Yutkunmak isteyipte yutkunamadığımız yerlerden oldu artık o 10 şehir ve ilçeleri..
Ne denir ne yazılır bilemedim ilk defa. Büyük acıların konuşulamayacağı kadar suskunluk sardı adeta bütün bedenleri.
Ağlarsan rahatlarsın desen veyahut diyebilsen… Kime ve nasıl diyecek kadar da ayrı bir çaresizlik oldu yüreklerde bu yıkımlar..
Dil lal olmuş…
Vakti gelince Allah’a emanet edip rotamızı oluşturmak için geçerdik direksiyon başına…
Sonrası
Sonrası kayıplar !
Sonrası enkazdan kalan binlerce anı
Gözyaşıyla dolmayacak dolsa da ıslanmayacak kadar büyük enkazlarda kaybolup gitmiş yaşamların binlercesinden bir kaçı belki de…
Oturup onların acısına ağlasan seni teselli edecek kadar da güçlü insanlarmış aslında onlar. Tek duaları Allah sizlere yaşatmasın demeleriydi …
Peki kaç bin asır geçmeliydi bu yaraların iyileşmesine… Kaç bin asır!!!!
Herşey yolundaymış gibi mi davranacağız artık
Kimse ölmemiş gibi mi yapılmalı veyahut !
Bugünden sonrası kayıp
Bugünden sonrası iflah olmaz
Ve yine bugünden sonrası iyileşmez kolay kolay!!!!
Anadolu’mun insanı….
Yaralar bizde geçer geçmesine de asıl sizlerin yüreğinden bir değil bin asır geçse de silinmez …
Bu denli sahipsiz olmak kadar yok sayılmak da boğazımızı düğümledi adeta.
Depremle beraber öyle acılara öyle yıkımlara da şahit olduk ki.. Yıkılan duvarlarla yarım kalan yaşamlar arasında boğulduk kimi zaman. Kimi zaman da sadece daha beteri yaşanmasın diye dualarda buluşmayı diledik..
Hissettiğimiz tek şey hayatın durduğuydu şimdilerde. Kıyamet koptu sandığımız 70 saniyeden sonrası gelen yardım çığlıkları, siren sesleri ve yıkılan evlerden de geriye kalan onca harabe.
Tekrarı yaşanmasın diye ümit ettiğimiz zaman dilimleri var şimdi yüreklerde. Yıkılmaya devam eden evleri görmeye de hala alışamıyoruz. Zaten bu acının alışkanlığı nasıl olabilir ki ?
Mümkün müdür böylesi büyük bir acıya alışabilmek ?
Kaç gün geçti kaç günün acısını devirdik bilmiyoruz..
Tıpkı en az onlar kadar bizler de unuttuk zaman dilimlerini. Günleri devirirken bile utanır olduk birçoğumuz..
Bilmediğimiz acıları da yaşadık hep beraber.
Evet gün kadın günüymüş. Yitip giden kadınlarımızı çocuklarımızı düşünerek geçiyor günümüz..
Gün onların şehit olduğu günde kalmıştı oysaki !…
Yarım kalan işlerinde, hayallerinde, yaşamlarında…
Gün bizim günümüz olmaktan çıktı artık. Gün yaraları birlikte sarma günü olmalı bundan sonrası. Kayıplarıyla bir başına kalanların acısına ortak olmakla olmalı..
Başta Şehit ve Gazi annelerimiz ve fedakar
EMANET eşleri olmak üzere, sevginin, fedakarlığın, emeğin ve umudun kaynağı kadınlarımızın ve 06.02.2023 tarihli deprem şehitlerimizin 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum…