İhsan Akbulut


Bir Nesilden Diğerine Kahkaha Mirası: Sokak Oyunları!


Merhaba Değerli Ünye Kent Okuyucuları, 

"Kuşak Farkı ve Kültürel Miras: Gelecek Nesillerle Ortak Zemin Arayışı" başlıklı ilk yazımda, kuşaklararasındaki köprüleri yakmak yerine, bu köprülerin üzerinden geçmenin önemine değinmiştim. Yazıya gelen güzel geri dönüşlerden biri, "Bu köprüleri kurmak için hangi araçları kullanabiliriz?" sorusuydu. 

Ben de bu cevabı o araçlardan biri olan sokak oyunları ile vermek istiyorum. Çünkü sokak oyunlarının sadece basit oyunlar olmadıklarını biliyorum. Daha açık ifadeyle oyunların basit bir eğlenceden ibaret olmadığını, arkasındaki derin anlamların ve kültürel bağların çocukların kültürel ve sosyal ihtiyaçlarının karşılandığı en önemli unsurlar olarak görüyorum. 

Neden mi? 

Mesela Misket oynarken çocuklar stratejik düşünme becerisini ve el-göz koordinasyonunu geliştirir. Aynı zamanda "paylaşmayı" öğrenir. Misketlerini paylaşır, takas eder ve bazen kaybettiklerinde hayal kırıklığıyla yüzleşmeyi öğrenir. Seksek ile dengeyi, düzeni ve hedef odaklı hareket etmeyi öğrenir. İstop oynayan çocuklar anlık karar verme, hız ve çeviklik kazanırken, topluluk içinde iş birliği yapmayı öğrenir. Topaç çevirmek, ince motor becerilerini geliştirmenin yanında çocuk için bir ustalık sürecidir. İlk başta döndürmek zor olabilir, ancak denemelerle başarıya ulaşılır. Bu süreç kişiye sabrı ve azmi öğretir. 

Tümüyle neşeyle ve kahkahayla oynanan bu oyunların yeri ise hepinizin bildiği gibi sokak’lardı.. Ne yazık ki, günümüz çocukları için sokak oyunları; bilgisayar oyunları ve dijital dünyayla yer değiştirmiş durumda. Ancak bu, sokak oyunlarının unutulması gerektiği anlamına gelmez. Tam tersine, bu oyunları yeniden canlandırmak ve çocuklarımızla paylaşmak, onların hayal gücünü ve sosyal becerilerini geliştirmek için harika bir fırsattır. Zaten amacım burada dijital oyunları kötüleyip sokak oyunlarını daha idealize etmek değil. Sokak oyunları, fiziksel, sosyal ve duygusal gelişim açısından daha aktif ve etkileşimli bir ortam sağlar. Dijital oyunlar ise daha fazla zihinsel odaklanma ve strateji geliştirme gerektiren, sanal bir dünyada yapılan aktiviteler sunar. İdeal olan, her iki oyun türünün de çocukların hayatına dengeli bir şekilde entegre edilmesidir. 

Çocukluk ve yetişkinlik arasında dengede duran bir yaş aralığının temsilcisi olarak 9 yıl önce geldiğim memleketim Ünye’de, şehrin çocuklarına sokak oyunlarını öğretmek, farkındalık oluşturmak ve müzede onlara bu gelenekleri deneyimlemeleri için alanlar yarattık. Ancak unutmayın, bu çabanın sürdürülebilir olması için hepimizin birlikte hareket etmesi gerekiyor; elimizi altına koyup kültürel değerlerimizi koruyacak bir bilinç inşa etmek şart!

Hepinize selamlar, sevgiyle kalın…

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593