Ordu eski milletvekili ve Filistin Davası aktif gönüllüsü Hasan Öz İstanbul’da bu sefer esir takasında İsrail tarafından bırakılan ve Gazze’de yaşamalarına müsaade edilmeyen, ayrıca başka ülkeler tarafından kabul edilmeyen ve sadece Türkiye tarafından kabul edilen esirlerden iki tanesi ile bir araya geldi.
İsrail askerlerine ve işgalci rejim topraklarına üst üste saldırılar yaptıkları gerekçesiyle defalarca müebbet hapse mahkûm edilen, cezaevlerinde yirmi yıldan fazla kaldıktan sonra takas ile serbest bırakılan Gazze Hamas Kassam Tugayları askerlerinden ikisi ve Filistin Direnişçileri temsilcileri , Filistin Davası destekçileri ile Kudüs Ofisinde bir araya geldiler.
Kendilerini destekleyen İstanbul’daki gönüldaşlarına yaşadıklarını ve davalarını anlatan mücahitler önemli mesajlar verdiler, destekçilerine teşekkür ettiler ve tüm dünyada insanları, insanlık suçu işleyen işgalcilere karşı durmaya, sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdılar.
Cezaevlerinde Siyonistlerin akla hayale gelmeyen işkencelerle kendilerine cehennem hayatı yaşattıklarını belirten Filistinli mücahitler haberlerde bunları duymanız mümkün değildir, bizden gerçekleri dinleyin ve insanlara anlatın dediler.
Filistin temsilcileri ve mücahitlerle özel toplantıda buluşan M. Hasan Öz gazetemize yaptığı açıklamalarda şu bilgileri verdi:
Bu bir zaferdir
Esirleri Kudüs Ofisine getiren Hamas Siyasi Büro Üyesi ve Dış İlişkiler Sorumlusu Casir El Bergusi yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“ Esir olan ve sonra serbest bırakılan bu kardeşlerimizin burada olması bir zaferdir. Bu kardeşlerimizden biri 9 müebbet hapis cezası aldı. 21 yıl esir kaldı. Direniş hareketimiz olmasaydı asla çıkamayacaktı. Bizler İsrail’e karşı defalarca operasyonlar yapıyoruz. Yakalananlar olunca müebbet cezalar veriyorlar. Ben de yakalandım, esir alındım, cezaevine konuldum, hapis cezası aldım uzun süre yattım ve bir süre sonra çıktım. Bu kardeşlerimizden birisi hapisteyken kaçtı, yakalanacağını bildiği halde tekrar tek başına bir operasyon daha yaptı, bir İsrail askerini yakalayıp öldürdü ve yakalanıp dokuzuncu müebbet hapis cezasını aldı. İsrail, hapishanede tuttuğu esirlerin ölümlerini istiyordu. Hepsinin sonunun işkence ve çeşitli diğer sebeplerden ölmelerini hedefliyordu. Bu konuda tüm batı dünyasının desteğini almalarına rağmen direniş hareketimiz Allah’ın yardımı ile onların bu isteğini kırdı ve en ağır cezaya çarptırdıkları esirlerin iki bine yakın kısmı serbest bırakıldı. Bu hadiseler nesillere anlatılacak önemli olaylardır.
Esir düşüp serbest bırakılan mücahitler cehennem hayatından çıktık dediler
Serbest bırakıldıktan sonra İstanbul’a getirilen mücahitler konuşmalarında şu açıklamaları yaptılar:
“ Şükrediyoruz, Elhamdülillah Allah bizi Müslümanlardan kıldı. Filistin’de yarattı. Hamas üyesi ve Kassam Tugayları askeri yaptı. Biz bu direniş esnasında esir alındık, zindanlara atıldık, cehennem hayatı yaşadık, sanki mezardaydık. Ancak elhamdülillah Allah bize lütfetti şimdi de burada sizlerle birlikteyiz. Çıkışımız Allah’ın yardımı iledir. Kassam Tugayları sadece Filistin’de ümmetin silahlı savaşçılarıdır. Ümmetin bu savaşının başını çekmektedir.
Direniş çok büyük fedakârlık istiyor. Biz hapiste aklınıza gelmeyen işkenceler gördük, haberlerde duyduklarınızı bir kenara bırakın bizim yaşadığımız detaylara kulak verin.
Biz 7 Ekim öncesinde hapse atıldık. 7 Ekim sonrası kaldığımız hapishaneler de bir cepheye dönüştü. Yaptıkları işkenceler çok artırıldı ve akıl almaz hale dönüştürüldü. Her türlü işkence türlerini uyguladılar. Namazlarımıza da engel oldular. Köpeklerini üzerimize saldılar, etlerimizi koparttırdılar, kadınlarımız kelepçeli halde doğum yaptılar. Hapiste 95 şehit verdik.
Ama biz o cehennemden çıkacağımıza inanıyorduk. Çünkü biliyorduk ki Kassam Tugayları çok iyi savaşıyor, direniyor, mücadele ediyor, Allah için savaşıyor ve Allah yardım edecektir. Cezaevlerindeki cehennemi yaşattıklarının sonu geliyor. Savaşın da işgalcilerin de sonu gelecek ve nihai zafer elde edilecektir inşallah. Önemli olan ümmetin imtihanı ve desteğidir. Şu anda Gazze’de savaş ve büyük sıkıntı devam ediyor. Tüm dünyada yaşananlar daha fazla anlatılmalı ve destek istenmelidir “
Cezaevinde Türkiye’den bahsedilince hareket, heyecan ve beklenti olurdu
Buluşmada konuşan diğer mücahit ise şunları anlattı:
“ Ben şu anda önümüze konan tatlıyı yemeye utanıyorum. Biz hapiste bir lokmaya muhtaç bırakıldık. Arkamızda hala çok mağdur durumda olan kardeşlerimizi bıraktık hücrelerde. İnşallah onlar da özgürlüklerine kavuşurlar. Kaldığımız cezaevinde Türkiye’den bahsedilince hareket, heyecan ve beklentiler olurdu. Türkiye’deki her müspet gelişme bizi çok olumlu etkiliyordu. Türkiye’ye geldim, soruyorlar ne hissediyorsun diye. Hapiste iken de çok iyi şeyler hissediyordum Türkiye’den bahsedilince. Şimdi Türkiye’deyim, sizlerin arasındayım, çok daha iyi duygular içerisindeyim.
Ben eşim hamile iken hapse atıldım. Çocuğumu şimdi Türkiye’ye gelince gördüm.
Benim binlerce hikâyem var bunun gibi. Birisi de şudur: Cezaevinden çocuklarıma mektup yazdım, babamız nerde sorusuna cevap olsun diye. Ben sizi büyük bir dava uğruna terk etmek zorunda kaldım. Çocuklar onurlu ve özgür kalsınlar diye mücadele ediyoruz dedim. Türkiye ve diğer Müslüman ülkeler size sahip çıkacaklar dedim. “
Ünye Kent / Haber Merkezi
9379,83%-1,10
37,84% 0,18
41,30% -0,85
3707,98% -2,33
6152,22% -0,18
Ordu
07.04.2025