Rahmetli dedem camide ön safta olmanin hikmetlerinden bahsederken sevaplarin karsiligini hayvanlarin degerleri ve madeni cevherler üzerinden anlatmaya çalisir, camiye ilk gitmenin önemini vurgulardi. Tabi burada anlatmak istedigi, ibadette herkesten daha istekli ve samimi olmayi vurgulamaya çalisiyordu. Bu anlatim biçimi geçmisten günümüze insanlarin maddiyata verdigi önemin de bir isareti olup insanlari ancak maddiyat üzerinden heveslendirme ve ikna etme yöntemidir.
Camilerimizde cemaatle namaza durulacagi zaman imam, “Saflari sik ve düzgün tutalim.” Uyarisiyla namaza baslar, bazi durumlarda da cemaatin saflarini kontrolle onlari düzgün ve sik olmalarini saglar. Bu, cemaatin birbirine olan yakinligini, samimiyetini, birbirinin parçasiymis gibi yekvücut olmalarinin bir isaretidir. Herkes bu uyarilari duyar ama kaçimiz bunun hikmetinin farkina varabiliyoruz? Cevap, hiçbirimiz… Hiç birimiz, çünkü Ister ülkemizde, ister dünyada Müslümanlari yekvücut olabilmisler midir? Hayir! Saflari sik ve düzgün tutalim, uyarisi gerçek manada kimseye bir sey ifade etmemis…
Ilk safta olmak sadece diger Müslümanlarin omuzlarindan atlayip, imamin arkasinda kendine bir yer kapma anlayisindan öte bir anlama gelmemis. Bir kisim insan, sevaplari sadece kendinde toplamak için olsa gerek, camiye son anlarda gelip saflari asa asa, insanlarin omuzlarindan atlaya atlaya en ön safa kadar gelip orada kendine bir yer açma, oraya yerlesme derdine düsmüs… Bu dert onu Cennete götürecek vehminde olsa gerek…
Hem namazin, hem, cemaatin, hem, safin ve özellikle tadili erkân üzere ibadet etmenin çok önemli mesajlari vardir fakat Müslümanlar bunun farkinda ve idrakinde degildir. Bu idraksizlikten olsa gerek camiye girerken de çikarken de dügüne dernege girer gibi, ibadetini de ritüelleri uygulamakla yerine getirmis oldugu zannindadir.
Camilerimizi rengârenk avizeler, süslü yazilar, yumusak halilar ve isitma sistemleriyle döserken insanlarin gönüllerinde, akillarinda ve sosyal hayatlarinda bir güzellik; süs, yumusaklik ve sicaklik olusturamiyor olmamizin hikmeti nedir, hiç düsündük mü? Kafamizda takke/sarik, sirtimizda cübbe, çenemizde sakalla bes vakit camiye gelip gitmeyle çok iyi bir Müslüman oldugumuzu zannediyoruz.
Islam olmanin birinci sarti imandir. Iman etmis olan kisi Müslümandir. Imanin da Islam’in sartlari da bellidir. Bunlari yerine getirmek kisisel olarak görevini ifa etmek demektir. Baskalarina karsi ne bir üstünlük ne de övgü meselesidir. Üstünlük ve övgü takvadadir. Takva ise samimiyetle, güzel ahlakla ölçülen bir seydir. Ahlaki güzel olmayan bir Müslüman düsünebiliyor musunuz? Güzel ahlak; gönül, iman, samimiyet, sevgi, saygi, fedakârlik, vermek, hizmet, sükür ve sadece Allah’a kul olmaktir.
Sadece Allah’a kul olan kaç Müslüman taniyorsunuz?
Herkes Allah’in kulu oldugunu söyleyecektir. Kisinin sözüne degil icraatina bakilir. Yarin, aldigin verdigin nefesin, zamanini nerede, nasil, kiminle, neyle geçirdiginin hesabini sormayacaklar mi?
Ömrünü zikirle geçirdigini zanneden Zâkirler, siz yaptiginiz zikrin farkinda misiniz? Ne diyorsunuz, ne istiyorsunuz, nasil dua ediyorsunuz, biliyor musunuz? Biliyor ve farkindaysaniz ömrünüzü bu zikrin hikmeti ve himmetini görebiliyor musunuz? Etrafinizdaki insanlar sizdeki bu hikmeti fark edebiliyorlar mi yoksa bosa mi kürek çekiyorsunuz?
Ön safta yer kapma mücadelesinden nerelere geldik… Hizmette ön safta olmaliyiz. Samimiyette, ihlasta, ibadette ön safta olmaliyiz. Bir hizmet için, “ Kim var!” diye soruldugunda, “Ben varim!” Idrakinde ve samimiyetinde olmaliyiz. Gerisi saflarda yer kapma mücadelesinden, imamin arkasinda cennete kapiyi atma uyanikligindan, menfaat bencilliginden baska bir sey degildir.
Gerçek Müslüman, her an kimin huzurunda oldugunun, camiye girerken de kimin huzuruna çikacaginin farkinda olandir. O ana kadar olan hayatinin muhasebesini yapip bilerek ve bilmeyerek yaptigi yanlisliklar için tövbeyi istigfar ile girmelidir camiye... Mahcup, mahzun bir piri fani gibi, saflarda bos olan bir yerde edebince oturup huzurda olma suuruyla namaza durmalidir. Namaz sonunda tertemiz, yeniden dogmus, hayata yeniden baslamislik suuruyla yeryüzüne dagilmalidir. 15.01.2022