FATMA CANBULAT ERDEM


Geleceğe Mektup


Rahmetli babam çok ileri görüşlü bir adamdı, geleceği düşünmeyi plan program yapmayı, neşeli ve umutlu olmayı severdi. Gününü de planlardı, not kağıtlarına yazdığı listeleri meşhurdu, aklına geldikçe kâğıdı kalemi alır yazar çizerdi. Bize de bu yazım işleri onun mirası olmalı diye düşünmüyor değilim, küçüklükten beri gazete, kitap okunan, mektup yazılan, her fırsatta boş kağıtlara kısa notlar alınan evde büyümenin verdiği bir yatkınlık. 

1986 yılında PTT’nin bir kampanyasına katılmış “Geleceğe Mektup” yazmıştık ailece, 2000 yılında tekrar Ünye’de Hamidiye Mahallesindeki adresimize teslim edilmek üzere postalamıştık babamın önderliğinde. O zaman ben lise öğrencisiydim, abim Üniversite’de İstanbul’da, kardeşim orta okuldaydı. 2000 yılındaki bize, mektup yazmıştık büyük bir heyecanla; acaba o yıla geldiğimizde nasıl bir hayatımız olacaktı, nerede ve kimlerle birlikte okuyacaktık bu mektupları hiçbir şey bilmiyorduk. Geleceğe mektuba, babam bazı tüketim malzemelerinin kaç lira olduğunu da eklemeyi unutmamıştı, her birimize ayrı hitap ederek bazı nasihatlerde bulunmuş iyi dilekleriyle sonlandırmıştı mektubunu.

2000 yılı gelip çattığında her birimiz başka hayatlarda başka şehirlerdeydik, Ünye’ye gelen mektubu amcam bize Ankara’ya postalamıştı. Babamın mutluluğu görülmeye değerdi açıkçası; bir ve dört yaşındaki iki oğlum, eşim ve annemle birlikte babamın elindeki mektubu okumasını bekliyorduk, abim ve kardeşim İstanbul’da yaşıyordu. Bu kalın zarftan çıkan ilk mektubu babam okurken hepimiz duygulandık adeta bir zaman makinasına binip 1986’ya ışınlanmıştık. Yazdıklarımı okuduğumda yanımda eşimle çocuklarım vardı 14 yılda neler olmuştu neler, hayallerim gerçekleşmiş miydi, evet hayallerimden de güzel bir hayatım olmuştu, şükrettim.

“Cumhuriyet’in 100. Yılına Mektup” isimli yeni bir mektup kampanyası 2002 yılında başlatılmış, babam yine 2023 yılına yazmış mektubunu bu sefer bizim haberimiz olmamıştı. 2023 yılı gelip çattığında zarftan annemle babamın mektupları çıktı; adeta vasiyet yazmış babam bize. Ne yazık ki O, bu mektubun geldiğini göremedi 2016 yılının ocak ayında ebedi aleme göç etti. Mektubu Cumhuriyetimizin 100. Yılında okurken onu andık, göz yaşları akıttık, hayallerini, temennilerini, nasihatlerini kulağımıza küpe ettik.

Judith Malika Liberman’ın “Masallarla Yola Çık” kitabında okumuştum ‘Düşlerin Kervanı’ masalını; kurduğu hayallere kendini gönülden inandıran, inandığı hayaller de sonunda gerçeğe dönüştüren bir adamın masalını anlatır bize. Bu masalın sonunda ise yazar; gelecekten şimdiki bana mektup yazmamı söylüyor; o kurduğun tüm hayaller gerçek olmuşçasına, o zamanki halini anlat kendine diyor. Kendi kurduğun hayallere öyle güçlü inan ki, dışarı çıkıp onu gerçeğe dönüştür, bu şekilde düşünür ve kendini buna inandırırsan dünyan değişir.

 

Nasip.

Bir kişinin elde edebileceği şey. Kısmet. Dilimize Arapçadan geçmiştir. Bir şeyden pay ve hisse almak manasından evrilmiştir.

 

“Hakikatler de belki hayaller kadar olmayacak gibi gözükür. Bunları hayallerden ayırmasını bilmek her insana nasip olmuyor.”

Sait Faik Abasıyanık

Açık Hava Oteli

Kaynak: Lugat36

“Hayatımızda kendimiz için de bir şeyler yaptığımızda, başkalarının ihtiyaç ve istekleri bizi daha az bunaltır.” 

Julia Cameron

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593