Korku ve cesaret, sahsiyetsizligin sebeplerinden biri korku, kahramanligin sebeplerinden biri de cesarettir. Ama bu her zaman böyle degildir.
Korku; gerçek bir tehlikenin ya da bir tehlike olasiliginin, düsüncesinin uyandirdigi kaygi duygusudur. Aslinda korkuyu biz olustururuz yani insanlar olusturur. Gücümüzün yeterli olmadigini karsimizdakinin ise güçlü oldugunu kabullenmektir.
“Cesaret; güç veya tehlikeli bir ise girisirken kisinin kendinde buldugu güven”dir. Insanda cesaret olmali ki düsmanliklara karsi durabilsin. Yasamini kolaylastirsin.
Çaresiz kaldigimiz durumlarda, gücümüzün yetersizliginde korku bizi sarar. Korkunun neticesinde “ denize düsen yilana sarilir” degil mi? Yeterli güce sahip olundugunda cesaret bize gülümser. Deniz ve yilan bizi korkutamaz.
Vatani isgal eden silahli suçlularlasavas eden ve vurularak ölen cesurdur. Onuncu kattan atlamamiza mani olan ve hayatimizi korumamiza sebep olan da korkudur. Öyleyse her ikisi de lazimdir. Meseleyi yerli yerine oturtmak için korku ve cesareti dogru anlamakgerekir.
Insanin tehdit ve tehlike kavrayisindaki ifrat korku, tefrit ise cesarettir. Korku, tehlike kavrayisindaki mübalagadir, cesaret, tehlike kavrayisindaki zafiyettir.
Koronavirüs de korkutur, depremde korkutur, sel ve yanginda korkutur. Mahallemizde ki bizi istemeyen komsumuz da korkutur, dünyadaki güçlü kabul edilen devletler veya çevremizdeki bazi ülkeler de bizi korkutabilir. Tehlikedir ve tehlikelidir. Bunlarin çaresi elbette tedbirleri almaktir.
Dostluk ve düsmanlik, insan hayatinda var ola gelmis ve daima etkilemistir. Her mahallenin düsmanlik edenleri oldugu gibi ülkeler arasinda dost ve düsman olanlar da vardir. Savaslarin çikmasi düsmanlik yapanlar yüzünden degil midir? Ermenistan ile Azerbaycan arasinda savas Ermenistan’in düsmanligindan degil midir? Yunanistan’in arada bir sesini çikarip dislerini göstermesi ne olabilir?
Dostlugun basi, düsmanligin sonu yoktur. Bu yüzden atalarimiz, “dost bin ise azdir, düsman bir ise çoktur” demislerdir.Aslinda düsmanlik, insanin silahi kendisine dogrultmasidir.
Düsmanlik, ister iki kisi, ister iki toplum arasinda olsun, yakicidir, yikicidir, tehlikedir. Güzelliklerin ve iyiliklerin üstünü örter, masumiyet duygusunu yok eder. “Düsman ayaga bakar” Çünkü düsman, yürümenizi, ilerlemenizi, iyi isler yapmanizi istemez. Bekler ki, ayaklarimiz birbirine dolassin.
Düsmanliga neden olan çok sey var. Sözgelimi, siddetli kiskançlik, düsmanligi da beraberinde getiriyor. Düsmanlik hissiyle dolmus bir kimse, güzel isleri, iyi niyetleri ve incelikleri görmez. Hep kusur arar. Merhametsiz ve yipraticidir. Sadece karsisindakini degil, kendisini de yipratir.
Insanlari tanimak zordur. Çünkü ‘hayvanin alacasi disinda, insanin alacasi içinde’ olur. Hayatimizda çok aci olaylar yasaniyor. ‘Bunu yapan insan olamaz’ dedigimiz yüzlerce çirkinlik ve ayip görüyoruz. Bunu hayvan da yapmaz denir. O halde, kim yapmis olabilir? Elbette: Düsmanlar ve düsmanlik.
Düsmanligin bir diger nedeni de, adaletin olmamasi veya eksik olmasidir. Herkes hakkina razi olsaydi düsmanlik yerini dostluk alirdi. Dostluk bir agaç gibi, kisa ömürlü degildir,daimi olmalidir.Cesaretle, korkmadan düsmanligi yok etmeye çalismak bizim görevimizdir. Unutmamak gerekir ki dostluga akilla cesareti birlestirerek ulasilir.