Sadece bizim degil tüm dünyanin gündemi belli.
Yapilan testlere her geçen gün yenileri ekleniyor. Tanilanan grup da haliyle artiyor. Belki de testler biraz da gizli olan bilgiyi asikâr ediyor. Üzücü ama maalesef kayiplar da her geçen gün artiyor.
Ama hep bir gayret var.
Tip camiasi gerek tani ve tedaviye gerek de laboratuar ortamindaki arastirmalarina her seye ragmen devam ediyor. Artik yasadigimiz güçlüge iliskin daha çok sey biliyoruz. Bugün bilgi olarak dünkü yerimizde degiliz asla. Bu çok sevindirici elbette.
Her krizin kahramanlari olur mutlaka. Bu sürecin kahramani ne belli bir meslek grubu ne de belli bir mesleki camia aslinda ama genel olarak saglik çalisanlarinin a dan z ye sürecin içinde oynadiklari rol ve girdikleri risk tartisma gerektirmeyecek kadar görünür durumda.
Peki, bütün bunlar olurken toplumun genelinden beklenti ne? Bizlere düsen görev nedir?
Sunu kabul etmemiz gerekiyor, aslinda bütün bunlar olup devam ederken bizden yani toplumun genelinden beklenen sey belki de en basit en siran seydir. Üstelik bizden istenen sey her seyden ve herkesten önce bizi ilgilendiriyor ve bizi koruyor.
Ama maalesef biz henüz mevzuyu anlamis olmaktan çok uzak görünüyoruz.
Ihtiyat, tedbir sanki sadece mesai saatlerini bagliyormus gibi bir algimiz var.
Hafta sonu yürüyüs yapmaktan, piknige gitmekten geri durmuyoruz. Hala semt semt pazarlari gezip, alis veris çantalarini dolduruyoruz.
Sonra nasil olduysa bu virüsü belli bir gruba hapsetmeyi ögrendik. Oysa ne böyle bir bilgi var ne de böyle bir ima var. Sadece görece daha dezavantajli gruplar oldugunu biliyoruz. Ki aslinda bu hemen her durumda geçerlidir. Mesela bir dogal afette bile hareket kabiliyeti en az olanin ölme riski de orani da daha yüksek kabul edilir.
Oysa biz ne yaptik?
En bilinenini söyleyeyim, bütün bu olup bitenin sadece 65 yas üstü insanlari baglayan bir durummus gibi vehme kapildik.
Daha da vahimi 65 yas üstü olmayi bir etiketleme aracina döndürdük. Tv muhabiri bile elinde mikrofonla sokaga çikip 65 yas üstü amcalarin teyzelerin pesine takilip sokak ortasinda onlari sorgu suale çekiyor. Bunun yolu bu mu? Neye hizmet ediyor böyle bir uygulama? Bunu yapan cüretkâra “Sen kimsin demek” gerekiyor aslinda!
Yetmezmis gibi üç bes tane soytari, bu insanlarla alay ediyor. Onlari tahkir ediyor. Hadsiz züppe. Bu gibilere söylenecek çok söz var da yeri burasi degil.
Ama en acisi ne biliyor musunuz? Benim içimi kanirtan sey….
Bu züppeler mahkemeye çikariliyor; 15 gün ev hapsi ve huzur evi ziyareti veriliyor. Cezaya bakar misiniz! Huzur evi ziyareti yapmakla cezalandiriliyor bu züppeler. Ayip. Hem de çok ayip. Bu züppelere verdiginiz huzur evi ziyaretiyle siz orada yasayan amcalari ve teyzeleri cezalandiriyorsunuz da farkinda degilsin. Yazik. Hem de çok yazik.