Allah’a iman edip O’na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf (deryası) içine daldıracak ve onları kendine doğru (giden) bir yola götürecektir.(Nisa s,175)
Bu ayeti celilenin diğer ayetlerle olan bağlamıyla birlikte düşündüğümüzde ve manasını tahlil etmeye çalıştığımızda, Kulların Allah’a yönelmeleri, ona bağlanmaları dile getirilmektedir. Ağaçlara, putlara, yontulmuş taşlara tapmak onlardan medet ummak yerine her şeyi yoktan var eden Allah’a sarılmak, iman etmek anlaşılmalıdır. Daha sonraki manalar olarak düşüneceğimiz; malımız, evladımız veya bulunduğumuz kariyerin bizi kurtaramayacağı gerçeğini anlamaktır. Kur’an da Rabbimizin mala, evlada ve değer verdiğimiz bir takım işlere işaret etmesinin altında da bilahare bu düşüncelerin olabilmesidir.
Açık ve sarih olan şudur. Batıl, sakat, geçici olana sarılmak yerine Allah’ın ipine (Kur’an’a) sarılmaktır.
İşte bu imana kavuşan ve rehbere sarılanlar için üç mükâfat vaat edilmekte, müjde verilmektedir.
1-Allah’ın rahmet deryasına dalmak.
2-O’nun lütfuna mazhar olmak.
3-Hidayet; yani insanı dosdoğru Allah’a, O’na kul olma şerefine, rızasına erme nimetine götüren ilahi rehberlik yoluna girmek.
Dünya hayatında kul, bu üç değerli ödülden daha büyüğünü bulamaz ve elde edemez. Bütün nimetler, mükâfatlar ve ecirler bu üç ödülün içindedir.
İnsanlar Allah’ın rahmetiyle esirgenir, korunur.
Lütfuyla gönenir, ferah bulur mutluluğa erer.
Hidayetiyle doğruyu, güzeli ve iyiyi bulur.(Kur’an Yolu, cilt 2,s,197)
İman işte insanı insan yapar, bütün nimetlere kavuşturduğu gibi, bütün sapıklık, dalalet yollarından da alıkoyar.
Peygamber Efendimiz (S.a.v) in ben rahmet peygamberi olarak gönderildim. (Enbiya 107) ifadesi, izzetin, şerefin, hidayet ve rahmetin Allah katında olduğunu bir kez daha bize öğretmesidir.
Rabbimiz rahmetim her şeyi kuşatmıştır, dilediğimi rahmetime sokarım. Bu ifadelerden de Allah’a iman ederek O’na sımsıkı sarılarak bu daireye girilebileceğinin anlamını çıkarabiliriz.
Yağmurun rahmet olarak bilinmesi ve birçok insanların faydasına olan işlerin rahmet olarak bilinmesi, Yüce Allah’ın bütün kâinatı bu nimetlerle kuşattığını bunların olmadan canlıların, ağaçların, otların insanların yaşamlarının bile mümkün olmadığını anlamak mümkündür. Birde bu rahmeti, iman ve amelle donatınca işte o zaman kul bu ayetin manasına nail olmuş olacaktır. Çünkü imanın devamında eylem vardır. Amel vardır. Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak vardır.
Bütün işlerimiz Allah ve Resulünün öğrettiği, örnekliği, yaptığı şekilde, çizdiği anlayış ve duruşla olursa bu ayetler bizi müjdeli sona nail edecektir. Buda imanla başlar, ibadetlerimizle (muamelat) yükselir, ihya olur, insanlığımızla (güzel ahlakla) kemale erer ve bu müjdeli akıbete götürür.