Güneyde Rum bölgesinde Trodos dağları vardır, Kuzey Türk bölgesinde ise yalçın kayalıklar ve geçit vermeyen yapısıyla Beşparmak dağları Doğu batı yönünde yer alır.
Yıllarca Rumların zulüm ve ambargolarına maruz kalan Türk halkı bağımsız bir cumhuriyet kurarak, Türkiye’nin garantörlüğünde özgürce yaşamaktadır.
Yarın KKTC ’tinde Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacaktır. Kim kazanırsa kazansın, seçimin Kıbrıs Türk halkına hayırlı olmasını, birlik beraberlik içerisinde geleceğe yürümesine vesile olmasını diliyorum.
Seçime şimdiki cumhurbaşkanı Ersin Tatar UBP adayı olarak katılmaktadır. Sayın Tatar Türkiye ile çok iyi münasebetleri olan, milliyetçi duruşa sahip, iki ayrı devlet modelini benimseyen bir siyaset izlemektedir.
Diğer güçlü görülen aday CTP’sinin adayı olup, solda birlik sloganıyla seçim çalışması yürütmekte, Türkiye ile bir problemi olmadığını, kendisinin de Anavatan yönetimiyle yakın işbirliği içerisinde olabileceğini dile getirmektedir. Ancak Rum tarafına yakın temasta olduğunu, federasyona mesafeli olmadığı da bilinmektedir. Seçim maratonu daha çok bu iki parti arasında geçecektir diye düşünülmektedir.
Bu adaylardan başka 6 tane bağımsız aday vardır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı adayı sekizi bulmaktadır
Diğer adaylar da şunlardır: İbrahim Yazıcı, Osman Zorba, Arif Salih Kırdağ, Mehmet Has Güller, Ahmet Boran, Hüseyin Gürlek. Ha Birde Merhum Denktaş’ın oğlu Raif Denktaş yarıştadır.
Birkaç akşam evvel Cumhurbaşkanı Ersin Tatar CNN televizyonunda Fulya Öztürk ‘ün sorularını cevaplarken, İsraillilerin KKTC ‘tinde ciddi derecede arsa aldığına dair soruya: Güvenlik kuvvetlerimiz var, bürokrasimiz var, istihbaratımız var… Yok, öyle bir şey… Burada bizden habersiz kuş uçamaz mealinde açıklamalarda bulundu. Ancak, İsraillilerin başka isimleri ve avukatları kullanmak suretiyle kendilerini gizleyerek büyük oranda arsa, gayrimenkul aldıkları söyleniyor, biliniyor.
Türkiye gazetesi muhabiri, adayı karış karış dolaşarak, daha fazla başta İsrailliler olmak üzere yabancılara yüksek oranlarda arsa satıldığını tespit etti ve günlerce yazdı.
Evet, Türkiye 1974 yılında Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşundaki garantörlük antlaşmasının 4’cü maddesine dayanak adaya müdahale etmeyip Türk halkına özgürlük kazandırmasaydı, Kıbrıs Türklerinin yaşamı Filistinliler, Gazzeliler gibi olurdu! Ancak, İsrailliler Adada bu hızla gayrimenkul alır ve buna kayıtsız kalınırsa, işte o zaman telafisi zor bir aşamaya gelinir, durum Kıbrıs Türkleri için Filistinlilerin başına gelene benzer bir hale evrilir.
Gerçi Türkiye buna izin vermez elbette, ama tapularını verdiğiniz yerin hukukunu da yok saymanız zor olsa gerek.
Umarız ki, Yarın seçilecek Cumhurbaşkanı bu konuya en kısa zamanda açıklık getirir, Türkiye ile işbirliği içerisinde yabancılara arsa satma işinde ciddi tedbirleri içeren yasalar ile olaya neşter vurur.
Diğer taraftan, tabi ülkemizde de yabancıların doğu tarafında arazi alma oyunlarına dikkat etmek gerekiyor. İsraillin bölgemize dair oyunlarını devletimizin ilgili birimleri elbette takip ediyorlar. Ama yine de endişe etmeden yapamıyorum, çünkü İsrail ve Amerika şeytanı bile şaşırtan oyunlarla ülkeleri içten fethetme hususunda mahirler. Bunu çok büyük ustalıkla yapabiliyorlar.
Bu bakımdan, yabancıların arazi alma isteği sadece KKTC ‘tinde değil, ülkemiz dede önleyici, ya da kısıtlayıcı mahiyette iyi takip edilmelidir.