HÜSEYİN OKUŞ


İman Salih Amelle Kuvvetlenir

Müftü


İman edip iyi işler yapanlara Allah ecirlerini tam olarak verecek ve lütfünden onlara daha fazlasını da ihsan edecektir. Kulluğundan yüz çevirenlere ve kibirlenenlere gelince, onlara acı bir şekilde azap edecektir; bunlar kendileri için Allah’tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı bulabileceklerdir.(Nisa S,173)   

Dünya hayatının her bir nimeti ve her bir olgusu bir simetri halindedir. Ahireti veya maneviyatı anlatan şeylerde öyledir. Dünyada; gece gündüz, akşam sabah, yaz kış, iyilik kötülük vb. onlarca bir birinin zıddı (veya diğerini çağrıştıran) olan bu simetriyi sayabilirsiniz. 

Cennet ve cehennem, iman ve küfür, hak ve batıl, istikamet ve dalalet vb. birçok biri diğeriyle anlam kazanan ve ne olduğu anlaşılan bu ifadeleri anlamak mümkündür.   

Rabbimiz Kur’an-ı bazen bir remiz, bazen bir şekil, bazen bir darbı mesel, bazen bir anlamın tersiyle biz kullarına çok açık ve sarih şekilde açıklamaktadır.

Bu durumun sebepleri şöyle sıralanabilir; Birincisi Kur’an Müslüman’ın hayatını yönlendiren, bir hayat kitabıdır. İkincisi, kulların biz bunu anlamıyoruz veya anlayamıyoruz diye mazeret ortaya koymalarını engellemek için böyle bir metot izleyen bir kitaptır.

Tıpkı dünyada yaptığımız bir işin ücretini aldığımız gibi, ahirete dair Allah’a yapacağımız kulluğun/Salih amelin mükâfatını da mutlaka göreceğiz. Sağlam bir iman ve devamında salih bir amal ile Allah kullarına vaat ettiğini verecektir. Daha fazlasını da lütfedecektir.

Salih Amel: İyi hayırlı, erdemli, doğru, din ve dünya için faydalı, helal ve huzur verici faydalı iş demektir. Kısacası bir yaşam biçimidir. Şartı ise iman etmiş olmaktır. Bu iman ise seni helal olana, doğru olana, din ve dünya için faydalı olana yönlendirmelidir.

Yukarıda ki ayetin devamında Rabbimiz iki kişiden bahsediyor. Kulluğundan geri duranlar ve kibirlenen kimseler. Bunlardan birincisi, bilgisizlik, tembellikten veya başka sebeplerden dolayı Allah’a kulluk etmekten geri duranlar. İkinci gurup ise bildikleri ve ibadet imkanına sahip oldukları halde büyüklenip, kibirlenip Allah’a kulluk etmekten geri duranlar.

Birinci gruptakiler günahları kadar cezalarını çekerken, ikinci guruptakilerin cezaları ağır ve şiddetli olacaktır. Allahtan başka ne bir dost ne de bir yardımcı bulabileceklerdir. Sığınabilecekleri yegane merci olarak,sadece Allah kalacak,ancak dünya hayatında O’na karşı büyüklendikleri ve kendisine kul olmayı reddettikleri için O’ndan yardım beklemeye yüzleri olmayacaktır.(Kur’an Yolu Tef.Cilt.,2 s.195)

Güzel iş yapanlar mükâfatlarını fazlasıyla alacaklar ve daha fazlasına nail olacaklardır.

O mükâfatın fazlasının ne olduğu ile ilgili birçok yorum ve tefsir olmakla beraber Peygamberimizin şu hadisinden de bir kanaat sahibi olmak mümkündür. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur. “Yüce Rabbimiz şöyle buyurdu: Salih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir kimsenin aklına gelmeyen şeyler hazırladım.(Müslim, cennet,2)

İmanda ise salih amel yönümüzü belirler. İbadetlerimiz olmadan Allah ve Resulüne, istikametimiz olmadan hidayete, kulluğun karşılığı şükür olmadan iyi bir kul olmaya salih amele ulaşamayız.

 Bu günün en büyük problemi: ibadetsiz şükür, namazsız Müslümanlık bende inanıyorum diyerek Allahın değer verdiklerini önemsiz ve lüzumsuz görmek ya da tembellik, vurdumduymazlık gibi sebeplerle ibadetlerden geri durmak gibi. 

Bir başka problem ise; Salih amelin ne olduğu bilindiği halde gayri İslami işlerde bile dua ile Allahtan yardım talep etmektir. Bu ise yanlış bir davranıştır.

İmanımızı kuvvetlendirecek olan salih amellerimizdir, ibadetlerimizdir. Allah katındaki değerimiz ve yerimizdir.

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593