1.
seni ariyor
sehir sehir, sokak sokak
seni ariyor geçmis güzel günlerin
hepsi de çocuk suretinde
bir hesaplari vardir herhal...
onlar iyi biliyorlar.
uzun yillar geçse de, herkes çocuktur
bazilari az bazilari çok,
ama, hepsi!
2.
yarin çekip gidecekmis gibi duran yüzün
aslinda hiç burada olmamis buraya hiç getirmedigin yüzün,
aslinda bütün gerçeklerin aynasi olan
yüzün
bütün çocuklugunun anahtari.
3.
yüzleriyle çogalttiklari güzel an’i sözleriyle kirletiyorlardi.
zamani geldiginde ‘gidemedikleri’ için kirlenmek zorundaydilar.
4.
betonarme yalnizliklar çekiyorum
kartpostal sehirlere duydugum saçma özlem senin renklerini getiriyor bana findik bahçelerinden, bin çiçekli yaylalardan.
–ki, uzun boylu serseri bir çocuktur, ‘kirmizi ile inatlasan siyahin çiçegi’ gelincik!
5.
bir gün yesile gülecek bu topraklar, gerçek yesile!
bembeyaz çiçekler açacak kalbinde ‘kararmis’ insanlarin!
6.
karanlikta bir sehir ne bekler ki zamandan?
içli bir türküden baska ya da büyük sevdalardan.
7.
bütün sirlarin kutusunu açiyorum,
nasil komik! vallahi komik!
palyaço makyajli cam gibi mavi gözlü, yesil burunlu sevimli çocuk bana bakip göz kirpiyor!
öyle sevimli…
8.
göründügün degilsin.
gözlerinde, ‘girilmis’ bir orman üzüntüsü.
9.
gözlerime bakarak;
“her sey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
serpilen aydinlikta dallarin arasindan
büyülenmis bir ceylan gibi bakiyor zaman
sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak.” diyor Tanpinar.
10.
zamani ruhumda eritiyorum. içim afet yeri!
11.
“sükrüm ruhun lezzetlerinedir. sabrim afetlerinedir.”
“susarsan senin için söz söylerim.” diyerek gülümsüyor Mevlânâ…
12.
susuyorum.