EREN TOKGÖZ


Vilayet’e beş var


Ünye Belediye parkı ile ilgili yayımlanan yazımın üzerinden bir yıla yakın bir zaman geçti. Sahil yolunun inşa edilmesi sonucu yok olan deniz içindeki evlerimizin ile birlikte, yoklar arasına karışan Ünye taşından  yapılmış kamelyalı Belediye bahçemizi de yazmıştım. Ki bu Belediye bahçesinin şimdiki Ziraat bankası tarafında Ünye’nin ilk yazlık sineması vardı. Doldurulan alan üzerine kurulan yeni park (park, Ünye parkı, Yunus Emre Parkı, Yunus Emre Çay bahçesi, Yunus Emre Düğün salonu ve şimdilerde yakıştırdığım ismi ile Yunus Emre Müzikhol bahçesi) oluşturuldu. Dolgu alanına dikilen çam ağaçlarının ilk hallerini gösteren fotoğrafı, Belediye Başkanlık katı salonunda görebilirsiniz.  Acı su sebilleri ile bezenmiş, modern tuvaletler ile donatılmış, betondan ari, anne ve babaların bebelerini gezdirebileceği, çocukların koşup oynayabileceği, yaşlı ve gençlerin huzur ve mutluluk içinde vakit geçirebileceği Ünye Belediye parkı hayallerimi de aktarmıştım. Bu konu ile ilgili isteklerimin yaşananlara bakılırsa öyle böyle değil, ciddi ötesi hayaller kapsamında olduğunu görür gibiyim.

Saat Vilayet’e beş varken uygar bir Ünye’nin ortaya çıkartılması kaçınılmazdır. 04 Haziran 2010 tarih ve 27601 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Çevresel gürültünün değerlendirilmesi ve  yönetimi  yönetmeliği”   30 Kasım 2022 tarih ve 32029 sayılı  resmi gazetede  yayınlanarak yürürlüğe giren “Çevresel gürültü kontrol yönetmeliğinin 7.bölüm 21 maddesi ile  yürürlükten kaldırılmıştır. Uygar bir toplumda çevresel gürültünün önlenmesi ve çevre ile insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilerin ortadan kaldırılmasının vazgeçilmez şartı olarak yüksek sesin kontrol edilmesi ve yönetmelik sınırlarının altına düşürülmesi temel şart olmalıdır.

                İnsanların birbirlerini duyup sohbet edebilmelerine müsaade eden ve yüksek olmayan müzik yayınının ticari kazancı da artıracağı kesindir. Düşük ses düzeyi iyi bir sohbete ortam oluşturur, sohbet derinleştikçe yeme içme duygusu artar. Yüksek volümlü müzik yeme içme duygusunu baskılar, beyin yüksek ses ile mücadele ederken yeme içme duygusu kaybolur. Yüksek ses mutlu olmanın önünde engeldir. Bağırarak şarkı söylemek diyafram kontrolünü güçleştirir ve sesin kötüleşmesine neden olur. Kötü ses, şarkı ve türküyü de kötü hale getirir. Kötü şarkıyı dinleyen mutlu olamaz. Netice olarak bu olumsuzluklar ticari kazancın düşmesine sebep olur ve ticaret tatsızlaşır.  Dünyanın her neresinde olursanız olun Pİ ( sayısının değeri hep aynıdır. Yol dolgularında maksimum sıkışma optimum su muhtevasına sahip zeminde olur. Park çevresinde kamu istirahatinin olumsuz etkilenmemesi, huzur ve sükunun, beden ve ruh sağlığının bozulmasına sebep olmayacak ses düzeyinin optimum (en uygun, en elverişli) seviyelerde tutulmasını sağlamak uygar bir davranıştır.

Vilayet olma yolunda uygar bir Ünye için; Yerel yönetimler, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri, esnaf ve ticaret erbapları ile hep birlikte, her türlü olumsuzlukları ortadan kaldıracak demokratik girişim ve çabayı neticeyi alana kadar sarfetmeliyiz. Dost arkadaşım, meslektaşım, üstat Reşit Erol’un “Vilayet olmak bir daha gelmemek üzere önümüzde duran son şanstır” değerlendirmesi çok doğru bir tespittir. Ünye memleketimiz, doğduğumuz yer ve nihayetinde kara toprağımız.  Ünye’yi sevmeliyiz…

                Ünye’yi sevmezse gönül aşkı ne anlar. Ünye’yi fedakarca sevmek gerek. Görmemişsen Ünye’yi gördüm deme Dünya’yı.       

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593