Ünye Belediye eski Baskani Hüsrev Yürür :
“Benim Belediye Baskanligim sirasinda da burasi bakimsiz bir mezarlikti, defin yapilmiyordu, Çakirtepe'nin denize bakan yamaçlarina yeni mezarlik yapmistik. Ziraat Mühendisleri buradaki mezarlari kaldirsaniz iyi olur dediler. Mezarlari kaldiracak gücümüz yoktu.
Fener ve Çamliga Ön Bilgi
Fenerden baslayarak çamligin sonuna kadar buraya bakmak gerekirse, Fenerin arkasi ve biraz Çamliga dogru olan tarafinda bugün de duran Osmanli mezarlari vardir. Bu mezarlik burada 1700 lü yillarin sonlarina dogru olusmaya baslamis son definler otuzlu yillarin ortalarinda yapilmistir. Çamligin bu bölümü mezarlik olarak kullanilirken biraz ileride birkaç evlik yerlesim yeri oldugunu anlatirlar. Ünye’deki Çömlek atölyelerinin çömlek çamurlarini burada açtiklari çukurlardan çikarirlardi.
Biraz daha gerilere gidersek, buranin önce Rum Mezarligi olduguna dair çok dogrulanmayan bilgiler vardir.
Bu mezarlarda kimler gömülüdür?
Buradaki mezar taslari 2007 yaz aylari, 2007 Aralik ayi, 2008 Ocak ve Mayis aylarinda da incelemeye tabi tutulmustur. Bir Osmanli özelligi olan mezarlarin ve bas taslarinda görülen “gül, taç, sarik, fes veya kavuk” gibi unsurlar; mezardaki sahsin cinsiyeti, meslegi, mensup oldugu zümre ve tasidigi unvana isaret eder.
Mezar tasi süslemelerinde gül basta olmak üzere lale, karanfil ve sümbül gibi çiçeklerle servi, hurma agaci ve nar ile incir gibi meyve motiflerinin kullanilmasi estetik tercihleri yaninda birbirinin sembolik anlamlariyla da irtibatlidir.”
Bu mezarlarda sadece Ünyeli olanlar degil Hopa’dan, Çarsamba’dan, Persembe’den, Trabzon’dan, Görele’den ve Batum göçmenleri de gömülü bulunmaktadir.
Mezarlikta bilinen en erken tarihli tas bir erkek bas tasi olup H.1183 -1767 yilina tarihlendirilmektedir. Bir dönem Ünye ve çevresinde bir salgin hastalik olmus, bu hastaliktan ölen insanlari buraya gömülmüstür. (Harun Kirik-Lisans tezi)
Hüsrev Bey kirkli yillara gelindiginde buraya defin yapilmadigini, bugünkü Elmalik Mezarligini (Çakirtepe) hizmete açtiklarini söylemistir.
Bu kadar ön bilgiden sonra Hüsrev Bey’e ilk sorumuz:
Bir kismi mezarlikti, bir kismi çömlekçilerin testi-bardak yapmak için çamur çikardiklari çamur ocaklari idi. Çam dikerken hepsini kapattik, kaldirdik.. Açilan çukurlari, yalaklari doldurmak için neler çektik, makine yoktu, kepçe yoktu, kamyon yoktu, tamamen insan gücüyle kazma kürekle düzeldi. Bir kisminda eski evler vardi, bir kismi dikenlik çalilikti, kimse gidip gelmezdi. Bildircin zamani bildircin avi kurarlardi.
Oraya çam agaci dikme fikri nasil dogdu?
Ben o zaman Belediye Baskani idim, Orman Bakanligi, Fidanliklar Genel Müdürlügünden bize, belediyeye geldiler. Genel Müdür ve yaninda iki ziraat mühendisi. ' Bize bir yer gösterebilirseniz size bir çam fidanligi kurmak istiyoruz' dediler. Bizim böyle bir sey aklimizda bile yoktu. Olsa bile yapacak ne fidanimiz, ne fidan alacak paramiz ne gücümüz vardi. Konuyu Musa Bey’le istisare ettik (Musa Güven) Musa Bey meclis üyemiz idi, agaçlar konusunda bilgisi vardi.
Birkaç yer gösterdikten sonra, burayi begendiler. 'Yalniz burasi biraz rüzgarli, çam fidanlarinin deniz rüzgarindan zarar görmemesi için ön siraya koruyucu agaç dikecegiz' dediler. Musa Beyle peki dedik, karar verdik, sonra onlara ahçi Hamid’in orada (Ahçi Hamit Ege Lokantasi’nin sahibi) bir yemek verdim. Yemekte çam dikilecek yer ve karara baglandi ve böylece Çamlik dogdu. Ziraat mühendisleri agaçlarin ikibuçuk metre araliklarla dikilmesini istiyorlardi, Musa Bey ise bes metre olsun diyordu. diyerek bana “o ön siradaki agaçlar duruyor mu” diye sordu Hüsrev Bey. Evet efendim duruyor dedim. çamligi bilenler denizin kenarindaki uzun kara agaçlari hatirlarlar iste bu agaçlar oraya çam agaçlarini rüzgardan korumak için bilinçli olarak dikilmistir.
