AHMET DERYA VARİLCİ


Karadeniz Arkeolojisi - Roma Mil Taşları


Yollara çok önem veren Romalılar, ana yolların belli noktalarına mil taşları koymuştur. Yolun yönünü ve merkeze uzaklığını gösteren bu taş, yuvarlak beyaz mermerden yapılmışlardır. Bazı Roma mil taşlarının üzerinde dönemin Roma İmparatorunun ve yöneticilerinin (vali) isimleri yazılıdır.

Zamanla yollar ortadan kalksa bile, bulunan mil taşları Roma yollarının mevcudiyetini gösteren önemli buluntulardı. Yollar üzerinde uzaklıkları gösteren mil taşları yolların kenarına dikilir ve her biri bir millik mesafeye dikilmiş olurlardı. 

 

Mil Taşları “Milliarium”

 

Augustus (MÖ. 27 - MS. 14) tarafından Forum’un merkezine “Milliarium Aureum” adında yaldızlı bir mil taşı –sütun- yerleştirildi ve mil taşlarının başlangıç noktası olarak seçildi. Fransız şair ve filozof Alain de Lille’nin 1175’te söylediği meşhur söz, bu durumu ifade eder: “Mille viae ducunt hominem per secula Romam” (Tüm yollar Roma’ya çıkar). Lille’nin “Bin yol bir insanı sonsuza dek Roma'ya götürür” deyişi de yapılan işin mükemmelliğini ve yol ağı merkezinin Roma’da olduğunu gösterir.[1]

Böylece Roma’nın bütün mil taşlarının ölçüsü Milliarium Aureum’dan hesaplanacaktı. Bu sistemle yolcular Roma yolu üzerinde olduğunu bilecek ve iki nokta arasındaki standartlaştırılmış mesafe ve yönüne sahip olacaktı. Mil taşları yahut “Milliarium” denilen bu taşlar, kilometre taşı anlamına gelip yolların kenarlarına dikilirdi. Yol kenarına belirli aralıklarla dikilen bu taşlar, krallık döneminde kare şeklinde iken, cumhuriyet döneminde silindir şekline dönüşmüştü. [2]

Mil taşlarıyla ilgili kurallar, MÖ. 451-452’de çıkarılan 12 Levha Kanunları ile belirlenmiştir. Mil taşlarına ilişkin bazı kurallar şöyleydi:

1. Kilometre taşının atfedildiği kişinin unvanı, en yüksek unvan olan Senato’nun verdiği veya kişinin kendi askeri çabası ve becerisiyle kazandığı ödüllendirme (taltif) olan IMPERATOR’ dur.[3]

2. Kısaltmanın devamına unvanı kazanan veya verilen şahsın, varsa, aile, soy, silsile adı yazılır. Romalılar buna gentil nyme (name) derler (Anaerkil ya da ataerkil ailenin adı).

3. Gentlice ailenin adından sonra bu şahsın kazandığı başka bir ad ve unvan belirtilir.

4. İsim ve unvanlardan sonra sütunun kim tarafından veya ne için dikildiği belirtilir.[4]

5. Miliaria’yı diken, yazan kişinin adı ve görevi veya unvanı yazılır.

6. Miliaria’nın dikildiği yerle bir sonraki yerleşim yerinin adı ve uzaklığı belirtilir ve miliaria taşının en alt tarafına yazılırdı. (Kaynak için bkz. tarihçi Quintilian)

En ünlü mil taşı, yukarıda bahsettiğimiz gibi Milliarium Aureum idi. 

 

Altın Mil Taşı "Milliarium Aureum"

 

Mermer veya yaldızlı bronzdan yapılmış, İmparator Augustus tarafından Antik Roma'nın merkezi Forumundaki Satürn Tapınağı yakınına dikilmiş bir anıttır. Tüm yolların bu anıttan başladığı düşünülüyordu ve Roma İmparatorluğu'ndaki tüm mesafeler ona göre ölçülüyordu. Üzerinde belki de imparatorluktaki tüm büyük şehirler ve onlara olan mesafeler listelenmişti ancak anıtın kesin konumu ve yazısı tarihçiler arasında tartışma konusu olmaya devam etti.

Mil taşlarının bir başka işlevi, yerleşimlerin birbirlerine olan mesafeleri yanında bölgenin topoğrafyası hakkında da çeşitli bilgiler içermesiydi. Bu bilgiler aracılığıyla askeri haritalar çizilebiliyor, kentlerin haritaları çıkarılıyordu.[5]

 

Anadolu’da Mil Taşları

 

Anadolu’da mil taşlarıçokça mevcuttur. Bunun sebebi, hem bir ticaret merkezi olması hem de ağırlıklı olarak Augustus’la birlikte Roma da meydana gelen eyalet değişimleri ve buna bağlı olarak yol ağının batıdan ziyade doğuya doğru gelişmesi; aynı zamanda Roma’nın, Anadolu üzerinde hak iddia eden Partlar ve Sasaniler’le olan mücadelesini söyleyebiliriz.[6]

Bu mil taşlarının günümüz açısından bir diğer önemi ise: Bir şekilde kayıtlarda bulunamayan yerel yöneticilerin isimlerinin tespitidir. Amasya’da Severus Alexander döneminde yöneticilik yapan, Q. Faltonius Restitutianus mil taşlarından belirlenmiştir. [7]

Mil taşları, bölgede görev yapanların sürelerini; bölgenin ismini, geçitleri, ülke sınırlarını, eyalet sınırlarını ve Roma yol ağının belirlemesini kolaylaştırıyordu. Son zamanlarda keşfedilen bir takım mil taşlarının yardımı olmasa idi, Anti-Toros yollarının geri kalanlarını anlamak imkânsız olurdu. 

