Ünye’nin sağlık yapısı, o zamanlar elbette Osmanlı İmparatorluğu’nun genel sağlık yapısından bağımsız düşünülemez.
Ünye, o dönemde Karadeniz’in önemli limanlarından biri olarak hem askeri hem de ticari öneme sahipti. Önemli bir Liman şehri hatta bir dönem de sancağı idi.
Ancak Ünye’min sağlık hizmetleri, bugünkü anlamda kurumsallaşmış olmaktan uzaktı.
1. Hekim var mıydı?
•Geleneksel Hekimler elbette vardı, böylesine önemli bir liman şehri , hekim olmadan sağlık sistemini sürdüremez, liman şehri vasfını koruyamazdı çünkü. Üstelik Kadılar şehri diye anılan Ünyede, o zamanlar ülkede bile çok az sayıda olan hekimlerin, görev yapması kadar doğal bir durum olamazdı.
Ünye’de görev yapan hekimlerin çoğu, medrese eğitimli tabibler, cerrahlar ve em denilen halk hekimleriydi.
Ayrıca Halk arasında yetişmiş sağlıkçılar da vardı. Bunlar Bitkisel ilaçlarla, hacamat ve sülük tedavileriyle ilgilenen geleneksel şifacılardı.
Tabiki de Rum ve Ermeni hekimler de Ünyede görev yapmaktaydılar. Ünye’de yaşayan gayrimüslim nüfus içinden çıkan hekimler, özellikle liman ticareti sayesinde Batı tıbbıyla erken tanıştılar ve yerel halk arasında da rağbet gördüler.
Sağlık Yönetimine gelince :
•Sağlık hizmetleri merkezi değil, yerel yönetimlere (kaza müdürlükleri, kadılar) bağlıydı.
•İstanbul’daki Tıbbiye Mektebi’nin etkisiyle taşrada da modern tıp anlayışı yayılmaya başladıysa da , Ünye gibi bölgelerde bu etki oldukça sınırlıydı.
•Karantina teşkilatı önemliydi. Kolera ve veba gibi salgın hastalıklar karşısında liman bölgelerinde karantina istasyonları kurulmaya başlanmıştı. Ünye’de bu tip önlemler sınırlı ve geç uygulamaya konulmuştu. Ama yine de oluşturulmuştu.
Tedavi ve İlaç Kullanımına gelince :
•Bitkisel tedaviler ve aktar ürünleri ön plandaydı ve daha ucuzdu.
•Osmanlı’nın son döneminde bazı Avrupa ilaçları eczacılar (eczacıbaşılar) eliyle bölgeye gelmeye başladı.
•Modern tıbbın sistematik uygulamaları henüz yaygın değildi.
Kurumsal Sağlık Yapısında bir hastane veya dispanser bulunmuyordu:
•Ünye’de 19. yüzyılda hastane veya dispanser gibi kurumsal sağlık tesisleri bulunmuyordu.
•Evde tedavi ve şifahane benzeri yapıların küçük versiyonları, zengin aileler tarafından kendi imkanlarıyla sürdürülebiliyordu.
Doğum ve Kadın Sağlığı önemli bir konuydu :
•Ebelik önemli bir meslekti. Ünye’de çoğu kadınların doğumu, mahalle ebeleri tarafından gerçekleştirilirdi.
•Ebeler, hem sağlık hizmeti sunar hem de sosyal statüye sahip olurdu. Bu kişiler genellikle deneyimle yetişir ama ne gariptir ki, devlet kayıtlarında yer almazlardı.
Salgınlar ve Müdahaleler :
•19.yüzyılda Karadeniz hattında yayılan kolera, veba ve frengi gibi hastalıklar zaman zaman Ünye’yi de etkiledi.
•Salgın durumlarında İstanbul’dan gelen fermanlarla karantina veya halkı bilgilendirme amaçlı uygulamalar devreye girse de uygulamalar çoğu zaman yetersiz kalırdı.
Bireysel çabalar ön plandaydı :
19. yüzyılda Ünye’de sağlık hizmetleri, geleneksel uygulamaların hakim olduğu, bireysel çabalarla yürütülen bir yapıdaydı.
Modern tıbbın etkisi sınırlıydı. Karadeniz’in bir liman kenti olmasından dolayı ,dışarıdan gelen salgınlar, şehri riske sokuyor, sağlık hizmetlerinde yetersizlikleri daha da belirgin hale getiriyordu.
Bu konuda daha çok araştırma yapılabilirse, tarihin solmuş takvim yapraklarından , daha renkli bilgiler elde edilebilecektir.
Uzm. Dr. Ali COŞKUN
Yararlanılan Kaynaklar :
1.Kaya, Doğan.
Osmanlı’da Sağlık Hizmetleri ve Hekimlik
Türk Dünyası Araştırmaları, 2010, Sayı: 190, s. 113-135.
2.İhsanoğlu, Ekmeleddin (Ed.).
History of the Ottoman State, Society and Civilisation (Vol. II).
İstanbul: Research Centre for Islamic History, Art and Culture (IRCICA), 2002.
3.Bayat, Fikret.
Osmanlı Devleti’nde Karantina Teşkilatı (1838–1900)
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, 1998, Sayı: 46, s. 237-254.
4.Yıldırım, Nuran.
Osmanlı’da Sağlık Kurumları ve Modernleşme Süreci
Toplumsal Tarih, 2002, Sayı: 106, s. 46-53.