Bir insanin yasam yolculugu nereden baslar..nelerden etkilenerek yoluna devam eder ve var olur gelin birlikte bakalim
Ana karnindan beklide daha önceden kusaklar ötesinden insanin yasami baslar…….Hem çevresi hem sosyal baglami hem de anne ve babasinin özelikleriyle bezenmis,kusaklarindan aktarilan iç zenginligiyle..bakima ,sevilmeye,deger verilmeye ve her özelligiyle kabul edilme gereksinimi ile kucagimizda ,yuvamizda güven içinde büyüyüp gelisme umuduyla yasamaya gelir …..
Bizler de anne baba olarak onu kucagimiza alir ve onun için kurguladigimiz tasarladigimiz düsünü kurdugumuz …….bir baska degisle düsümüzde ki çocuk için (Imge bebek).. ve o bebege güzel bir dünya kurmak adina ne mümkünse her seyi yapma kararligiyla büyütmeye çalisiriz ….ancak
Prof Dr Acar Baltas’in …bir konusmasinda dedigi gibi kucagimiza gelen çocuk genetik piyangodan gelen çocuktur ve …. bizim düsledigimiz,kurguladigimiz, hayal ettigimiz çocuk degildir …
Genetik ,kalitim çok önemli ….
Insanlar genetik olarak aldiklari özelliklerin nerelerden geldigini bulabilmek için romanlar ,öyküler yaziyorlar .
Amaç kendilerini, özeliklerini daha iyi tanimak..Bunun için zor kosullarda seyahat ediyor yasadiklarini … öykülendiriyorlar ….ya da ‘seninle baslamadi’ gibi konulari ele alan kusaklar arasi aktarilan özellikleri anlatiyorlar ….Insanin kendini ve özelliklerin kesfetmek çok önemli…size aktarilanlari bulup tanidiktan sonra kimliginiz sizin için daha kiymetli oluyor
Eger genetigin, kisiligin olusumunda etkisi bu kadar önemli ise anne baba tutumlarinin önemini sorgulayabilir miyiz?
Iç zenginlik ve yasam gücüyle dogan bu bebegin,zenginligini ve getirdigi yasamsal güçlerini yasam yolculuguna aktarabilmesi, geçirebilmesi için bir kaynaga … bir referansa…beslenmeye gereksinimi var… baska bir degisle genetik, kalitim çok önemli ancak yazgi degil…
Dogustan getirdigimiz mizaç ancak deneyimler ve yasantilarimizla gelisen ise kisiligimizdir
.Gordon Alport’un yag/yumurta ve ates iliskisi anne baba tutumlari ve kisilik gelisimi için çok güzel bir metafordur…
Her ikisi’de farkli özellikleri olan yapidadirlar (farkli bireylerin farkli özellikleri…mizaç gibi), ancak atesin etkisiyle yumurta katilasir yag erir …ve karsimiza farkli olusumlarda çikarlar …her ikisini de yakmamak için atesin ne zaman kisilacagi ne zaman arttirilacagi ya da kapatilacagi ve bu eylemlerin ne zaman yapilacagi da önemlidir(kisilik gelisimi gibi ) .
Fransua Marcio’nun su satirlari da çok önemli.’bizi sevmis olanlar yogururular /yine yogururlar… ayri ya da farkli olsak iyi/kötü yanlarimizla onlarin elinden çikmisligimiz degismez
Anne baba tutumlari kisiligin gelisimi için çok önemlidir…
Bu yogrulma/ yine yogrulma süreci anne ve bebek arasinda ki ilk alis verisle baslar ….Anne …bebegin dogdugu andan itibaren verdigi ona özgü ona ait olan özelliklerini anlatan isaretlerini, ip uçlarini dikkatle izlemeli ..okuyabilmeli onun gereksinimi olan yasan inançlarini saglayabilsin Bebeklerde ,annenin ya da anne yerine geçen kisinin bu süreçte ,onun bakimi adina verdigi isaretlerin niteligini ve onun getirdikleriyle büyüyüp gelismesi adina ne kadar uyumlu oldugunu içgüdüsel olarak sezer.. iste bu karsilikli birbirinin özelliklerini sezebilme saglikli bir alis verisin baslangicidir
Ben çocuklar ve anne/babalarin alis veris niteligi hakkinda en iyi isareti ,çocuklarin okula basladiklari gün alirim .
