Ünye Yalı sahilinde Büyükşehir Belediyesi tarafından proje hazırlandı. Buna göre mevcut kaldırıma ilave yürüyüş yolu, ikisi arasında ise peyzaj düzenlemesi yapılacak. Ünye Belediyesi işbirliği ile gerçekleşecek bu çalışma Ünyelilerin sabırsızlıkla beklediği ve bir an önce yapılmasını istediği çalışma…
Bu arada bazı itirazlar yapıldı. Kumsalın betonla kaplanacağı iddia edildi. Aslına bakıldığında hiçte öyle değil. Yürüyüş yolu 5 metre genişliğinde mevcut kaldırımın kenarı sıra yapılacak. Bu bölümdeki kumsal ise kum özelliğini kaybetmiş, bitkisel toprak olmuş. Üzerinde yabani ot, çayır-çimen büyümüş.
Ama buradan “itirazcı gruba” sormadan geçemeyeceğim; “Daha önce Atatürk Parkı ile Yunus Emre Parkı arasında ve Motto Kafe önünde de kaldırım kenarlarına yürüyüş yolu yapıldı. Buralarda “kumsal betonla kaplanıyor” itirazı yapmadınız da neden Yalı’da yaptınız?”
Buna vereceğiniz cevabı bildiğimi sanıyorum. Diyeceksiniz ki; “Yalı başka, orası Ünye’nin vitrini. Anılarımızın çok olduğu bir bölge...”
Ama bana bu sözler çok samimi gelmiyor. Niye mi? Yalı’yı korumaktan bahsediyorsunuz. Yüzüncü Yıl burnunda yapılan çıkıntı buradaki dalga hareketini azalttı. Yalı kumsalı son 20-25 yılda denize doğru 40-50 metre genişledi. Yalı için asıl tehlike bu. Çok kalmaz Yalı koyu hepten dolar. Niye buna sessizsiniz? Ayrıca, Yalı’ya akan kaçak lağımı, kumsal üstündeki çarpık-düzensiz görüntüyü, çevre kirliliğini de hatırlatmak isterim...
Dediğim gibi bu konularda “tık” yok. Ama Yalı boyu kaldırımda bisiklet yolunun da yapılmasıyla tıkanan yaya trafiğinin rahatlayacağı, Yalı boyu insanların sere serpe yürüyüş yapabileceği, oturup deniz-kumsal manzarasında dinlenebileceği çalışmaya “istemezük” itirazı… İşte ben bu yüzden Yalı’da yapılacak çalışmaya itirazı samimi bulmuyorum.
Hadi diyelim ki; “itiraz” demokratik hak… Saygı göstermek gerekli... Eyvallah, demokrasi denince saygıda asla kusur etmem. Saygımı sonuna kadar gösterir, “itirazcı hemşerilerimin” görüşlerini dile getirmesinde, bir gazeteci olarak aracılık ta ederim.
Ama demokrasinin bir kuralı daha vardır; o da çoğunluğun kararına uymak… Çoğunluğun kararına uymak ise demokratik bir görevdir. O halde Yalı’da demokratik görev kapsamında hareket edilmeli; hatırlatırım…
Birde başka bir konuya dikkat çekeceğim… Geçen hafta Cuma günü Kadılar Mahallemizi ziyaret ettim. Bu mahallemizden geçen Kavaklar Irmağı kenarında geçmişte Çöreği kazası olarak kurulmuş bölgemizde saklı bir tarih, çok değerli kültürel, doğal alan ve mekanlarla ilgili çalışma başlatılmış. Öncelikle böylesi çok değerli çalışma için Araştırmacı Tarihçi Mehmet Karayalman ve bölge sakinlerine çok teşekkür ediyorum.
Burada, bölgeye 12. yy’da gelen ve buradaki Rum Pontus topraklarını Müslüman Türk toprağı yapmak üzere savaşan Danişmentli Beyliğinden Müslüman Türklerin mezarlığı var. Türklerin Orta Asya’dan getirdiği mezar kültürlerine ait balbal mezar taşları 9 asır öncesinden bize uzanan çok değerli bir tarih… “Evliya Baba” olarak bilinen “alperen” türbesi... Selçuklu-Mevlevi tamgalı cami, Mevlevi Şeyhi türbesi… Mevlevihane ve müştemilatı kalıntıları… Kervan yolu izleri… Kısacası geçmiş tarihimizin ve manevi dünyamızın çok önemli saklı tarihi burada gün yüzüne çıkartılıyor.
Ayrıca aynı bölgede tarih öncesi yaşam sığınakları, İn-Önü Mağarası, kaya mezarları, su bentleri, su değirmenleri, şelaleler, göletler, köprüler… Diğer taraftan bölgeye çok yakın mesafedeki tarihi ve doğal değerler…
Hepsi birbirinden kıymetli eserlerin bulunduğu bölge ziyarete hazırlanıyor. Buradaki çalışmalara Ordu Valisi Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı destek oluyor.
Bir şeye dikkat çekmek istiyorum; Ünye’nin bir bölgesinde saklı bir tarih, kültürel ve doğal değerlerle ilgili böylesine kıymetli bir çalışma yapılıyor. Bu alanın ziyarete açılması için muhteşem bir fedakarlık örneği sergileniyor. Ama Yalı’daki yürüyüş yoluna “takılan” hemşerilerimizin ekseriyetinin bu çalışmadan haberi yok. Halbuki basında haberler yapıldı, sosyal medyadan sürekli paylaşımlar oluyor. Ama ne yazık ki bunlara hemşerilerimiz pek aldırış etmiyor.
Ünye sadece şehir merkezi, sadece sahil, sadece Çamlık, sadece Yalı ile değerli değil… Ortaya çıkmış ya da çıkmayı bekleyen çok sayıdaki tarihi, kültürel ve doğal değerleri ile de zengin bir şehir. Örneğin Kale… Buradaki saklı tarih Ünye Belediyesi tarafından gün yüzüne çıkarıldı. Kale’de ziyaretçi rekoru yaşanıyor… 3 aydaki ziyaretçi sayısı 300 bini aştı.
Kısacası derim ki; geniş pencereden bakalım, büyük düşünelim… Bakın, büyük düşününce neler çıkıyor ortaya…
İtiraz edelim… Ancak, itirazlarımızı iş yaptırmamak için değil, yapılan işteki eksik ve kusurlara dikkat çekmek için yapalım. Maksat bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olmalı…