Fidanlar Samsun Gelemen Devlet Üretme çiftliginden belediyenin kamyonu ile alindi. Fidanlarin alinmasi yüklenmesi getirilip indirilmesi ve dikilmesi safhalarinda Musa Bey ilgilendi. Musa Bey'in büyük emekleri geçti. Çalismalarin basinda bulundu, kontrol altinda büyümelerini sagladi, o olmasaydi bu isin altindan kalkamazdik. Sehir içinde benim yapmam gereken bir sürü is vardi, yeni caddeler açmak meydandan mezarlari kaldirmak istiyorduk, çamlik isi hesapta yoktu, ona ayiracak zamanimiz ve adamimiz yoktu
Fidanlarin Samsundan alinip Ünye'ye getirilmesinde problem yasadik. Bana, agaçlari kamyona koyarken köklerindeki topraklarin döküldügünü söylediler. Ilk dikilenler kurumustu. Azmi efendi isminde bir bahçivanimiz vardi birgün geldi: 'Beyim bu agaçlarin kökünde bir miktar kendi topragi olmasi lazim' dedi. Gittik konustuk,” bize kökünde bir miktar toprakla veremez misiniz?” dedik, Veririz ama dökülmemesi için çuval lazim dediler, firincilardan çuval aldik, bir kamyona 50-60 fidan ancak sigiyordu, böylece diktigimiz fidanlar tuttu. Daha sonra Musa Bey azmi efemdi ile çam fidelerini Ünye'de yetistirmeye basladilar, onlar daha iyi netice verdi.
Vardi, onlar ne idi?
Burada bulunan mezarlik kismina otuzlu yillardan sonra defin yapilmamistir. O zaman da sahipsiz mezarlardi. Benim Belediye Baskanligim sirasinda da bakimsiz bir mezarlikti. Çakirtepe'nin denize bakan yamaçlarina yeni mezarlik yaptik. Ziraat Mühendisleri mezarlari kaldirsaniz iyi olur dediler. Mezarlari kaldiracak gücümüz yoktu, Ünye’de yapilacak bir sürü is vardi. Sehrin içinde de islerimiz vardi. Büyük caminin çevresindeki mezarliklari da düzenleyerek bugünkü caddeyi açmistik, Cumhuriyet Meydani düzenlememiz vardi, hükümet konagi yapilacakti orada eski mezarligin kaldirilmasi gerekiyordu, daha sonra meydan genisletilecekti, Ünye’nin her tarafinda isler bizi bekliyordu. Mezarlari kaldiramadik, önce Cumhuriyet meydani bitsin dedik, agaçlari mezar aralarina diktik, ileride kaldiririm dedim. O günkü imkanlarimiz çok kisitli idi. Her sey ayni anda olmuyordu. Çamligi yaparken bir yandan da Çakirtepe mezarligini hizmete soktuk. Meydandan kaldirdigimiz mezarlari da buraya tasidik. Meydanda bir tane mezar kalmadi. Sizin bana sordugunuz meydandaki mezari ben hatirlamiyorum, biz orada hiç mezar birakmadik ve öyle bir evliya mezari da hiç görmedim, kim uydurmus onu? Ünye’ye gelince sen onu bana göster dedi fakat bir daha ömrü Ünye’ye gelmeye yetmedi.
Benim ona sordugum mezar bugün evliya diye kaldirilmayan hükümet konaginin yanindaki mezardir. Okudugunuz gibi burada hiç mezar birakmadik, ben öyle bir mezar hatirlamiyorum dedi.
Hayir bir tek Ünye'ye sahilde… Allah razi olsun, yoksa o günlerdeki Belediyenin imkanlari ile bir agaç dikecek gücümüz yok. Ikici Dünya Savasi'nin etkileri henüz Türkiye üzerinden kalkmamis yokluk yillari. Kömürsüzlükten elektrik santralini çalistirip sehre cereyan veremiyoruz, kömürümüz borcumuzu ödemedigimiz için banka tarafindan haciz edilmis, aksam sehre iki saat elektrik vermek için depoya pencereden girerek gizlice kömür aliyoruz, yani hirsizlik yapiyoruz, kömürümüz hacizli, duysalar rezil olacagiz o sartlarda çamlik yapmamiza imkan mi var? Adamlar bize nasil geldi bilmiyorum?. Sonra çok arastirdik sorduk, o yillarda Orman Bakanliginda eski bir Ünyeli vardi. Çamlik sayesinde Ünye taninan bir kasaba oldu, Ankara'da Istanbul'da bile Ünye dedikleri zaman Çamlik akla gelirdi
sizin bu konuda görüsleriniz nedir?
(Çamliga o zaman otel yapilmasi gündemde idi)
Agaçlarin ömrünün bitip bitmedigini ben bilemem, onu uzmanina sormak lazim. Ama çamligin bakimsiz oldugunu, agaçlarin ilgisizlikten, zamaninda usulüne uygun budanmadigindan, yeni agaçlar dikilmediginden eski günlerindeki gibi olmadigini söylediler. Bu soruyu geçen yil Ünye'de iken gazeteci çocuklar da sordular, ne diyeyim evladim, isler memleket hayri için yapilir iyi düsünülmelidir, memleket hayri ise otel bir köseye yapilsin diyecegim ama tek bir agaç bile kesilmesine razi degilim çok iyi düsünmek lazim.. Baska yer yokmuymus? (Röportajin yapildigi zaman çamliga otel yapilmasi gündemdeydi)
Çamligin yapilis öyküsünü o yillarda Belediye Baskani olan Sayin Hüsrev Yürür'le yaptigimiz bir söylesi ile anlatmaya çalistik.
(Yasar Karaduman, Hüsrev Bey’in Anilari 2007 Nisantasi-Istanbul)
9159,62%-2,35
38,01% 0,09
41,63% -0,08
3715,66% 0,15
6079,46% -0,81
Ordu
07.04.2025