Vefa kavrami günümüzde kaç kisi için bir anlam ifade ediyor bilmiyorum. Vefa kavraminin anlamini bilen, vefakâr insanlara sahit olmus, bizzat yasamis insanlardan bugün kaçi vefakâr, bu konuda da süphelerim var. “Bir fincan kahvenin kirk yil hatiri vardir.” diyen ecdattan günümüze ne kaldi? Birakin bir fincan kahvenin kirk yil hatirini; geçmiste ayni tastan çorba içmis, ayni ortami paylasmis, cani, kani pahasina birbirini korumus kollamis insanlarin birbirlerine karsi hakaret, iftira ve saldirilari ile karsilasiyoruz günümüzde. Ömrünce iyiligi görülmüs, fedakârliklariyla karsilasilmis insanlarin ufacik bir olumsuz söz ve davranisi nedeniyle ona küsmek, kizmak, tavir almak ve hatta isi dedikodu, iftira, olmayacak saldirilarla itibarsizlastirmaya çalismak vefasizlik degil mi?
Vefa, TDK ’da, kisaca sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bagliligi olarak ifade edilmekte. Bir baska deyisle vefa, dostluk ve muhabbette sebat etme, sevgide süreklilik, baglilik ve sadâkat; sözünde durma, verilen sözü yerine getirme manalarina gelir. Bu kisa açiklamalar üzerinden hareketle günümüz insanlarini tahlil ettigimizde vefa kelimesinin anlaminin idrakinde olan ve hayatinda uygulayan kaç kisi vardir? Sorsak herkes kendini çok vefakâr bulacak, kusur hep karsi tarafta olacaktir. Belirlenen randevu saatine bile zamaninda gitmeyen, verdigi sözü tutmayan, üç kurusluk menfaati için kadim dostluklarini bitiren, akrabalik baglarina riayet etmeyen insanlarin hangisi vefakârdir?
Ezelden beri Müslümanim, diyenler Allah(cc)’in emir ve yasaklari hususundaki sözlerinin ne kadarini yerine getiriyor acaba? Bu sözlerin yerine getirilmiyor olmasi en büyük vefasizlik degil midir? Kâinati yaratan Allah(cc)’a verdigi sözü tutmayan insan, su yalan dünyada sosyal iliskilerinde verdigi sözü ne kadar yerine getirebilir ki… Peygamberler sapkinliga düsmüs insanligi elinden tutup kurtaran Allah(cc) elçileridir. Insanlik için her türlü fedakârligi yapmislar, eza ve cefaya sabretmisler, sadece insanlarin huzur ve refahi için çalismislardir. Onlarin ardindan gelen Allah dostlari, insanligi zamanin sorunlari karsisinda aydinlatan, rehberlik yapan, islerini kolay kilan ilim irfan ehli kisileri ilim erbaplarinin, bizleri okutan, yetistiren hocalarimizin haklarini nasil ödeyebiliriz? Ardindan bizim dünyaya gelmemize vesile olan, besleyip büyüten, yedirip içiren, bizi bireysel olarak her türlü tehlikeden korumaya çalisan, egitim ve sagligimiz için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalisan, kendi menfaatlerinden önce çocuklarinin menfaatlerini koruyup kollayan anne ve babalarimiza ve onlarin deger verdigi insanlara karsi da vefa borcumuz yok mudur?
Aklimiza, fikrimize ve yasimiza güvenip özgür hareket etmeye basladigimiz o gençlik çaglarimizdan bugüne kadar es, dost ve arkadaslarimiza karsi da borçlu oldugumuz is ve islem olmustur. Ayni yolda yolculuk etmis, kaderde ve tasada birbirini kollamis, ayni ideallerle kendi canindan fazla arkadasinin canini korumus ve kollamis, bir dilim kuru ekmegi paylasmis, kendinden çok arkadasini düsünmüs oldugu o gençlik yillarinin hatirina vefa göstermemiz gerekmez mi?
Sözü fazla uzatmadan birkaç ayet ve hadisi serif hatirlatmasi yapalim. “Kim sözünde durur, günah ve haksizliktan sakinirsa, süphesiz ki Allah takva sahiplerini sever.”( Âl-i Imrân/76), “O fâsiklar ki, Allah’a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler, Allah’in korunup gözetilmesini emrettigi baglari koparirlar ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. En büyük zarara ugrayanlar iste onlardir.”(Bakara/27)
“Kim Allah’a ve âhiret gününe inaniyorsa, misafirine ikramda bulunsun. Kim Allah’a ve ahiret gününe inaniyorsa, akraba ile irtibatini sürdürsün...” (Buhârî, Edeb, 85), “Akraba iliskisini kesen, cennete giremez.” (Müslim, Birr, 19; Buhârî, Edeb, 11)
Inanan ve iman eden her kisi öncelikle Allah(cc)’a, peygamberlere ve onun ardindan gelen ilim irfan erbabina, hocalarina, anne baba, hisim akraba, es ve dostlarina karsi vefakâr olmak zorundadir. Son zamanlarda kaybolmaya yüz tutmus bu çok kiymetli deger/vefa konusunda kendimizi bir muhasebeye çekmeli, olur olmaz olumsuzluklar neticesinde olusan kirginliklari bir tarafa birakip birbirimizle helallesmeli ve dostluk baglarimizi yeniden güçlendirmeliyiz. Bir selamin, bir güzel sözün, küçücük bir iyiligin hatirina, iyi kötü anlarin, yapilan iyiliklerin, fedakârliklarin, ayni havayi teneffüs etmenin hakki için birbirimize karsi vefa göstermek zorundayiz. Vefasizlara karsi daha çok vefakâr olunmali ki, insanligini kaybetmemisse belki biraz düsünür…
23.10.2021