Herkes, günlük, yasantiyi biçimlendirirken temel degerleri, kitle haberlesme araci veya sosyal medyadan ögreniyor buna göre hareket ediyor. Hayatin sürmesi için de para, eskisinden daha fazla önem kazanmistir.
Hayati böylesine tedirgin ve karmasik kilan, belki de önü arkasi hiç gelmeyecek olan tüketim yarisi bizi sarmistir. Dünyanin her yerinde tüketim yarisi hayati sekillendiriyor. Ya da insani böylesine hizli ve tedirgin yasamaya zorlayan, sonu gelmez gösteris tutkusu, fazla kazanma, kazanilani hizli tüketme hirsi ve iktidar kavgalaridir.
Toplumlar çogu zaman, en çok aziz kildiklariyla cezalandirilirlar. Teknolojiyi putlastiranlar, putlastirdiklari ürünler eliyle ölüme giderler. Otomobillerin de böylesine azizlestirilmesi pek göz ardi edilebilecek bir olgu degildir. Trafik kazalari sonucu ölümler animsanamayacak derecede artmistir.
Arabalar neden böylesine büyük bir çekicilik kazandi? Insana belki de arabasi kadar baska seyler itaat etmiyor olabilir. Arabasina en ufak bir sey oldugunda kiyamet kopuyor. Sanki seytani bir çekicilik var.
Akan hayattaki trafik tikanikliga yalnizca arabalar mi yol açiyor? Bu trafik tikanikligi ne zamana kadar devam edecek? Bu tikanikligin önüne geçmek mümkün mü? Bu sorular hep aklimiza gelir.
Günümüzde köyle kent ayrimi kalmadi. Köyde ne varsa sehirde, sehirde ne varsa köyde mevcuttur. Bu teknolojik makinelerin hayatimiza girmesi, özellikle arabalarin uzagi yakina getirmesidir. Arabalar olmadan çalisma hayati evine yakinda veya okullar evin yakininda idi simdi ise servislerle yakin hale geldi. Arabalar insanlarin hayatini kolaylastirdi. Diger taraftan da trafigi içinden çikilmaz hale getirdi. Insanlar kaldirimlarda bile yürüyemez oldu. Arabalar buralari da isgal altinda tutmaktadir.
Eskiden arabalar sadece ulasim amaçli kullanilirdi. Simdi ise ulasimin ötesinde kullanilir hal aldi. O kadar çesidi ve teknolojisi artti ki, trafikte bir araba bir arabaya benzemiyor. Insanin akli sasiyor, bu kadar gerek var mi diye? Zevk ve tüketim çilginligi, aliskanligi desem.
Arabanizla her sehir merkezine giriste akliniza ilk düsen soru arabami nereye park edebilirim oluyor. Hatta bazen kapimizin önünde bile. Istisnasiz sehirlerde yasanilan sorunlarin basinda otopark sorunu geliyor.
Sehrimizde ulasim aginin yetersizligi, yollarin yeterli genislikte birakilmamasi, insaatlara izin verilirken mevzuata uyulmamasi, is yerlerinin dar alanda yogunlasmasi gibi nedenlerle de park sorunu yasaniyor.
Binalara insaat ruhsati verilirken otopark aslinda zorunludur. Ne hikmetse ruhsat verilirken yapilan insaatin otoparki yoksa belediyelere otopark bedeli ödenir. Belediyeler aldiklari bu paralari sehir trafigini ortadan kaldirmak için otopark alanlari olusturmasi gerekir. Fakat belediyeler bu paralari baska alanlar da kullanmalarindan dolayi trafik problemi çözülmüyor.
Sehirde sürekli altyapi, üstyapi çalismalari devam eder. Ayni zamanda otopark ve trafik sikisikligi sorunu da. Bir taraftan araç sayisi da sürekli artis göstermektedir. Hatta her evde birden fazla olmaya basladi Çözümsüzlükte devam etmektedir.
Sehirde yeni yerlesim alanlarda bile devasa konutlara, sitelere, is merkezlerine izin (yapi ruhsati) veriliyor. Büyük bir nüfus buralara yerlesiyor, haliyle araç trafigi artiyor ama bunu karsilayacak yol yok, park yok, nefes alma alani yok. Özellikle is saatleri giris ve çikislarinda. Hem de denizin ve yesilin bol oldugu sehrimizde.
Geçmiste büyüklerimizin dedigi gibi “bize plan degil pilav lazim” diyerek sehrimizi plansizligin karanlik dehlizlerine mahkûm etmemeliyiz.
Sehrimizi insanlarin yasam alanlarini genisletecek, daha hijyen, daha keyifli zaman harcadiklari, daha mutlu ve saglikli, trafigin asgariye indirildigi bir forma sokmamiz gerekir.
Binalarin, sokaklarin, yasam alanlarin bir akli, insanlara-çocuklara hitap eder bir yani var mi? Sehrimizde bir cadde kapali ise alternatif cadde bulunmamaktadir. Belediye baskanlari bunu yapmamislar veya oy kaygisiyla yapamamislar.
Sakin, stresiz, gürültüsüz bir trafik olmadan yasamak, arabasiz bir sehir düsünmek gibidir. Arabasiz sehir olmaz ama trafigi düzene girmis bir sehir düsünebilirsiniz. Bu da sehri yönetenlerle mümkündür!