Zor günlerden geçiyoruz, ülkemiz, dünyamiz özelikle son yillar da çok agir, çok büyük bir trajedinin ortasinda yasiyor… Kimimiz bu trajedinin içinde,kimimiz de bu trajediyi ,kaygi,korku, endise, öfke ve çaresizlikle izliyoruz.
Her gün, çok siklikla da gün de birkaç kes ülkemizde ,sehit haberleri duyuyoruz gündem an be an degisiyor… ve diyoruz ki ,sehitler ölmez vatan bölünmez ,ates düstügü yakar ,Allah hepimize sabir versin ve ailesine bas sagligi dileklerimizle günü ,günleri kapatiyoruz yeni bir aci haber duyana kadar…..içimiz, yüregimiz sikismis, endiseli ,kaygili bir ruh haliyle dolasiyoruz.
Her birimiz günlük islerimizi görevlerimizi, yasadigimiz tüm olumsuzluklara karsin yapmaya çalisiyoruz… Çünkü bu ülke bizim ,onun bekçisi, koruyucusu, gelismesini saglayici da biziz o halde var gücümüzle çalismali ve elimizden ne geliyorsa onun için yapmaliyiz diyoruz…
Baslik çocuk terör ve savas ve ben nelerden söz ediyorum…
Tüm bu kaygi, endise, yas, kayip, gayret görev sözcükleri arasinda fark etmedigimiz çocuk, ya da henüz bir seyin farkinda olmaz dedigimiz çocuk, neleri nasil anliyor, üzerimize çöken sikintiyi baskiyi nasil yorumluyor, ve eger onlara gelecegimiz gözüyle bakiyorsak ki öyle neler düsünüyor ve hissediyor.
Iste bunlari yazmak için bu basligi yazimin basina koydum …
Yasama umut ve heyecanla gözlerini açtigini düsündügümüz çocugun her gün terör, savas, ölüm, sehit ve yas sözcüklerini duyarak büyümesi onu nasil etkiler.Nasil travma yaratir. Düsünmesi bile insana aci veriyor…
Farkli Psikoloji kuramlarin ortak bir yorumundan söz etmek istiyorum
• Çocukluk çaginda karsilasilan büyük ve önemli olaylar, çocuklarin yasaminda önemli ve silinmesi zor etkiler birakarak onlarin kisilik ve kimlik gelisimin biçimler.
Bu varsayimdan hareketle …Birlesmis Milletler Çocuklar Yardim Fonu’nun (UNICEF) dünyadaki çocuklarin yaklasik dörtte birinin savas ve afetlerin gölgesinde ve dünya da yarisindan fazla savas ve çatisma nedeniyle evlerini ülkelerini terk etmeye zorlana 50 milyona yakin çocuk oldugunu bildirdi…. Bu sözü edilen çocuklarin yasadigi travmalar onlarin yarinlarini kimlik ve kisiliklerini nasil etkileyecek.
Iste ben bu çocuklardan söz etmek istiyorum…. Bu çocuklar günlerini özlem ,yas , çaresizlik öfke ile dolu geçiriyorlar…Bu duygular içinde boguyorlar…savasin ve terörün çocuklarin üzerinde ki onarilmaz etkisinde herkes hem fikir ve biliyoruz ki savasin en yüklü faturasi çocuklara kesiliyor… çünkü hem yasandigi dönem hem de gelecek kusaklar da magdurlara neden olan, süreklilik özelligi tasiyan, atlatilmasi zor ve hatta olanaksiz bir yasam travmasidir savas ve terör…
Savas ve terörün çocuklar üzerinde etkisini inceleyen birçok arastirma kitap vardir… Bulgular ve yazilanlari iki alanda toplamak olasi...
Birincisi..travma sonrasi stres bozuklugu denilen ruhsal bir hastalik …belirtileri,endise ve korku,kaçinma,uyku bozukluklari ,dikkat bozuklugu. depresif durum. Ikincisi ise, yasamdan hiçbir sey beklememe ve ölüm düsünceleri, isteksizlik ve umutsuzluk belirtilerini tasiyan yas reaksiyonudur.
Bir baska anlatisla, karsimizda temel yasam inançlarinin bir çocugunu yitirmis daha da acisi dünya ya güvenini yitirmis çocuklar var. Bu çocuklara yasamin kiyisinda olan bir kusak demek yanlis olmaz sanirim…. Savastan ve terörden kurtulan bir kusaga bir daha savasin ve terörün olmayacagi inancini yeniden verebilmek güçtür. Onlar her an yeni bir saldirinin gölgesinde yasamlarini sürdürürcesine tedirgin ve güvensizdirler. Gazetelerde savas bölgelerin de çekilmis olan çocuk fotograflari görüyoruz… perisan görünümlerine ragmen bir çok çogunun elinde kirik dökük bebek ya da baska bir oyuncak vardir… Çocugun disi savas, içi oyundur Cüceloglu’nun dedigi gibi onun ana vatani oyundur o orada büyür gelisir . Savas ve terör ortamlari onu vatanindan alip götürür büyümesine gelismesine engel olur…
As olan barisin degerini onlara ögretebilmektir. Çatisma, hirs, öfke ve benzeri duygularin ürünü olan terör ve savasin hiçbir sorunu çözmedigini ve çözmeyecegini sadece siddetin siddet dogurdugunu onlara anlatmak ,ögretmek gerekmektedir…
Dogan Cüceloglu’nun Dervisin Akli adli, Prof Dr Ahmet Dervisoglu ile sohbetlerini içeren kitabindan bir alinti ile bu bölümü bitirmek istiyorum…
‘Bu toplumun özünde iyilikler var bunu görebilmemiz çok önemli….bu toplum da gizli kahramanlar var saygin ,isini seven ,insanlari seven, yardim eden, devletini koruyan, ülkesini seven onun için canini feda eden ve etmeye hazir çok insan var…….toplumun iyi taraflarini behemehal ortaya çikarip söylemek mecburiyetindeyiz, buna Türkiye’nin ihtiyaci var…çocuklarimizin bu örnekleri görmeye ihtiyaci var….