HAKAN KORKMAZ


Geçmiş olsun Ordu!


Sabaha dek uyumadık desem yeridir. 

“Ya tabakhane Deresi taşarsa, şehir biter.” Dedim.

“Cevizdere taşarsa, ulaşımı etkiler, tarım arazileri gider.” Diye ürktüm.

Altınordu Civil Deresi taştı. Felaketi yaşadı.

Haberlere  konu oldu: “Sel Sularıyla Yüzen Ordu.”. 

Geçtiğimiz yıllarda Ünye.. Kim bilir şimdilerde neresi…

Hazırlıklı olmalıyız.

Son yıllarda dünya genelinde yaşanan aşırı yağışlar ve sel felaketleri, doğanın isyanının acı bir hatırlatıcısı oldu. Bir zamanlar sadece haberlerde izlediğimiz felaketler, artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Üzülerek söylemeliyim ki, bu felaketlerin arkasında yatan temel etkenlerden biri iklim değişikliğidir.

Artarak devam edecek.

Bakın böyle felaketler sürecek. Kimi kuraklık, kimi aşırı yağışlar sel ve felaket.

Sellerin artma gerekçesini araştırdım.

İklim değişikliği, atmosferdeki sera gazlarının artışıyla birlikte, dünya genelinde hava koşullarında belirgin bir değişime neden oldu. Sıcaklık artışı, aşırı hava olaylarının yoğunlaşmasına yol açtı. Bu da aşırı yağışlar ve sel felaketlerinin sıklığını ve şiddetini artırdı.

İşte Karadeniz. 

Ordu, Giresun, Samsun, Trabzon, Zonguldak, Kastamonu Bartın gibi şehirler, giderek daha sık sel tehdidi altında bulunuyor. Bu şehirlerde yaşayan insanlar için, suların yükselmesiyle birlikte evlerini terk etmek, maddi kayıplarla yüzleşmek ve hatta can güvenliklerini riske atmak kaçınılmaz hale geliyor.

Bu felaketlerin ekonomik ve sosyal etkileri de yadsınamaz. İnşa edilen binalar, altyapılar ve tarım arazileri sel sularının altında kalıyor. Milyarlarca dolarlık maddi kayıplar yaşanıyor ve bu felaketlerin ardından toparlanma süreci uzun yıllar alabiliyor. Ayrıca, sel felaketleri çoğunlukla en yoksul bölgeleri etkiliyor, bu da adaletsizlik ve eşitsizlik sorunlarını daha da derinleştiriyor.

Peki, ne yapmalıyız? İklim değişikliğiyle mücadele etmek ve sel felaketlerinin etkilerini azaltmak için acil eylemlere ihtiyaç vardır. Sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş yapmalı, Ayrıca, altyapı projelerinde iklim değişikliği risklerini dikkate alan planlamalar yapılmalı, dere içleri ve yakınlarına ev yaptırılmamalı, sel baskınlarına karşı dayanıklı yapılar inşa edilmelidir.

Unutmayalım ki, aşırı yağmur ve sel felaketleri bize doğanın bize olan gücünü hatırlatıyor.

Şimdi harekete geçme zamanı.

Geleceğimizi inşa etmek için elimizi birleştirelim ve iklim değişikliğiyle mücadelede aktif rol oynayalım. Aksi takdirde, sel sularıyla yüzen şehirler ve insanlık için karanlık bir gelecek kaçınılmaz olabilir."

Bu nedenle..

En önemli konu alt yapı…

Önem vermek ve metrekareye 100 kg. yağmur taşıyacak alt yapısına sahip kentler inşa etmek artık bir gereklilik olacak.

 

Kalın sağlıcakla..

 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593