Orta Cami

Orta Cami

A. KABAYEL – A. D. VARİLCİ ÜNYE TARİH ARAŞTIRMA GRUBU

Orta Çarsi, Ünye’nin bilinen en eski kentsel yerlesim merkezidir. Milattan Önce Sekizinci yüzyilda Milet’lilerin bir ticaret kolonisi olarak kurduklari Ünye, Karadeniz’de Sinop, Samsun, Giresun ve Trabzon gibi önemli bir limandir. Ticari faaliyetin deniz yoluyla saglandigi çaglarda Ünye Karadeniz’in sayili antik kentlerden biriyken, limana en yakin yerlesim merkezi olan “Orta çarsi” ise binlerce yil Ünye’nin en canli alis veris merkezi olmustur.

Khaliplerin, Hititlerin, Medlerin ve Perslerin hakimiyeti altina giren Ünye MÖ. 330’larda Iskender’in egemenligine girdi. Uzun dönem Pontoslarla Romalilar arasinda çekisme bölgesi olan Ünye, Roma’nin MS. 395’te ikiye bölünmesinin ardindan Dogu Roma’ya (Bizans) kaldi. 1071 Sonrasi Türklerin bölgeye gelmesiyle birlikte Türk Beyleri’nin ve Selçuklularin yönetimine giren Ünye, 1461’de Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon seferi sirasinda kesin olarak Osmanli’ya baglandi.

Anadolu’daki bazi Osmanli sehirleri gibi, gayri-müslim tebaa Ünye’de görece yogunluk kazanmaktaydi. 16. Yüzyila kadar kent nüfusunun çogunlugunu Rumlar ve Ermeniler olusturmaktaydi. 18. Yüzyilda Müslüman nüfusun artisi, Orta Çarsi’da yogunlasan esrafin nüfus yapisina da yansir. Kirsal kesimden ve diger bölgelerden gelen Müslüman ahali de bu çarsida esnaflik yapmaya baslar. Klasik Osmanli kasabalarinda oldugu gibi Ünye’de de esnaf cami çevresinde, tacirler ise liman (iskele) yakinlarinda toplanir. Ünye nüfusu arttikça ticari merkez genislemistir. Ama Orta Çarsi merkez olma niteligini her dönem sürdürmüstür. Orta Çarsi, adi üzerinde Hükümet ile Hanlar Sokaginin tam orta yerinde kurulan bir çarsidir. Hükümete (yönetim erki) olan yakinligi ile kentliligin, denize yani Ünye iskelesine yakinligi ile ticaretin, çevre köylerin ugrak noktasi olmasiyla esnafligin simgesidir.   

Orta Çarsi’ya yakin bir yerde insa edilen Büyük Cami 17. yüzyilin basindan itibaren Müslüman yogunlasmasinin odagini teskil ederken, 1899’da insa edilen Orta Cami bu misyonu kendi odagina çeker. Zaten artan Müslüman nüfusu, Orta Çarsi’ya yeni bir cami yapilmasini zorunlu kilar.

 

Orta Çarsi’ya Yeni Bir Cami

 

19. Yüzyilda nüfus yogunlasmasi doruga ulasinca Müslüman ahalinin yerlestigi bölgelerde cami sayisi artmaya baslar. Büyük Cami (1610), Haci Osman Aga Cami (1702), Saray Camisi (1720), ve Çömlekçi Camisi (1820) ihtiyaca cevap vermemektedir. Özellikle çarsi içinde bir çok onarim ve genisletme çalismalarina ragmen eski Büyük Camii yeterli gelmemektedir. 1891 Yilinda ahalinin girisimiyle Orta Çarsi’da yeni bir cami yapimina karar verilir.

Orta Çarsi’nin orta yerine yapilacak camii bir duyuma göre, Sadullah Bey Medresesi’nin külliyesine ait eski bir ahsap caminin kalintilari üzerine insa edilir. Diger duyum ise, çevre sakini bir Ermeni vatandasimizdan gelir; Karakin Gülezyan burada eski bir kilise bulundugunu ifade eder.

Her iki ihtimal de caminin eski bir yapi üzerine temellendirildigi fikrini güçlendirmektedir. Ortak Cami yapimina 1891’de baslanmissa da “ekonomik durgunluk” nedeniyle insaat hayli uzun sürmüstür. Kesif bedeli belirtilen caminin bitirilebilmesi için Hazine-i Hassa’dan yardim istenmistir. 20 Mart 1899 tarihini tasiyan bir Osmanlica belge; BEO, 104634 arsiv numarasiyla bu yardimi göstermektedir.

Üç bölümde ifade edilen yardim belgesinin ilk bölümü “hal-i arz” dir. “3000 Haneye garib (yakin) Ünye kasabasinda cevazil-u mevcutta ahalinin mahalliyesi” ortaya konularak, ihtiyaç üzere bir cami yapimina baslandigi ifade edilmektedir.

Ikinci kisimda “Bakiye-i ikmal masrafi” girizgahiyla caminin hangi kismina ne kadar para gerektigi yer almis; minare, dösemelik malzeme, degirmenlik, kireç, cam ve çerçeve gibi aksamlarin kurus üzerinden ederi hesaplanmistir.

