Basimiza iyi veya kötü ne gelmisse kendi yaptiklarimiz sonucudur.
Ömür serencamimda elde ettigim tecrübelerimden anlamis oluyorum ki insanin basina ne gelirse gelsin ders çikarmiyor. Tecrübelerden yararlanmiyor. Basina gelen felaketleri çok tez unutuyor. Yeni bir felaketle karsilasincaya kadar da hiçbir felaket gelmeyecekmis gibi hayat sürüyor. Ardindan yeniden karsilasinca ah vah edip duruyor, korkudan ne yapacagini bilemiyor. Son tahlilde dünyanin nasil bir halde görüyoruz. Virüsler insanlar vasitasiyla devamliligini sürdürüyor olmasina ragmen hala duyarsiz davrananlar var. Uyarilara uymayanlar yüzündeninsanlar ölüyor.
Insan düzelirse dünya düzelir…
Zorda kaldigimizda Allah’i hatirliyor, dualarla yardim talep ediyoruz. Dahasi, sorumlulugu Allah’a havale edip kendini temize çikaran insanlarimiz da yok degil… Insanlarin sorumsuzlugu, nemelazimciligi, bencilligi, sadece bu gününü düsünmesi, daha nice olumsuz hal ve hareketleri neticesinde toplumsal düzen bozuluyor. Sonuçta insanin basina çesitli sikinti ve belalar gelebiliyor.
Daha önceki yazilarimizda da kisinin basina gelenlerin kendi yaptiklarinin ya da yapmadiklarinin sonucudur demistik. Insanoglunun basina gelen felaketlerin sebepleri ve sonuçlari biliniyor. Bununla ilgili bilgi aktarimi ve uyarilar geçmisten günümüze yapilmis durumda. Buna ragmen insanoglu ne hikmettir bilinmez bu büyük tecrübelerden bir ders çikaramamistir.
Son tahlilde dünyayi kasip kavuran virüs felaketine ragmen insanlarin vurdumduymazligi akil alacak gibi degil. Anlasiliyor ki her insanin basina bir asker dikmeden istediginizi yaptiramayacaksiniz!
Bilim insanlarinin, uzmanlarin ve yöneticilerin her türlü ikazlarina ragmen hala ortalikta, bir sey olmaz, mantigi ile özgürce dolasan insanlar görüyoruz. Bu insanlara sorsaniz sizden akilli oldugu iddiasindadir. Burada Ziya Pasa’nin, “ Nush ile uslanmayani etmeli tekdir / Tekdir ile uslanmayanin hakki kötektir. ” sözü aklima geliyor.
“Sizin hayir zannettiginiz seylerde ser; ser zannettiginiz seylerde de hayir vardir, siz bilemezsiniz.” ayetini düsünüyorum. Bunda da insallah bir hayirli sonuca ulasiriz. Belki bu felaket sonunda insan aklini basina alir, dünyanin düzenini bozacak faaliyetlerden elini etegini çeker. Evreni yönetme iddialarindan; bitki, hayvan ve insanin genetigiyle oynayip yeni bir canli türü yaratma sevdasindan vazgeçer. Bu bir tanrilik iddiasidir. Ancak, çok güçlü ve akilli oldugu iddiasinda olan insan, gözle görünmeyen bir virüsle bas edemiyor. Insan, bu iddiasinda israrli oldugu sürece basina daha çok felaket gelecektir. Çünkü tanrilik iddiasinda bulunan nice insanlarin basina neler geldigini dünya tarihinden biliyoruz. Belki de kiyamet böyle kopacaktir, kim bilir… Kul azmadikça basina bir felaket gelmez.
Bu sikintili günler de geçecek muhakkak. Ancak biz böyle sorumsuzca ve bencilce davranip sadece kendimizi düsünerek hareket edersek bu sürecin sonu felaket olacak. Biz anlayisinda oldugumuz, bizim disimizdakilerin de hak ve özgürlüklerinin önemli oldugunu anlayip, bütün insanlarin sorumlulugunun idrakinde felaketlere karsi birlikte mücadele edersek huzura kavusabiliriz. Aksi taktirde kiyameti kendi ellerimizle koparacagiz demektir vesselam...