Özellikle sabah ayrilma ve aksam birlesme anlari anne / çocuk arasinda yasanan iliskinin ,iletisimin tipik bir örnegidir…o iliski anne / baba tutumlari açisinda da bir isarettir…
Bu tutum isaretleri bu ilk izlenimler, hangi çocugun, okula uyumunun kolay olacagi hangi çocugun biraz zor olacagi ve hangi çocugun zorlanacagi konusunda bize ip uçlari verir..
Zorluklarla karsilasmadan gelisme olmuyor..konfor içinde yasayarak zora zahmete katlanmadan basarmakta olmuyor… özellikle son yillarda anne babalarin çogunun çocuklarini yetistirirken kullandiklari tutumlarin arkasinda tek bir düsünce var … buna amaç ya da istekte diyebiliriz .
.Amaçlarina erisebilmek için bir çok strateji gelistirirler …
Anne / babalar 21 yüz yil kosullarina çocuklarini uydurabilmek için çok kaygili ve endiseliler ..Bu nedenle ,kitaplar okuyorlar ,uzmanlara danisiyorlar ve saglam hiç yanilmayan bir öneri paketi istiyorlar ..verdikleri bu ugrasi yadsinamaz ve takdir edilesi bir ugrasidir..
….Amaçlari …çaga ayak uydurabilen .özgüveni yüksek ,ayaklari yere basan.taninan güçlü ,basarili ,iyi bir geliri olan ..çagin getirdigi her seyi yapabilen hatta onun yapamadiklarini da yapabilen bir insan için ugras vermektir…..
Dogrusu hem anne / babalarin hem de çocuklarin isi zor
Ben yillar içinde edindigim deneyimlerden ..aldigim egitimden ve okudugum kitaplardan içsellestirdigim bilgilerden ,. çocuklarin kisilik gelisimlerini olumsuz yönde etkileyebilecek iki tutum görüyorum. .
Bana göre, her iki tutumda ,çocugun gelisimini ya da kendi özellikleri ile var olabilmeyi zorlastiriyor
Birinci tutum ; Çocugu yukari da tanimladigimiz özelliklere sahip olarak yetistirmeye çalisirken yüksek beklentiler, yasaklar, kati sinirlar içinde kaliba sok ve kontrol et tutumu…
Bu tutuma çocuk açisindan bakildiginda,onay bekleyen , yanlis yapmaktan dolayi çok endiseli, red edilmek, begenilmemek sevilmemek kaygisi yasayan bir çocuk karsimiza çikar….
Ben bu tutumu, degersizlik duygusunun gelisimine zemin hazirlayan bir tutum olarak görüyorum
Diger tutum ise yeter ki, basarili ve uyumlu olsun ben onun için her seyi yaparim tutumudur .. Asiri verici,koruyucu her kosulda çocuk için orada olan ebeveyn tutumudur. Bu tutuma ,helikopter anne /baba tutumu deniyor …hava alanina gerek yoktur… her yere konabilir, acil inisleri kolaylikla yapabilir
.Çocuk açisindan bakildiginda ,haz prensibine göre davranan ve ben ve hep benim diyen ben merkezcilik çerçevesi içinde, konforu yerinde bir çocuk görürüz...ancak sonunu da gözlenen, çok küçük zorlanmalarda kizgin ve öfkeli ya da aglayan,huzursuz ve mutsuz davranislarin sergilendigi, anneye bagimli ,onsuz neredeyse kimildayamayan bir çocuk izleriz ..
