Türkan Saylan hocamizin basarili çalismalarla dolu bir kariyer ve sosyal girisimcilik çizgisi vardir. Cüzzamla Savas Dernegi ve Vakfini kurmus, Lepra Hastanesini daha aktif hale getirmistir.1981-2002 yillari arasinda Lepra Hastanesi’nin gönüllü Bashekimligini yapmistir. Çalismalarindan dolayi kendisine 1986 yilinda Hindistan’da Uluslar arasi Gandhi Ödülü verilmistir. 2006 yilina kadar Dünya Saglik Örgütü’nün Lepra danismanligini yapmistir. I.Ü. Kadin Sorunlari Arastirma ve Uygulama Merkezi’nin, Avrupa Dermapatoloji Laboratuvari ile Behçet Hastaligi ve Cinsel Iliskiyle Bulasan Hastaliklar Poliklinikleri’nin kurulmasinda görev almistir. Avrupa Dermato Veneroloji Akademisi’nin ve Uluslar arasi Lepra Dernegi’nin üyesi olup, Uluslararasi Lepra Birligi ( ILU) nun kurucu üyesi ve baskan yardimciligi yapmistir.
1989 yilinda , “Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, gelistirmek, çagdas egitim yoluyla çagdas insan ve çagdas topluma ulasmak" amaci ile kurulan Çagdas Yasami Destekleme Dernegi’nin kurucularindan olup, uzun bir süre Genel Baskanligini yürütmüstür. Bu çalismalari arasinda, Sosyal Hizmetler Danisma Kurulu Üyeligi, Yükse k Ögretim Kurulu üyeligi ve Basbakanlik Insan Haklari Danisma Kurulu üyeligi gibi üyeliklerde de bulunur. Gerek Cumhurbaskanligi ve gerekse birçok resmi ve sivil toplum kuruluslari tarafindan verilen Meslek dali olan Dermatoloji ile Atatürk Ilke ve Devrimleri, Egitim vb. diger toplumsal konularindaki çalismalari nedeniyle çok sayida ödülleri bulunmaktadir. Dört yüzü askin mesleki bilimsel yayininin yaninda, çok sayida gazete makaleleri, dergi ve kongre yazilari, seminer kitaplari ile radyo vb. söylesileri bulunmaktadir. Hayatini anlatan ‘Tek ve Tek Basina; Türkan’ adli kitap, TV Dizisi ve Film haline getirilmistir. Ölümü. 18 Mayis 2009. Hatirasina hürmeten Istanbul Maltepe’de Türkan Saylan Kültür Merkezi açilmistir. Yillarca genel baskanligini yaptigi Çagdas Yasami Destekleme Dernegi tarafindan da 2010 yilindan itibaren adina Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri verilmektedir
Yasaminin son yillarinda, eski bir dostu-ögrencisi ile yaptigi söylesilerini içeren “Hekim Olmak. 15’inde baslayan ve Bir Ömür Boyu Süren Tibbiye Aski” adli kitapta, bir meslek olarak hekimlik, hekim- hasta iliskileri, hekim-hekim, hekim-meslek örgütleri, hekim –ilaç endüstrisi iliskileri, hastaliklari, ailesi ile iliskileri, hekim-saglik personeli iliskisi, tip etigi konulari, dogumlari, sevdigi siirler, ögretim üyesi kimligi, YÖK ve YÖK üyeligi, vb. gibi mesleki ve toplumsal konulardaki tüm duygu ve düsüncelerini, açik yüreklilikle ve nazik bir dille anlatir.
Son sözleri ise, genç Tibbiyeli meslekdaslarina olur. “ Genç insanlara, hekim olmak, yakamiza tip rozetini takip, o koca koca kitaplari çantaya koymadan koltugumuza alip, “ ben tibbiyeliyim” der gibi salinmak, beyaz gömlegi giyince olusan degeri biçilmez duygulari yasamak, belki de en büyük ödül. Ancak, onlarin bu temiz beklentilerinin, idealizminin kirilmamasi, esirgenmesi gerekiyor. Hekimlere, bir ömür boyu, seçtigi meslekten pismanlik duymadan, ayni sevecenlik ve ayni verimle yasayacagi bir ortam saglanmasi gerekir. Bunun için toplumdaki degeri, önemi, önce kendisince, sonrada her kesimce anlasilmali, bilinmelidir. Saglik, hekimlik, bir ekip isidir. Ekip ruhunun, paylasmanin, dayanismanin öneminin daha baslarda, genç hekim adaylarina, iyi örnekler ve iyi davranislarla verilmesi, içsellesmesinin saglanmasi gerekir.
Mustafa Kemal Atatürk, “ Beni Türk hekimlerine emanet ediniz. ” demistir. Kendinizi iyi yetistirmek, her seyi bilmek ve yapabilmek zorundasiniz.
Her seye, her zorluga, her haksizliga karsin, basi dik, paraya boyun egmemis, özsaygisini ve insan sevgisini yitirmemis, nerede olsa insanlara yarar saglayabilecek, yaptigi isi zorluklarina karsin çok seven bir hekim olarak yasamak, umarim, hekimlige, beyaz gömlege asik olan herkese nasip olur.”
Saygilarimla.