1917 senesi Martinda Rusya’yi alt üst eden Bolsevik Ihtilal birçok seyi kökünden yikmis fakat Rus Donanmasini henüz asilayamamisti. Çarlik Rusya’nin Karadeniz Filosunun bütün gemilerinde askeri intizam ve inzibat muhafaza edilebilmisti. Deniz askerleri nihai zafere kadar harbe devam karari almislardi. Tamirat için havuza çekilmis olan Jutki Muhribi’nin Mayis ortalarinda tamiri bitirilmis ve muhrip Anadolu kiyilarinda gizli bir görev için Sivastopol’dan Batum’a yollanmisti. Muhrip 28 Mayis 1917’de Batum Limanina ulasti. Dogu Filotillasi komutani Kaptan Makalinski’nin emrine girdi. Yazimiza konu ifsaatin sahibi Rus Subayi da bu muhribin kumanda heyetinde bulunuyordu. 2 Haziranda Jutki Batum Limanini terketti. Muhripte Kafkasya Ordusu Karargahi Umumisi Istihbarat Subesi Sefi Miralay Simirnof ve bir gurup Çerkes Çetesi de vardi. Çerkeslerin basinda ise Mavridi isminde bir Rum vardi. Jutki Muhribinin görevi bir Rum sakinin idaresindeki 29 Çerkes‘in Ünye civarinda karaya çikarilmasiydi. Bu kisiler Türk Ordusu gerisindeki Rus Casuslarla Genel Karargah arasinda irtibati saglayacaklardi. Deniz sakin, hava açikti. Gece saat 23 sularinda Jutki bütün isiklari sönmüs olarak sessizce Türk sahiline yaklasti. Ramazan ayi olmasi nedeniyle sahilde güvenlik tertibati gevsemistir diye umuyorlardi. Çarsamba Çayinin denize döküldügü yerdeki kayaliklarin yakinina bir filika ile Çerkes’lerden 10 tanesi indirildi. Bunlardan biri etrafi inceleyip kendisince malum bir tasin altina Miralay Simirnof’a verilmek üzere birakilmis mektubu almakla görevliydi. Diger 9 Çerkes ise kayalik ardina gizlenip arkadaslarinin güvenliginden sorumluydular. Muhripte herkes nefesini tutmus olacaklari bekliyordu. Bir müddet sonra sahilde patlama sesleri basladi. Arkadaslarinin basina çok feci seyler geldigini zannettiler. Fakat gerçegi anlamakta gecikmediler. Ünye Kasabasi halki Ramazan zevki sefasina dalmis burunlarinin ucundaki limanda yatan düsman muhribinden ve aralarinda dolasan casuslardan habersiz sehrayin yapiyorlardi. Muhribin Ünye Limanina girmesinden iki saat sonra filika tekrar bordaya yaklasti. Çerkesler Muhribe alindi. Mektup belirtilen yerden alinmis ve Miralaya teslim edilmisti. Mektubun içerigi Miralayi memnun ederken karaya çikarilacak casus kafilesi için engel olmadigi ifade ediliyordu. Simirnof komuta heyetiyle bir süre müzakere edip Ünye Limanindan 15 mil mesafede bulunan Fatsa kasabasina dogru Jutki Muhribine yol emri verdi. Mektuba göre o tarafta çalisan casuslar, Fatsa yakinindaki Tavla mevkiinde büyük süel erzak depolari ile denizde bir çok Türk yelkenlisinin yattigini belirtiyordu. Bu tarafta düsman süel kuvveti olarak Jandarmadan baska kimse yok imis. Simdi Jutki Muhribi Türklerin bu erzak depolarini yok etmek, telefon ve telgraf hatlarini bozmak ve denizde demirli yelkenlilerini avlamak görevine geçmisti. Sabah 05 dolayinda muhrip Tavla’nin küçük Limanina dogru girdi. Kasaba sik ormanlarla kapli iki sirtin arasina sikismis sessiz sedasiz duruyordu. Tahrip müfrezesinin bindirildigi bir filikaya, bir mitralyöz, silah ve bombalar yerlestirildi. Müfreze kumandani mülazim Ivanof