Mil taşlarının çapı ortalama 50, 60 cm., kare ve silindir şeklinde ve toplamda 180 – 300 cm. toprak üstünde 150 cm. bırakılırdı. Gayet kolay seçilebilir şekilde yapılmışlardı. 

 

Fatsa’da Bulunan Mil Taşı

 

Bölgemizde de Antik Roma izlerine Mil Taşları vasıtasıyla ulaşabilmekteyiz. Fatsa ilçesinde Roma İmparatorluğu döneminde, milattan sonra 239 yılı civarında dikilen bir mil taşı, bir caminin bahçesinde 56 yıldır oturak olarak kullanılmaktaydı. Önemli bir tarihi eser olduğu tespit edilen taş, cami bahçesinden kaldırılarak Ordu Müzesine götürüldü. 

Fatsa'nın Bolaman Mahallesi'nde, 1968 yılında inşa edilen Laleli Merkez Camii'nin temel kazısı sırasında bir taş bulundu. O dönemki vatandaşlar, taşın üzerindeki yazıları görünce şüphelenerek gerekli araştırmaları başlattı. Ancak herhangi bir sonuç alamayan halk, taşın düzgün yapısını göz önünde bulundurarak onu cami bahçesine yerleştirip oturak olarak kullanmaya karar verdi.

1970'li yıllardan itibaren vatandaşlar, bu tarihi taşın üzerinde oturup dinlendi; cemaat ve misafirler burada yıllarca sohbet etti. Ancak, Fatsa Cahit Zarifoğlu Anadolu Lisesi'nde görevli edebiyat öğretmeni Aydın Bal, yıllar sonra taşın üzerindeki yazıları yeniden fark etti. Bunun üzerine Bal, Fatsa Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Cevat Erbil ile irtibata geçti. İlk incelemeler, Ordu Üniversitesi akademisyenlerinin de katılımıyla yapıldı ve Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü'nden Prof. Dr. Hüseyin Sami Öztürk tarafından Latince metin çevrildi. Böylece eserin önemi anlaşıldı.

Ordu Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Erken Hıristiyan ve Bizans Sanatları Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi olan Doç. Dr. Seçkin Evcim, bulunan taşın önemli bir eser olduğunu ve Karadeniz Bölgesi'nde benzerlerine ulaşmanın zor olduğunu ifade etti. Evcim, "Taş, milattan sonra 239 yıllarına ait. Roma Dönemi'nde yolları gösteren ve aynı zamanda o yolu yaptıran veya onartan imparatoru onurlandıran mil taşları oldukça yaygındı. Anadolu'da bu konuda geniş çaplı çalışmalar yapılmıştır. Biz de önceki çalışmalara baktık ve bu taşın daha önce yayınlanmadığını belirledik" dedi.

Bu durum, bölgedeki tarihi eserlerin korunması ve tanıtılması açısından önemli bir örnek teşkil ediyor.[8]

 

Kaynaklar:

 

Kakuturu, Jahnavi-Toker, Alper. 2022, “Do all roads lead to Rome?” European Journal of Cardio, West Virginia University Press, Morgantown, USA

French, David; 1985 ‘’Roma Yolları ve Mil Taşları’’, III. Araştırma Sonuçları Toplantısı, Ank.

Quintilianus, Marcus Fabius. (MS. 30-100); Aktaran: Gwynn, Aubrey (1926) Roman Education from Cicero to Quintilian. New York City Teachers College Press - s. 140

Ramsay, William. 1960 The Via Appia, Dictionary of Greek and Roman Antiquites, London,

Haber Global Web Haber Portalı


 

[1] Kakuturu - Toker, 2022

[2] French, 1985; s. 145

[3] Genelde miliaria taşlarında unvan kısaca belirtilir; IMP ya da IMPER şeklinde yazılır. Latince imperator kelimesini ilk kullanan Augustus’tur. Askeri kumandan anlamına gelen bu unvan, rütbe ve mevkii olarak kralların üzerindedir ve bu tarih itibariyle çok büyük devletleri yönetenlere imparator denilecektir. 

[4] Bu amaç için belli fiiller kullanılır: “munivit: sabitleştirdi/yaptı; fecit: yaptı, restituit: yeniden yaptı, onardı veya yeniden inşa etti” biçimindedir.

[5] MÖ 6200 yıllarına tarihlenen Çatalhöyük ()Konya-Çumra) kent planını gösteren harita, dünyanın bilinen en eski haritasıdır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.

[6] Roma İmparatorluğu’nun batısı ve kuzeyi, yol ağı için çok müsait değildi. Sık ormanlar ve bataklıkların yanı sıra yerel kavimlerle olan sürekli savaş hâli engel olmakta idi. Asia, Arabia eyaletleri ve Mısır her zaman, batıdaki eyaletlere göre daha revaçta idi.

[7] Ramsay,1960, s. 301-302

[8] Haber Global, 01.11.024

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593