Dünya çapında tanınan, yapay zekâ alanında yaptığı çalışmamalarla ön planda yer alan bir geliştirici ve bir otorite olan Edward Fredkin’e göre, “Tarihte üç büyük olay vardır. Bunlardan ilki kâinatın oluşumudur. İkincisi yaşamın başlangıcıdır. Üçüncüsü de yapay zekânın ortaya çıkışıdır.”
Bu cümleden hareketle, yapay zekânın potansiyeli ve gidebileceğe nokta hayal edilenin çok ötesinde olduğu söylenebilir. Baş döndürücü bir hızla ilerleyen bu teknolojinin eğitime farklı açılardan güç kattığı ve öğretim sürecinde karşılaşılan sorunların aşımında daha büyük bir ivme yaratacağı kesindir.
Yapay zekâ tarihi incelendiğinde eğitimde, teorilerle teknolojileri bir araya getirerek büyük bir değişime neden olduğu ve bu değişimin öğretim sürecinin her aşamasında baştan ayağı devam edeceği görülmektedir. Ve bu dönüşüm, neredeyse bütün eğitimsel yaklaşımlarda altı çizilen “bire bir öğrenme” ilkesi çevresinde olacağı düşünülmektedir.
Bugün eğitimde yapay zekâ çalışmaları incelendiğinde, sadece bilgi-tabanlı değil, veri ve mantık tabanlı yapay zekâ ve yapay zekâ uygulamalarının hemen hemen her alanda yer aldığı farklı uygulamalar görülebilir. Bunlar arasında, kişiselleştirilmiş eğitim veya diyalog eğitim sistemleri, keşfedici eğitim, eğitimde veri madenciliği, öğrencilerin makale analizleri, akıllı ajanlar, chatbots, özel ihtiyaçlı çocuklar için eğitim, çocuk-robot etkileşimi, yapay zekaya dayalı değerlendirme sistemleri, otomatik test oluşturma sistemleri yer almaktadır.
Dikkat edilirse bu alanlar çoğunlukla öğrenmeyi desteklemekle ilgilidir. Ancak eğitimde yapay zekâ ayrıca okulları ve üniversiteleri yönetimsel yönden de desteklemektedir. Örneğin, ders programları, personel programları, sınav yönetimi, siber güvenlik, tesis yönetimi ve güvenliği, yapay zekanın okul yönetimine doğrudan, öğretime ise dolaylı olarak katkı sağladığı alanlardır.
Buna göre, özetle yapay zeka, eğitimi sırasıyla dört başlıkta dönüştürme potansiyelini artarak devam ettirecektir; öğretim süresince öğrencilere yapay zeka ile bire-bir ve etkili destek sağlanabilir, testler ve değerlendirmeler hem öğrenciler hem öğreticiler açısından yapay zeka ile yeni bir boyut kazanabilir, farklılaştırılmış ve bireyselleştirilmiş öğrenme daha etkin ve yaygın kullanılabilir ve son olarak eğitimde çok önemli bir yer tutan dönüt yapay zeka ile öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda otomatikleştirilebilir.