idi. Depolar, telgraf ve telefon hatlari, karakol binalari tahrip edilecekti. Tahrip Müfrezesi 15 Bahriyeli silahendaz ile 29 kisilik Çerkes Çetesinden olusuyordu.40 kisilik kafile birkaç seferle sahile tasindi. Gurup iki kola ayrilarak operasyona basladi. Öte yandan açiktaki Jutki Muhribi de limandaki demirli yelkenlileri bombalamaya basladi. Diger yandan Tavla kasabasindan patlama sesleri duyulmaya basladi. Jutkinin prova topu ve iskele basomuzlugundaki küçük seri atesli topu kasaba istikametine ates ediyor ve indirdikleri filika mürettebatinin dönüsü için alan açmaya çalisiyordu. Türk jandarmasi da yogun sekilde karsilik vermeye baslamisti. Büyük ve ona yedekli küçük filika muhribe yanastiginda filika içindekiler bir süvarinin dikkatini çekti. Dikis makineleri, battaniyeler, yatak yastik, bakir takimlari, vesaire…sonradan ögrendiklerine göre Türklerin mühimmat yigdiklari bina bombalanip imha edildikten sonra Çerkesler kasabaya dalip evleri yagmaya baslamislar. Ellerindeki el bombalarini binalarin kapi ve pencerelerine atip kadin, çoluk çocuk bagrismalari içinde bu dag adamlari daha da sevke gelmisler. Mülazim Ivanof elinde rovelveriyle mani olmak istediyse de bunlari durduramamisti. Istihbarat Sefi Miralay Simirnof’a bu yagma ve çapul esyalarinin muhribe kabul edilemeyecegi bildirildi. Bu sekilde Jutki Muhribi’nin aldigi gizli görev sona ermis olmaktaydi. Muhrip o sirada Rus isgali altinda olan Trabzon’a yol vererek sehrin açiginda demirledi. Fakat buradaki istirahat uzun sürmedi. 22 Haziran 1917 de Jutki Muhribi mülazim Selivanof komutasinda yeni bir casus kafilesi alarak ögle vakti Trabzon’dan ayrildi. Karargâhtan gelen emre göre casus ve haydut kafilesi bu defa Trabzon’dan 200 mil mesafede bulunan Kunçugas Çayinin yakininda karaya çikarilacakti. Gece saat 02 dolayinda hedef noktaya ulasildi. Selivanof’un kafilesi mavna edilmis filikaya indi ve karanlikta kayboldu. Bu kafile Türklerin ardinda tam bir ay kalacak ve bir müddet evvel orada karaya çikarilmis olan önceki kafileyi degistirecekti. Evvelden kararlastirildigi gibi 22 Haziran sabahi bunlar sahile inecek ve paralo verilecekti. Jutki çayin yakinina yaklasirken süvarilerde dürbünle sahili taradilar. Kayaliklar arasinda kiyafeti Türk’e benzeyen bir adam belirdi. Kararlastirilmis olan parolayi verdi. Muhrip paraloya derhal mukabele etti. Kayaliklardan Türk kiyafeti giymis casuslar çiktilar. Gönderilen filikayla bunlar sahilden toplandi ve filikayla muhribe alindilar. Bes dakika sonra da Jutki Muhribi Batum’a dogru yol vererek Türk sahilinden uzaklasmaya basladi.
Rusya’daki büyük ihtilalden sonra Fransa’ya siginan Çarlik Rusya Bahriyesine mensup bir Rus Deniz Subayinin Paris’te Rusça yayinlanan bir gazetede ”Karadeniz’de Türklerle Nasil Dögüstük ?” baslikli ifsaatindan alintilanan yukaridaki anlatilanlar I.Dünya Savasi Yillarinda Karadeniz sahillerinde Rus faaliyetlerinin çarpici örnekleridir. Bu gibi hatiralara ulasildikça Rusya’nin bölgedeki unsurlarla birlikte icra ettikleri operasyonlara da isik tutulmus olacaktir.(Son Posta Gazetesi “Eski Bir Rus Deniz Subayinin Hatiralari”, 10-11 Subat 1937,s.7,10)