YAHYA CUMHUR TAPÇI


DİL AYMAZLIĞI VE KOLAYCA HARCADIĞIMIZ KELİMELER


Dil, canli bir varliktir. Ihtiyaç durumunda kelimeler dogar/ortaya çikar, zaman içinde degisiklige ugrar ve kullanilmadigi sürede kaybolur, ölür. Ihtiyaca binaen ortaya çikan kelimeler varligin sekline, görünümüne, boyuna, sesine, rengine vb. durumlara göre adlandirilirlar ve iletisim esnasinda bir araya gelerek cümle olustururlar. Dolayisiyla kelimeler insanlar arasinda iletisim araci olarak kullanilir.

 

Zamanla degisiklige ugrar demistik. Bu da bölgelere, mesafelere ve zamana göre farkli söyleyislerle karsimiza çikar. Köken itibariyla ayni olan bu kelimelerin zaman içinde farkli anlamlarda kullanildigi da olmustur. Dilin geçmise ait farkliliklarina lehçe, yakin zamandaki farkli söylenislerine sive ve ayni cografya içinde farkli bölgelerde söyleyis farkliliklarina da agiz denir. Burada edebiyat dersi vermek ukalaliginda bulunmamin sebebi özellikle son zamanlarda sivenin “agiz” yerine kullaniliyor olmasindandir. Yanlis kullanimlar düzeltilmedigi zaman yanlis, dogru yerine geçiyor, böylece kelimeler/terimler anlam farkliligina ugramis oluyor. Bu yazimizda sivenin agiz yerine kullaniliyor olmasini hatirlattiktan sonra; argolastirdigimiz, olumsuz çagrisima soktugumuz, söyleyis ve anlamini degistirdigimiz bazi kelimeler üzerinden karisiklar üzerinde yorum duracagiz.

 

Koca: Büyük, genis, iri, büyük, ulu, yüksek, yasli anlamlarin yaninda, toplumun ileri gelenleri, güngörmüsleri, tecrübelileri, sözüne güvenilir kisileri, bilgeleri anlamlarinda da kullanilan bir kelimedir. Her bir anlami farkli cümlelerde farkli anlamlarla karsimiza çikar ve hatta baska bir kelimeyle birlesip çok daha farkli anlamlar ihtiva eder.

 

Kari: Kadin, yasli, ihtiyar anlamlarinda kullanilan bir kelimedir.

Kocakari: Yasli kadin anlamindadir. Koca + kari = Kocakari kelimesini irdeledigimizde görecegiz ki; yasli, güngörmüs, tecrübeli, büyük bir kadini ifade etmektedir. Biz bugün bu kelimeyi orgolastirmis, sanki yasli kadinlara hakaret ediyormus gibi kaba bir hale sokmusuz ve bizim de sahit oldugumuz son yirmi otuz yila kadar hiçbir olumsuz anlam ihtiva etmeyen “kocakari” kelimesini günümüz dilinden kaldirmisiz. Yani, bunca karakterli anlam yüküne ragmen öldürmüsüz. Yazik!

 

Sakat, özür, engel: Üçü de farkli anlamlarda kullanilan bu kelimeler, günümüzde Engelliler Dernekleri adina kullanilan kelimelerin evrimi(!)dir. Insan için sakat; vücudunda hastalik veya eksik bir yani olan, engelli, özürlü olan kisidir. Diger alanlarda; bozuk veya eksik anlamlarinda kullanilan bu kelime hangi kompleksle sürekli degistirildigini anlamak mümkün degil. Sanki eskitiliyor bu kelimeler. Önce Sakatlar, sonra Özürlüler ve son olarak da Engelliler Dernegi olarak karsimiza çikiyor. Peki, engel kelimesi eskiyince hangi kelimeyi koyacaklar yerine merak ediyorum. Kelimeyi biz yozlastiriyor, ardindan anlami üzerinde bir kompleks olusturuyor, kabahati kelimelere havale edip degistiriyoruz. Simdi soruyorum size engelli derken ne demek istiyorsunuz? Diger kelimelerde buldugunuz sizce kusur neyse, ilerde bu kelimede de bulmayacaginizin bir garantisi var mi?

 

Son zamanlarda bir de yaslilik kelimesine düsmanlik basladi. Yaslanmissin, demek sanki hakaretmis gibi algilaniyor. Ne diyecekmisiz? Yas almissin… Nereden almissa bu yasi... Hatta nasil, kaç paraya almissa… Yas kelimesi es sesli bir kelimedir. Biz, ömürle ilgili bir kelime üzerinde düsündügümüz için islak, nemli anlamlarindan bahsetmiyorum. Ancak yas almak sekliyle söylendiginde, nemli veya islak bir esya almak seklinde anlasilmasi ilk akla gelen anlamidir.  Yaslanmak anlaminda kullanilmasi için bitisik yazilmasi gerekir ki bunu ifade ederken bile zorlaniyor insan: Yasalmak…  Yas almak… Ayni zamanda insanin bencillik duygusunu da ortaya çikariyor. Neden mi? Yas aliyormus insanoglu… Yaslanmiyormus; yani yasinin artmasi kendi iradesiyle oluyormus! Zamana ve mekâna hükmediyormus gibi… Zamani ilerletip yasini yükseltiyormus, istemese almayacak! Nasil, nereden, ne zaman, kaç paraya alip da ne yapiyorsa…

 

Notuma aldigim daha pek çok kelime var. Günümüz insaninin kusuru kendinde degil, kelimelerde aramasi, kendi yükledigi farkli anlam kusurlarini kelimelere havale etmesi insan bencilligi degil de nedir? “Ben yapmadim o yapti!” iftirasi, yalanciligi ve bilgisizligini örtbas etme uyanikligi, insan özelliginin kelimelere yansimis halidir. Biz kusuru kelimelerde degil kendimizde aramaliyiz. Kendi anlayis ve kavrayis durumumuzun muhasebesini yapmali, kelimeleri anlamlarina uygun telaffuz ederek kullanmaliyiz.  19.10.2021

YAZARLAR

https://www.facebook.com/%C3%9Cnye-Kent-Ofset-106507792092593