“Tasarruf ya da birikim, yeni yatırımlar yapmak için kenara para koymak, bu parayı bankaya ya da faiz getiren başka bir yatırım aracına vererek ekonomide yeniden para yaratılmasını ve böylece yeni yatırımlar yapılmasını sağlamaktır” diye tarif edilmektedir.
Günlük dilde ise tasarruf sıklıkla, masrafları kısmak anlamına gelmektedir. Diğer bir ifade ile tüketim harcamalarında kullanılmayan bölümü tasarruf olarak nitelendirilmektedir.
Hayatımız bu dünya da belirli bir süre devam etmekte, bunu sürdürebilmemiz için ihtiyaçlarımız vardır. İhtiyaçların karşılanması için çalışmamız ve kazanmamız gerekmektedir.
Çalışarak üretim yapmak ve bu üretimden de tüketim yapılmaktadır. İnsanlar ürettiklerinin (kazandıkları) tamamını tükettikleri zaman ekonomik dengesini korumaktadır. Kazandıklarından fazlasını harcama yapıyorlarsa ekonomileri iflas etmiş demektir. Eğer kazandıklarından bir kısmını bir kenarda biriktiriyorlarsa, bu biriktirme işlemine birikim (tasarruf) yapılmış olunur.
Çalışmamız bizim rahat ve huzurlu yaşayabilmemiz içindir. Herkesin kendi çalışması buna yeterli olmayabilir. Yeterli olmayanlara devletin yardımcı olması gerekmektedir. Yeterli olanlar, yeterinden fazlası olanlar, kazandıkları oranında belirli bir miktarını brikim yapması gerekmektedir.
Tasarruf herkes için geçerlidir. Tasarruf yapmak önemlidir ve yapması da gerekir. Hayatımızın iflas etmemesi için bunun yapılması önemlidir. Tasarruf çocukluktan itibaren öğretilmelidir. Tasarruf hayatını aydınlığına çıkarmak ve geleceğe yatırımdır.
Tasarruf etmenin ön koşulu israftan ve gereksiz harcamalardan kaçınmaktır. İndirim çılgınlığına kapılmamaktır. Yemek de, eğlence de, evde daha ucuzdur. Gereksiz olanları almamaktır. Yüksek enerji tasarruflu ürünler kullanmaktır. Para biriktirmeyi alışkanlık haline getirmektir.
Devlet de üretmeli, tüketirken dikkat etmeli ve tasarruf yapmalıdır. Ürettiğinden fazla harcanırsa ekonomi iflas etmiş olur. Ekonominin iflas etmesi maddiyatın dışında toplum ahlakını bozulmasına sebep olmaktadır.
Ekonomik hayatımızda küçükten büyüğe kadar, gerek satıcı tarafı kendi gelir seviyesini korumak için gerekse yüksek kazanç için helal kazançla yetinmiyor
Ekonomik bozulma kirli ve puslu havadan pazardaki köylüden, esnafına, bürokrata, ev sahiplerinden plazaların tepelerinde oturan yönetici ve patron katına kadar ahlakı yapısı bozulmuştur.
Eğer ekonominin ahlakı olsaydı dünyada savaşlar olmazdı, Gazze’de çocukları öldürenlere devletler destek vermezlerdi.
Günümüzde tasarruf değince akla gelen para gelmektedir. Enflasyon dönemlerinde parayı korumanın yolları vardır. İlk akla gelen faize yatırmaktır. Faizin İslam’a göre zararları var, ekonomiyi canlı tutmaz ve toplumunda ahlakı yapısını bozar.
Tasarruf para biriktirmek, altın kenara koymak, arazi-arsa, konut ve otomobil almak gibi yollarla olur. Bunlar kişinin gelirine göre yapılabilir.
Toplumumuz barınmak için birikimini konuta yönlendirir. Güvence için toprak ve arsa alır. Konforu ve aynı zamanda brikimi için otomobile yönlenir. Maneviyatı için birikim yapar ve hacca gider. Çocuklarının geleceği için eğitimine ve çeyizine birikim yapar. Dünyadan hoş bir sedayla ayrılmak için kefen parasına birikim yapar. Bir de yaşlılığında kullanmak için de birikim yapma zorunluluğu olması gerekir.
Ekonomi tanımlanırken “ İnsanın ihtiyaçları sınırsız ama kaynaklar sınırlıdır. Ekonomi sınırlı kaynakları sınırsız ihtiyaçlara uydurma işlemidir.” Aslında sınırsız olan ihtiyaçlar değil insanın ihtiraslarıdır. Kapitalist sistem çarklarını bununla döndürmektedir.
Tüketim alışkanlığını özendirmektedir. Tüketim varsa kapitalist ekonomi varlığını sürdürebilir. İnsanın nefsi lüks ve konforu önermektedir. Şeytanda savurganlığı önermektedir. Bu öneriler de tüketimi artırmaktadır.
İslam Peygamberi: “ Malın bir kısmını kendin için tut. Bu senin için daha hayırlıdır. İktisat ve tutuma riayet edeni Allah zengin kılar. İsraf ve sefahate dalanı da fakir kılar. İktisada riayet eden yoksulluk görmez, her işinizde iktisat yolunu tutunuz ” ve “ Tasarruf eden sıkıntı görmez” buyurarak bugünkü ekonominin temel prensibini belirlemiştir.
Kendin için, geleceğin için diyoruz ki “İktisat etmeye değer.”