Yılmaz Akın


Kuşaklara İsim Verme Üzerine Bir Yazı

Arif Nihat Asya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı


Bizim zamanımızdaki gençler, diye söze başlardı büyüklerimiz, bir de baktım aynı sözü biz de kullanmaya başladık, dedelerimiz de kullanmıştı. Kuşak çatışmasını en iyi anlatan bu sözle başlayan cümleler yıllar da geçse yüzyıllar da geçse hep aynıydı.
‘Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar…’Bu sözü bugün de söyleyebilir miyiz? Aynen geçerli söz. Ama bu söz bizden binlerce yıl önce söylenmiş. M.Ö 2360 yılında Aristotales öğrencileri için kullanmış bu sözü. Sürekli üst nesil bir alt nesil için bunları söylemiş yıllar yılı. İletişimin en önemli şartı olan olduğu gibi kabullenme hiçbir zaman olmadığından her dönem bu kuşaklararası çatışma kendini göstermiştir.  
    Dedelerimizden başlayarak kuşakları sınıflandırıp özelliklerinden bahsedelim:
 1927-1945 yılları arasında doğan Sessiz Kuşak: Bu kuşağın yüzde 95’i emekli olmuştur ve çok kısa zamanda gerek endüstri gerekse diğer alanlarda çalışanları kalmayacaktır. Bu kuşağın kültürel öğeleri içinde geniş aileler vardır. Otoriteye saygı, sadakat, çok çalışma ve toplumsal değerlere adanmışlıktır. Yaşam felsefeleri yaşamak için çalışmaktır.
1946-1964 yılları arasında doğan Patlama Kuşağı: Yaşam felsefeleri yaşamak için çalışmaktır. Bu kuşağın patlama kuşağı ismini almasının nedeni I. Dünya Savaşı’ndan sonra doğan 1 milyar bebeğin olmasıdır. Baby Boomers de denir bu kuşağa. Soğuk savaş döneminin çocuklarıdır bu kuşaktakiler. Dünyanın insan hakları hareketlerini, radyonun altın çağını, Türkiye’nin ise ihtilali ve çok partili dönem sancılarının yaşandığı yıllarda doğan kişilerin oluşturduğu kuşak olarak tanımlanabilir. Büyümenin, refahın, mal ve hizmetlere özlem duygusunun ağır bastığı bir kuşaktır. Bu nesil, “kuralcı” olarak tanımlanmaktadır. Sadakat duyguları yüksek, kanaatkâr ve aynı zamanda bir yerde uzun süre çalışabilen bir yapıya sahiptirler. Takdir edilmekten hoşlanmazlar ve kendi kendilerini motive ederlerdi.
1964-1980 yılları arasında doğan X kuşağı ya da geçiş dönemi kuşağı: Hiyerarşiye sıkı sıkıya bağlı, otoritenin önemine inanan, değişimden hoşlanmayan önceki neslin aksine X’ler bağımsızlıkları ile tanınıyor. Paraya fazla odaklanmış bu kuşakta bireycilik ve rekabetçilik biraz daha önem kazanmıştır. Sen satmıyorsun ben alıyoruma önem veren bir satınalım şekli vardır.  İşe bakışları ise “Yaşamak İçin Çalışan” Bir Kuşaktır. İş dünyasında yer elde edebilmek için mücadele veren kadınların çocukları olan X’ler, “cinsiyet eşitliği” ile ilk tanışan nesil olmuştur. Bu jenerasyonun erkek temsilcileri babalarından farklı olarak aile hayatı ve çocuk bakımında daha fazla görev üstlenmiştir.
1980-2000 yılları arasında doğan Y kuşağı: Günümüzde Y kuşağının eğlence, gezme, yaşama, yeni şeyler deneme, başarı, para, alışveriş, ne istediğini bilme, yoğun çalışma, hayallerinin peşinden koşma, sorgulama ve sevdiklerine zaman ayırma unsurlarına önem verdikleri dikkat çekmektedir. Narsist, bireyci ve girişimcilerdir. Teknoloji hayatlarında pek çok şeyin simgesi olup otoriteye saldırgan davranan bir kuşaktır. Özgür olmayı seviyorlar; sık iş değiştiriyorlar bu nedenle aidiyetleri zayıf, kendilerinin değil, yeteneklerinin yönetilmesinden hoşlanıyorlar. Kendi gibi insanların çalıştığı veya satın aldığı şeyler onlar için daha önemlidir. Mevkiye daha az, yeteneğe ve başarıya daha fazla saygı gösteriyorlar, Y Kuşağı için tecrübenizin ve mevkinizin ne olduğu çok önemli değildir. Mevki ve ünvan, yaş gibi şeyler gençleri pek etkilemiyor. Kendisine değer verildiğini hissettiği bir kurumda çalışmayı daha fazla ücret alacağı bir işe tercih edebiliyorlar. Çalıştığı şirkette kişisel gelişimine yapılacak yatırımı ve gelişim fırsatlarını alacağı ücretten daha fazla önemsiyorlar. Y Kuşağının en belirgin özellikleri 7×24 online yaşamaları olan, sosyal medyayı her anlamda çok etkin bir şekilde kullanan bu kuşağın temsilcileri, işverenlerinden de beklentileri bu yönde. Teknolojiyi yakından takip eden, internet üzerinden alışveriş yapan, aynı anda birden fazla işi yapabilen, farklı kaynak ve araçlardan eş zamanlı gelen bilgileri kolaylıkla kavrayabilen, özgürlüğüne düşkün, öğrenmeye istekli, ailesine değer veren, ilişki odaklı, sosyal bilince sahip, işbirlikçi ve sabırsız bir kuşak.
 2000-2021 yılları için tanımlanan Z Kuşağı: Z kuşağının pek çok özelliği telefon tabanlı bir kuşak olacağına işaret etmektedir. Z kuşağı, dünya zevklerine düşkün, teknolojiyi hızlı şekilde kavrayan, işlerini kısa sürede ve titiz biçimde yerine getiren davranış özellikleriyle dikkat çekmektedir. Çabuk evlenip çabuk boşanacak olan kuşaktır Z kuşağı. Teknolojiyi ileri derecede kullanan     Z kuşağı cep telefonları ile büyümektedir. Tam teknoloji çağı çocukları olan Z Kuşağına, “digital yerliler” de diyebiliriz. İnsanlık tarihinin el, göz, kulak vb. motor becerileri senkronizasyonu en yüksek nesli. Yaratıcılığa izin veren aktivitelerden hoşlanıyorlar. Sonuç odaklılar. Çok diplomalı, uzman ve buluşçu olacaklar. Tatminsiz, kararsız ve doğuştan tüketiciler. Yalnız yaşamayı tercih ediyorlar. Adaleti, barış iklimini önemsiyorlar. Benzeşmek istiyorlar, farklılaşmak değil. Sorgusuz yaşayacaklar onların iş döneminde her şey sistemler tarafından yapılıyor, yapay zeka tarafında karar veriliyor olacak. Bu kuşağın spiritual ruhu yönetilmeli. Hayat standartlarında meydana gelen değişim ve dönüşümler Z kuşağı bireylerinin diğer kuşaklara nazaran apayrı bir dünyada yetişmelerini beraberinde getirmiş, özellikle teknolojide meydana gelen ilerlemeler sözkonusu kuşağın bireysel özelliklerinin diğer kuşaklardan ayrılmasına neden olmuştur. Bu kuşağın tarih boyunca en fazla eğitim almış kuşak olacağı 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593