MUSA Ö. KIROĞLU


Acı su ile bahçe sulanmaz!


Acı su şehrimizin tarihten gelen çok güzide bir değeri, önemli bir markasıdır.                                                                                       

Öyle ki acı suyumuzu duyan duymayana aktarıyor. İçmesini öğütlüyor…

Ünye’ye yolu düşen tatmadan dönmüyor…                                                                                                          

Yolu Ünye’den geçenler ise, yanlarında getirdikleri kaplarını dolduruyor… “Hediye” misali gittikleri yerlere götürüyorlar.                                          

2003 yılında 6 ay kadar Çanakkale’de kaldım. Bu süre içinde en çok özlediğim acı su oldu. 

Hatta orada yaşadığım çok ilginç bir hatıram vardır. 

Çanakkale’de “Ağı Dağı Suyu” adlı bizim acı su gibi sokak çeşmelerine verilen bir su var. Ben de zaman zaman gidip mahallemizde bulunan çeşmeden su alıyordum. Bir seferinde çeşmede karşılaştığım biriyle sohbet ettik, Ağı Dağı Suyu’nu anlattı bana. 

Ayrıca bakın dedi; “Benim kızım Ordu’nun Ünye ilçesinde öğretmenlik yaptı. Yanına gittiğimizde bize orada acı su diye bir sudan içirirdi. Hiç unutamam o suyu.” 

Ben de bu çok ilginç hatıramı hiç unutamam! 

Birde en önemlisi acı su tarihten gelen bir değerimizdir. 1800’lü yıllarda yolu Ünye’ye düşen Halk Edebiyatımızın büyük şairlerinden Erzurumlu Emrah;  çok etkilendiği şehrimiz için yazdığı “Ünye Destanı” adlı şiirinde acı su için bakın ne diyor;                                                                              

Keşfettim mahallesin sokak sokak,                                                                         

 Acı suyundan içtim bardam bardak,                                                        

Görmiyesin cihanda derdü âfat,                                                                                  

Hıfz eylesin ol hûdası Ünye’nin. 

Erzurumlu Emrah’ın da dikkat çektiği acı suyumuz şifa kaynağıdır. 

Bunu yaşayanlardan biri de benim. 1973’lerde başlayan böbrek taşı rahatsızlığımı 1990 yılında Üroloji Uzmanı doktorumun bana tavsiye ettiği acı su sayesinde atlattım.

Gelelim acı suyumuzun değerini ne kadar biliyor, ne kadar değerlendiriyoruz? sorusuna…

Sorunun cevabı olumsuz maalesef…

Acı suyumuz sahipsiz… Kaderine terk edilmiş vaziyette…

Zamanında, isteyen istediği yerde “hayrat” kisvesi altında acı su çeşmesi yaptırmış… Hayratın manası istismar edilmiş… Evinin dibinde, bahçesinin kenarında şahsi kullanılan sıradan su olmuş!

Yaz mevsimiydi. Şehirdeki çeşmelerde ya hiç su yoktu, ya da yeteri kadar akmıyordu. İnsanlar bir kap acı su için çeşme başında beklemek zorundaydılar.

Ben bunu bildiğimden evin acı suyunu sabah erken Fatsa istikametine gidip oradaki çeşmelerden dolduruyordum. 

Bir sabah yine gittim. Baktım vatandaş takmış hortumu acı su ile bahçesini suluyor.

Yaklaştım, “Kaplarımı doldurabilir miyim?” diye sordum. 

Bana “ters surat” baktı; “Ötede çeşme var, git oradan doldur.” dedi. 

İstersen gitme… Adam güçlü kuvvetli, laf etsem kırardı kemiklerimi! Uzaklaştım gittim, dediği  “ötedeki” çeşmeye…

Demem o ki, acı suyumuzun düzene, disipline ihtiyacı var. Hem de acilen…

Çeşmelerin yeri “isteyenin istediği yere göre değil, uzanabildiği mahallelere göre olmalı. Hakça paylaşıma uyulmalıdır.

Ayrıca acı su çeşmelerinde tek tip modele gidilmeli… Sebil mimarisi ile estetik çeşmeler yapılmalıdır ki, acı su gibi Allah vergisi bir değerin aktığı çeşmeler, bu değere değer katsın!

Ünye Kent Konseyindeki görevim döneminde 2018 yılında bu talebimizi OSKİ’ye iletmiş… Önerilerimizi sunmuş… Olumlu cevap almıştık.

Ancak olmadı. Yönetim değişti, iş devam ettirilmedi. 

OSKİ’den bu çalışmayı acilen bekliyoruz. 

Ayrıca Büyükşehir Belediye Başkanımızdan da, atasının-dedesinin kursaklarında ahret yolculuğuna çıktığı acı suya sahip çıkmasını hassaten rica ediyoruz.

************                 ************                ***********

Kalın sağlıcakla…

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593