Günümüz dünyasında birçok insan mutluluğu dış faktörlerde arıyor: başarı, para, sosyal statü… Oysa ruhsal dengeyi korumanın en önemli yollarından biri, sağlıklı bir benlik geliştirmektir.
Sağlıklı benlik, bireyin kendisini olduğu gibi kabul etmesi, güçlü ve zayıf yönlerini tanıyıp bunlarla barışık olmasıdır. Öz saygısı yüksek, sınırlarını bilen ve kendisini başkalarıyla kıyaslamadan değerli hisseden bireyler, daha tatmin edici ve dengeli bir yaşam sürer.
Ancak pek çoğumuz, çocukluktan itibaren öğrendiğimiz kalıplarla benliğimizi şekillendiririz. Aile, okul, toplum ve sosyal medya gibi dış etkenler, kendimizi nasıl gördüğümüzü etkiler. Eğer sürekli eleştirildiğimiz bir ortamda büyüdüysek, iç sesimiz de bizi acımasızca yargılayan bir hâle gelebilir. İşte bu noktada sağlıklı benlik geliştirmek büyük önem taşır.
Her bireyin güçlü ve zayıf yönleri vardır.
Sağlıklı bir benlik için önce kendimizi tanımamız ve kabul etmemiz gerekir. Hangi alanlarda iyiyiz? Neler bizi zorlar? Mükemmel olmak zorunda olmadığımızı kabul ettiğimizde, kendimize daha şefkatli davranabiliriz.
Gerçekçi ve pozitif bir iç ses geliştirebilmek önemlidir. İç sesimiz bizi sürekli eleştiriyorsa, sağlıklı bir benlik geliştirmek zorlaşır. “Ben başarısızım” gibi genelleyici ve negatif düşünceler yerine, “Bugün istediğim gibi olmadı ama tekrar deneyebilirim” diyebilmek önemlidir.
Kendimizi başkalarıyla kıyaslamaktan kaçınmalıyız. Sosyal medya çağında en büyük tuzaklardan biri, kendimizi sürekli başkalarıyla kıyaslamaktır. Oysa herkesin hayatı kendine özgüdür. Başkalarının başarıları ilham verici olabilir, ancak bizim değerimizi belirlemez. Kendi gelişimimize odaklanmak, sağlıklı bir benlik inşa etmenin temel taşlarından biridir.
Sağlıklı bir benlik, hayatın iniş çıkışlarına karşı daha dayanıklı olmamızı sağlar. Kendimizi tanımak, iç sesimizi dönüştürmek ve kıyaslama tuzağına düşmemek, güçlü bir psikolojik dayanıklılık kazanmamıza yardımcı olur. Unutmayalım, en önemli yolculuk kendimizi keşfetme yolculuğudur.
Siz bu aralar kendiniz için ne yaptınız?