Asya’da maymun yakalamak için kullanılan bir tuzak vardır:
Bir Hindistan cevizi oyulur, iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken içine sokacağı büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için yavaşça elini içeri sokar ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Yumruk yapılmış el yarıktan dışarı çıkmaz. Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner ama kaçamaz.
Aslında maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmasıdır. Ama zihninde aç gözlülüğü o kadar güçlüdür ki, bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.
Bizleri de tuzağa düşüren ve orda kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve zihnimizde onlara bağlı oluşumuzdur.
Aslında modern dünya sisteminde sahip olduğumuzu düşündüğümüz birçok şey maymun tuzağına benzer. Para, makam, şöhret, moda, servet, sosyal medya ve daha bir sürü şey insan için maymun tuzağıdır. Bıraksa tuzaktan kurtulup özgürleşeceği onca şey için ömrünü heba ediyor insanlık. Doymak bilmeyen ve istekleri sınırsız olan nefsin arzuları insanlığı tutsak ediyor. Biz sanıyoruz ki, istediğimizi yapıyoruz ve özgürüz. Aslında tam tersi. İstediğimizi yaparak dünyevi duyguların bağımlısı oluyoruz. Yani tutsağı.
Tüm yapmamız gereken; elimizi açıp benliğimizi bağımlısı olduğumuz şeylerden kurtarmak ve özgür olmaktır. İnanın insanoğlu dünyevi bağımlılıklarından kurtulup özgür olsa o özgürlüğün tadını alsa, dünya çok daha güzel bir yer olacaktır.
Kendimizi ve mensubu olduğumuz toplumu mutlu etmenin yolu, bizim kendi ruhumuzu dünyanın bağımlılığından kurtarıp özgür kılmak olacaktır. Buna hepimizin iradesi vardır. Yeter ki isteyelim.
Sağlıcakla…
İsmail AYDIN