Bütün çocuk gelisimi kitaplarinda ,makalelerinde , sevmek /sinirlar /degerlilik en çok kullanilan sözcüklerdir
Ben olabilme biz olabilme ..var olabilme …. Kosulsuz sevmek, her özelligiyle ve bunlari gösterebilmesi için alan taninma…konulari tartisilmaktadir ve gerçekte bu konular gelisim adina vazgeçilmez ve olmazsa olmaz konulardir… ….
Iki küçük örnek vermek istiyorum
Biri çok sevdigim arkadasim dostum rahmetle aniyorum Prof Dr. Atilla Turgayin Kanadaki evinde yasadigim bir olay ..sevgili Atillanin (yil 1986) oglu sanirim 4 ya da 5 yasindaydi ..Her sabah erkenden kalkar, tipis tipis asagiya iner buz dolabini açar yogurdunu kasigini alir, tv de istedigi kanali seçer, çizgi filmini seyrederek yogurdu yer, yogurt bittiginde, çöp torbasina yogurt kutusunu atar, kasigini da bulasiklarin yerine koyardi onu bir iki gün izledim sonra …yogurdunu ve kasigini ben hazirladim eline verdim, bittiginde çöpe kutuyu ben attim…Atilla bu davranisimi gördü ve biraz hesap sorar bir tavirla ‘ne yapiyorsun ‘diye sordu … bende anlattim …yapma o kendi isini yapacak ve biz de onu alkislayacagiz ve gurur duydugumuzu söyleyecegiz dedi …. Dogrusu iyi bir ders oldu benim için …ona neler yapabildigini göstermesi için alan vermemistim ….
Ikincisi de 7/8 sene önce yasadigim bir olay ..okula yeni baslayan bir çocugumla ilgili… annesi dil gelisimi ve diger gelisimlerini çok erken tamamladigi genelde uyumlu oldugunun ,bu nedenle de okula uyumunda önemli bir sorun yasamayacagini iletti ancak daha önce hiç arkadasi olmadigi bilgisini de verdi …Tam iki ay sinifa girmedi ,agladi ,vurdu ,tükürdü ve kustu .Ona hep yardimci olacagimiz güvencesini verirken …’henüz degil ama bir gün basaracaksin’ mesajini verdik …ve .bir gün ben okula biraz geç kalmistim beni görünce ,kosarak yanima geldi ve’ ben basardim’ dedi Sinifina girebilmisti, zafer onunda ve biz zaferini birlikte kutladik
Çocuklar zaferlerinin kutlanmasini, alkislanmasini , görülmesini ister ki begenildigini ve degerli olduklarini hissetsinler ..
.Çocuklara yapabilecegimiz en degerli sey, onlarin kendi güçlerini, potansiyellerini göstermelerine izin vermektir…
Kestirme yollardan basarili insan maalesef olunmuyor ……basarili ve mutlu olmak nedir ki …
Dünyayi verelim çocuklara hiç degilse bir günlügüne ….
Alli pullu bir balkon gibi verelim oynasinlar
Oynasinlar türküler söyleyerek yildizlarin arasinda
Dünyayi çocuklara verelim
Kocaman bir elma gibi verelim sicacik bir ekmek somunu gibi
Hiç degilse bir günlügüne dogsunlar
Bir günlük de olsa ögrensin dünya arkadasligi
Çocuklar dünyayi alacak elimizden
Ölümsüz agaçlar dikecekler…
..Nazim Hikmet
Çocuklar
..özen ister ,görülmek begenilmek ister, sinir ister, getirdigi her özelligiyle biricik oldugunu hissetmek ister…..küçük düsürülüp asagilanmayacagini ve güven içinde tüm gücünü ve iç zenginligini göstermeye hazir oldugunun fark edilmesini ister …….iste o zaman basarili ve mutlu olur….