Yılmaz Akın


Küçük Kız Sadako’nun İnsanlığa Hediyesi (6 Ağustos 1945 İnsanlığın Utandığı Gün)


         Günümüzde Gazze’de, Filistin’de Lübnan’da, Şincan Uygur Özerk Bölgesi’nde nice masum çocuk, sivil ve yaşlı; savaşın karanlık yüzüyle karşı karşıya kalıyor ve canından oluyor. Dünyadaki tüm devletler İslam dünyası dahil bu hunharca saldırıları izlemekle yetiniyor maalesef.

          Aslında bu dram dünya tarihinde ilk değil;  Hiroşima ve Nagasaki'ye atom bombası saldırısı 6 Ağustos 1945 Pazartesi saat 08.15'te Amerika Birleşik Devletleri Nagasaki’ye düzenlenen atom bombası saldırısı ile birlikte bu iki saldırı, askerî tarihte gerçekleştirilen ilk ve tek nükleer saldırıdır.1945'in sonuna kadar Hiroşima'da atom bombası saldırısından dolayı yaklaşık 140.000, Nagasaki'de ise 80.000 kişi ölmüştür. ABD, önceden Japonların hayat ve hareket tarzlarını araştırarak onların en çok dışarıda oldukları saati saptamış ve saldırı saatini sabah 08.15 olarak kararlaştırmıştır.

                 Gelelim küçük kızımız Sadako’nun hikayesine,6 Ağustos 1945’te Sadako 2 yaşındaydı ve atom bombasının yaydığı radyasyondan dolayı kansere yakalanmış ve 12 yaşına kadar hastanede tedavi altına alınmıştı; fakat Sadako’nun durumu ümitsizdi. Hastanedeki tüm doktorlar küçük kızın ölümü için gün sayarken Sadako hayat doluydu ve hastanenin maskotu haline gelmişti, koridorlarda koşuyor, oynuyor ve diğer hastalara yardım ediyordu. Hastaların arasında en sevdiği ise 80 yaşlarında kendisi gibi kanser olan yaşlı bir kadındı. Sadako yaşlı kadını hiç yalnız bırakmamış ve sürekli yanında yer almıştı. Yaşlı kadın öleceğini anladıktan sonra Sadako’ya artık benim için çok geç ama senin yaşın daha genç sen bunu başarabilirsin diyerek elindeki kağıttan turna kuşunu gösterdi ve bu turna kuşundan bin tane yaparsan bu dünyada her isteğin kabul olur ve yaşamaya devam edersin fakat yapamazsan benim gibi olur senin sonun diyor ve bunu dedikten birkaç gün sonra yaşlı kadın ölüyordu.

       Sadako yaşlı kadının ölmesine çok üzülmüştü, ama onun dediğini yaparak kanserden kurtulmak istiyordu ve hayatta kalma arzusuyla Japon kağıt süsleme sanatı olan origamiyle kağıttan turna kuşları yapmaya başladı. İlk başlarda hem eğlenen hem de günde onlarca turna kuşu yapan Sadako ilerleyen günlerde hastalığı artmaya başlayınca fazla turna kuşu yapamaz oldu. Kanser vücudunun bütün bölgesini sarmış ve el ayak hareketleri çok yavaşlamıştı; artık ranzasından kalkamıyor ve yattığı yerden beri turna kuşlarını tamamlamaya çalışıyordu bin turna kuşu yapmalıydı ama artık sağlığı turna kuşunu yapmasına izin vermiyordu. Sadako ölümden çok korkmaya başlamıştı, turna kuşu da yapamıyordu çaresizce öleceğim diye tir tir titriyordu ve her geçen dakika ölüme yaklaşıyordu.

 

      Sadako’nun hikayesi bütün dünyada anlatılır olmuştu ve herkes bu küçük kıza yardım etmek istiyordu. Dünyanın dört bir yanından insanlar turna kuşu yaparak hastaneye yollamak istediler.         

Sadako ellerini de kıpırdatamaz oldu ve 644.kuşu da zorla tamamladı ve henüz 356 kuş var diye hayıflandı bitiremeyeceğim galiba derken yavaşça ellerini ranzanın kenarına bırakmak zorunda kaldı  boğazı düğümlenmeye başladı, nefes alamaz oldu ve kanser bütün vücudunu mağlup edip küçük kızın ruhunu da teslim almaya başladı; hastanedeki bütün doktorlar ve hemşireler gelen postalarla yüzlerce turna kuşunu alarak Sadako’nun odasına koştular ama küçük kız için artık geç kalınmıştı,  Sadako  yüzünde masum bir gülümsemeyle turna kuşlarının tamamlandığını göremeden oracıkta can verdi.

      İlerleyen zamanlarda hastaneye yüzbinlerce posta ve origamiden yapılan turna kuşu postalandı. 

 İşte bu hikaye Japonya’da 1943-1955 yılları arasında yaşayan Sadako Sasaki’nin hikayesidir.

       Arkadaşları eksik olan 356 turna kuşunu katlayıp Sadako ile birlikte gömdüler.

Turna kuşu, o zamandan beri barışın ve nükleer silahsızlanmanın simgesidir ve o gün bu gündür dünyanın her yanından binlerce insan rengarenk kağıtlardan turna kuşu yapıp, Sadako’nu heykeline konsun diye, turnalar barışa uçsun diye, nükleere karşı kanat çırpsın diye, çocuklar savaşta ölmesin diye uçurulmaya çalışılır.

       Aradan geçen onca yıla rağmen değişen var mı diye sorarsanız maalesef ki koca bir hayır.

                                                    YILMAZ AKIN

                                                 21 EYLÜL 2024 



 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593