İhsan Akbulut


Ünye’de Yaz: Göçün, Denizin ve Düğünlerin Buluştuğu Mevsim


Merhaba Sevgili Ünye Kent okuyucuları,

Gurbetçilerin dönüşü, mangal keyfi, deniz, düğünler ve kalenin dehlizleri... 

Yaz ayları Ünye’nin sosyal dokusunu nasıl şekillendiriyor?

Bu noktadan hareketle, Ünye’de yaz aylarının getirdiği sosyo-kültürel değişimleri ve kamusal mekânlarda yaşanan paylaşımları, geçmişten günümüze gözlemlerimle birlikte değerlendirmek istiyorum.

Ünye’de yaz ayları, nüfus hareketliliğiyle birlikte sosyal yapının da kısa süreliğine değiştiği bir dönemdir. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında ilçeye dışarıdan ciddi bir giriş olur. Bu hareketlilik, genellikle İstanbul, Ankara, Bursa gibi büyük şehirlerde yaşayan Ünyelilerle; Almanya, Hollanda, Fransa gibi ülkelerde ikamet eden gurbetçilerin memlekete dönmesiyle yaşanır.

Bu durum, şehrin hem demografik hem de kültürel ritmini doğrudan etkiler. Araç trafiği artar, sahil şeridindeki hareketlilik gözle görülür şekilde yükselir. Yabancı plakalı araçların sayısı dikkat çeker. İlçede geçici bir yoğunluk oluşur; konaklama tesisleri, yazlıklar, günübirlik alanlar doluluk yaşar.

Çamlık, bu mevsimsel dönüşümün en net görüldüğü alanlardan biridir. Mangal yapan aileler, oyun oynayan çocuklar, denize giren kalabalıklar günün büyük bölümünde alana hâkimdir. Mangal dumanı, müzik sesi ve hareketlilik bir yandan şehirde canlılık yaratırken, öte yandan zaman zaman çevre düzeni, gürültü ve temizlik konusunda tartışmaları da beraberinde getirir.

Benzer bir yoğunluk, yeni açılan Batı Park sahil şeridinde de gözlemlenir. Yeni açılmasına rağmen yazın en çok tercih edilen güzergâhlardan biri hâline geldiğini ifade etmek yanlış olmaz. Özellikle akşam saatlerinde bu alanda ciddi bir dolaşım oluşur.

Asarkaya Kent Ormanı ise şehir merkezinden biraz uzaklaşmak isteyenler için tercih edilen bir dinlenme noktasıdır. Araçlarıyla gelen ailelerin burada piknik yaptığı, seyir terasında fotoğraf çektiği, çocukların orman içindeki oyun alanlarında vakit geçirdiği görülür. Ünye'nin denizle doğayı bir arada sunabildiği nadir alanlardandır.

Ünye Kalesi ve çevresi ise son yıllarda daha çok ilgi gören kültürel destinasyonlardan biri hâline gelmiştir. Ziyaretçiler burayı sadece tarihî bir mekân olarak değil, aynı zamanda yüksekten sahil manzarası izleyebilecekleri bir seyir noktası olarak da tercih etmektedir. Özellikle kalenin restorasyonuyla birlikte açılan ve ziyaretçilerin dehlizlere inerek kalenin yapısal özelliklerini daha yakından görebildiği alanlar, buraya olan ilgiyi artırmıştır. Yaz aylarında hem yerel halk hem de dışarıdan gelen ziyaretçiler için popüler bir rota haline gelen Ünye Kalesi, tarih ve doğayı bir arada deneyimlemek isteyenler için önemli bir durak olmuştur.

Yaşayan Kültürel Miras Müzesi de yaz aylarında ziyaretçi profilini genişleten mekânlardan biridir. Gurbetten gelen aileler çocuklarını bu tür yerlere yönlendirmekte, kimi zaman dededen kalma bir eşyayla müze gezisi birleşmektedir. Müzede sergilenen eşyalar, anlatılan hikâyeler ve bahçedeki düzenlemeler sadece geçmişi anlatmakla kalmaz, aynı zamanda yerli-yabancı ziyaretçiler için kültürel bir temas noktası da oluşturur.

Yaz aylarında şehirdeki sosyal dinamikler geçici olarak değişir. Kalabalıkla birlikte gündelik yaşam pratikleri de dönüşür. Özellikle tüketim alanlarında marketlerde, fırınlarda, sahil büfelerinde alışkanlık farklılıkları belirginleşir. Yerli halk genellikle ihtiyaç odaklı ve rutin alışveriş eğilimindeyken, dışarıdan gelenler daha çok bolluk ve çeşit üzerinden hareket eder. Bu da kimi zaman aynı mekânın farklı biçimlerde kullanılmasına yol açar. Aynı sahilde biri denize girip serinlemeyi, diğeri şezlongda saatlerce vakit geçirmeyi tercih eder. Yerel halk için kısa süreli bir uğrak olan Çamlık, bazı ziyaretçiler için tüm gün süren bir yaşam alanına dönüşür.

Yaz ayları Ünye’de düğünlerin de en yoğun olduğu dönemdir. Göçle gelenler, özellikle gurbetçiler, yaz boyunca memleketteki akraba ve dostlarıyla bir araya gelir; düğünler bu buluşmaların merkezindedir. Şehirde sokaklar, salonlar ve açık hava mekânları bu etkinliklerle hareketlenir. Düğünler, sadece ailelerin değil, yazın oluşan sosyal ağların da canlı tutulduğu, kültürel pratiklerin paylaşıldığı önemli organizasyonlardır.

Bu farklılaşma zaman zaman küçük çaplı gerilimlere neden olsa da, genel olarak yazın getirdiği geçici yoğunluğun olağan bir parçası olarak kabul edilir. Mekânlar üzerindeki bu geçici paylaşım, şehirdeki toplumsal ilişkilerin mevsimsel olarak yeniden biçimlenmesine de zemin hazırlar.

Deniz kıyısındaki plajlarda da benzer bir yoğunluk yaşanır. Yüzme bilmeyen çocuklara deniz öğretilir, şemsiye altlarında kalabalık aile sofraları kurulur. Kıyı, sadece dinlenme alanı değil, sosyal temasın da yaşandığı bir zemin haline gelir. Günlük konuşmalar, memleket meseleleri, fiyatlar ve karşılıklı şikâyetler de bu ortamın parçasıdır.

Bu mevsimsel göç, Ünye açısından hem ekonomik hem de kültürel olarak önemlidir. Yerel esnaf için canlanma, sosyal çevre için hareketlilik, kamusal alanlar içinse geçici bir yük anlamına gelir. Ancak bu durum, yıllardır belli bir düzen içinde tekrar eder. Yaz gelir, insanlar döner, Eylül geldiğinde şehir tekrar eski ritmine kavuşur.

Yapılması gereken, bu döngüyü ne nostaljiyle romantize etmek ne de kalabalık nedeniyle sadece eleştirmek. Asıl mesele, bu hareketliliği anlamak ve yönetmektir. Çünkü Ünye’de yaz, yalnızca bir mevsim değil, her yıl tekrarlanan geçici bir dönüşüm halidir.

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593