YAHYA CUMHUR TAPÇI


BİR KEZ GÖNÜL YIKTIN İSE BU KILDIĞIN NAMAZ DEĞİL…


Insanligin sikintili bir dönem geçirdigi son zamanlarda herkes gönül kazanmanin öneminin farkina varmis gibi. Ancak, kapitalizmin atesini fitilledigi egoizm, menfaatçilik ve gününü gün etme aliskanligindan bir türlü kurtulup da kendine çekidüzen verme gücünü elde edemiyor insanoglu. Herkes farkinda büyük bir çikmazin içinde oldugunun… Insanlik bunalim geçiriyor. Kan ve gözyasi, haksizlik, adaletsizlik ve zulüm siradanlasmis durumda. Iste tam böyle zamanlarda ortaya çikacak gönül adamlari insanligin ufkunu açip kendine gelmesini saglayabilir.

 

Günümüzde yeni gönül dostlari çikar da insanligi hizaya sokabilir mi bilemiyorum. Fakat mesajlariyla geçmisten günümüzü etkilemis nice gönül insanlari sayesinde belki yeniden kendimize gelebiliriz. Kime sorsak, kiminle konussak hep gönül kazanmaktan, gönül kirmamaktan bahsediyor. Hangi isi yapiyorsak yapalim, özellikle hizmet ve sorumluluk yüklenmis kisilerin öncelikle insanlarin gönüllerini kazanmalari gerektigi hususunda herkes hemfikir. Peki, bu o kadar kolay mi? Aslina bakarsaniz hem çok kolay hem de çok zor… Çok kolay, insanlari Allah(cc)’in yarattigi bir kul olarak sevebiliyorsak. Çok zor, çünkü bencilligimiz, kendimizi begenmisligimiz, kibrimiz ve öfkemiz bizi esir almis durumda. Omuzlarimizda tasidigimiz ve belimizi büken su öfkemizi, kibrimizi, egomuzu üzerimizden bir atabilsek her türlü olumsuzlugun da önüne geçmis olacagiz demektir.

 

Sosyal hayatin düzelmesinde ve iyilesmesinde maneviyat önderleri, insanlarin gönüllerini fethederek, öncülük yapmislar, böylece öldükten sonra da isimleri unutulmamis, idealleri ve davalari yasatilmistir. Toplumda zulüm ve adaletsizlik hüküm sürerken onlar halkin maneviyatini ve inancini yüksek tutmus, insanlar arasinda sevgi baglarini güçlendirici çalismalar yapmistir. Toplumun hafizasina kaydedilmis, gönüller sultani olmus insanlarin hep böyle fetret devirlerinde, söhret bulduklarini görürüz. Mevlana, Haci Bektas’i Veli, Yunus Emre, Seyh Edebali, Ahi Evrani Veli, Ahmet Fakih, … bunlarini en belirgin örnekleridir. Yine sair zamanlarda Haci Bayrami Veli, Aziz Mahmut Hüdai, Emir Sultan ve Üftade Hazretleri gibi maneviyat önderleri gelecek nesillere de örnek ve önder olmuslar, öldükten sonra da tebliglerine, hizmetlerine devam etmis ve ölümsüzlesmislerdir. Yüzlerce yil önceden bu güne hitap eden Yunus, “ Bir kez gönül yiktin ise / Bu kildigin namaz degil / Yetmis ii millet dahi / Elin yüzün yumaz degil” sözüyle bir insan gönlünü incitmenin ne kadar kötü bir davranis oldugunu hatirlatiyor bizlere/Müslümanlara… Bir insan kalbini kirmanin, gönlünü incitmenin ne kadar büyük bir günah olduguna dikkat çekiyor. Bir ömür namaz ibadetini aksatmamis olsan bile eger bir kisinin gönlünü kirmis isen kildigin namaz seni kurtarmaz. Müslümanin asla bir insani incitmemesi, gönül kirmamasi gerekir. Bir insan kalbini kirmak, gönlünü incitmek Allah(cc)’i incitmek demektir. Müslümanim diyen kisi kalp kirmamaya dikkat edecek. Aksi takdirde aldigi abdest, el yüz yikamaktan; kildigi namaz bedene spor yaptirmaktan öte bir anlam ifade etmeyecektir. Kaldi ki Müslim ve gayrimüslim herkes el yüz yikar, beden egzersizleri yapar.

 

Müslüman’im diyen biz, gün dogdugu andan itibaren, günlük islerimizde ve iliskilerimizde, her gün, her saat bilerek veya bilmeyerek kaç kisinin kalbini kirdigimizin, gönül incittigimizin farkina miyiz? Buna ragmen çikip ortalikta en iyi Müslümanlik havasi atiyor, baskalarinin Müslümanligini sorguluyoruz. Iman ve Islam konusunda her Müslüman kendini hesaba çekmeli; neden yaratildiginin muhasebesini yapmali ve ondan sonra tavrini ortaya koymalidir. Yunus Emre bir baska siirinde, “ Ben gelmedim dâviyüçün, / Benim isim seviyüçün / Dostun evi gönüllerdir, / Gönüller yapmaya geldim.” derken, senlik benlik davasindan vazgeçip, Allah için sevmek, gönül yapmak/kazanmaktan geçer mesajini veriyor maziden günümüze… Bir insanin gönlünü kazanan kisi Allah(cc)’in rizasini kazanmis demektir. Hakk âsiklari, Allah dostlari olduklari içindir ki, yüzyillar bile geçse aradan unutulmuyor, inançli ve imanli gönüllerin en mutena kösesinde yerini koruyor.

 

Öncelikle biz Müslümanlar, niçin yaratildigimizin idraki ile hareket etmeli, her gün kaç kisiyi sevindirdigimizin/üzdügümüzün, kaç gönüle girdigimizin/kirdigimizin muhasebesini yaparak nefsimizi hesaba çekmeliyiz. Kendimiz disinda herkeste bir kusur arayip duracagimiza, ben bu gün hangi iyiligi yaptim, yaptigim islerin ne kadari Allah(cc) rizasi içindi, muhasebesini yapmaliyiz. Yaptigimiz ve yapacagimiz her is için birinci siraya Allah(cc)’in rizasini koyarsak kendi menfaatimize bile yaptigimiz is Allah(cc)’in rizasini kazanacak is haline dönüsecektir. Sözün özü; niyet hayir akibet hayir… 

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593