Üçüncü kisimda “Orta Camii” insasi sirasinda “vuku bulan masraf” 9.400 kurus olarak belirtilmekte ve “ikmali” için “keyfiyet” istenmektedir. (Rumi 20 Kanunievvel 1314; Miladi 1 Ocak 1899)

Devlet takviyesiyle tamamlanan cami, Büyük Camii ile Saray Camii’nin ortasinda yer aldigi için ve / veya Orta Çarsi’da bulunmasindan dolayi Orta Camii adini alir. Osmanli’nin don dönemi ve Cumhuriyet’in ilk yillari boyunca Orta Çarsi ahalisinin ve Sadullah Bey Medresesi cemaatinin ibadethanesi olur. 1939 Erzincan Depremi sirasinda agir hasar görünce, yillarca terk edilmis vaziyette kalir. 1950’li yillarin basinda Orta Camii için yeni bir seferberlik baslar. Orta Çarsi ahalisi bu defa Ünye’nin en büyük ve en göz alici camisini insa etmeye karar verir.

 

1939 Depremi ve Orta Yeni Cami                    

 

1939 Depremi Ünye’de bir çok konuta agir hasarlar verirken, Orta Cami’yi de kullanilamayacak hale getirir. Simdikinden daha küçük olan kubbesi orta yerinden çatlar ve 8-10 santimetre ayrilir. Caminin tas minaresi ortaya yakin yerinden yikilir. “Kitlik” dönemine denk geldigi ve 39 Depremi’nin artçi sarsintilari yillarca sürdügü için camide onarim yapilamaz ve kullanim disi kalir. 1943 Erbaa Depremi’nin Ünye’de yarattigi hasari da göz önüne alinca, Orta Cami’nin uzun neden bir dönem kendi kaderine terk edildigi daha iyi anlasilir.

1950’li yillarin basinda Orta Çarsi’nin istihdami yükselip nüfusu artinca, cami ihtiyaci iyiden iyiye kendini hissettirir. 1952’de Muammer Tekin baskanliginda Orta Cami Yaptirma Dernegi kurulur. Çarsi ahalisinin destegi alinarak, uzun dönem Ünye’nin en görkemli camisi unvanini alacak eserin yapimina girisirler. Dernek azalari arasinda Hüsnü Usta (kunduraci), Münif Toker (Berber), Ismail Canbulat (Gemi sahibi ve kahvehane isletmecisi), Mustafa Aksoy (esnaf) ve Tasçioglu Mustafa’nin kardesi vardir.

Cami eskisine oranla daha genis projelendirilir. Avukat Ayhan, Makaraci Riza ve Komitoglu Mustafa camiye bakan arsalarindan yer vererek caminin daha büyük yapilmasina imkan saglar.

Cami yapimi için Gümüshane Siran’dan ustalar getirilir. Elevlülü Cemal Usta (Kuyumcu Turhan’in babasi, Turgay’in dedesi) minareyi yapar. Rizeli Ahmet Usta caminin kubbesini yapar. Eskisinden çok daha büyük olan kubbenin yapimi alti gün sürer. Orta çarsi esnafi camiyi ekonomik yönden desteklemekle kalmaz bizzat yapiminda görev alir. Imece usulüyle amelelik yapar. Cami 1954 yilinda tamamlanir. Yerinden numaralanarak sökülen eski mihrap Alevlülü Cemal Usta tarafindan yeni yerine monte edilir. Yeni yapilan minber, üst kismi tavana dayaninca ayaklari kesilerek sigdirilir.

Sonuçta Ünye’nin en görkemli camisi ortaya çikar. Cami duvarlari deprem öncesi konumuna sadik kalinarak tamamen Ünye tasindan örülür. Saray Camisiyle birlikte Ünye Tasi’ndan insa edilen cami olma sifatini devam ettirir.

Dört yani is yerleriyle donanmis Orta Cami’nin adi, Orta Yeni Cami olarak degistirilir. Bir yani Orta Çarsi Caddesine, diger yani Bakircilar Arastasina bakar. Bir zamanlarin Sadullah Bey Medresesi Yoksa da, tarihi Çifte Hamam’in metruk hali hala kendisine komsuluk etmektedir. Kible yönünde yer alan Suluhan, Orta Yeni Camii’nin insaatindan birkaç yil sonra yanar. Çarikçilar ve çapulacilar arastasinda ise, artik iskarpinciler ve baska meslek erbaplari vardir.

 

 

Tesekkürlerimizle:

Orta Camii konusunun kaynaklari Mustafa Kalafat ve Recai Ikinci’ye ve babasi Ahmet Ayla’nin Ayla Otel’i balkonunda çektirdigi fotografi göndererek, su bilgileri ekleyen Ceyhan Ayla’ya tesekkür ederiz.

“1939 Depremi sirasinda hasar gören Orta Cami’nin yikik minaresi 1948 tarihli bu fotografin arka planinda görülebilmektedir.”      



Canik Dergisi

Canik Dergisi Haberleri