müzesi’nde geleneksel zanaat gösterileri, Çamlık’ta doğayla iç içe müzik dinletileri, festival ruhunu denize taşıyan özel tekne turları ile denizden Ünye manzarasının izlenmesi, festivale bambaşka bir boyut kazandırabilir. Örnekleri çoğaltmak mümkün ama ilk etapta benim aklıma gelenler bunlar. 

Tüm bunlar, sadece bir etkinlik değil; Ünye’nin köklerini geleceğe taşıyan kültürel bir sahneye dönüşebilir. Böylece Ünye, kültürün hem kökünü hem de yeniliğini aynı anda sahneye taşıyan örnek bir merkez haline gelir.

Sonuç: Kültürle Bütünleşen Bir Ordu

Kültür Yolu Festivali, Türkiye’nin uluslararası marka değerini yükselten, şehirleri birer kültür durağına dönüştüren bir vizyon projesi. Ordu bu sürece dahil olduğunda sadece sahneler değil, hikâyeler kurulacak; sadece müzik değil, kimlik yankılanacak. Eğer bu festival 19 ilçeye yayılırsa, her biri Ordu’nun kültürel mirasına yeni bir halka ekleyecek. Ve o zaman, Ordu’nun kültür yolu yalnızca taşla değil, hikâyeyle ve sanatla döşenecek.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —