Sosyal davranışlarımızdan bahsediyorum… Hani toplumun bir kısmının yumruğunu sürekli sıktığı her an kavgaya hazır kronikleşmiş, Umursamaz, saygısız, nezaketten uzak arızalı davranışlardan.
Nedir bu hallerin sebebi? Eğitimsizlik. Diyeceksiniz ki bunlar okula gitmiyor mu? Haklısınız gidiyorlar… Da. Okul hal ve gidiş, görgü ve davranış, nezaket sevgi ve saygı gibi kavramları, İyi ahlaklı olmayı öğretemiyor.
Eee anne baba öğretsin desek. Yok, anne babanın da eğitime ihtiyacı varsa, çocuğuna asgari görgü kurallarını öğretmekten uzaksa ne edeceğiz? Ki çoğunlukla böyle.
Çamlıkta piknik sonrası çöpü bırakanlar, kaldırımlarda kuruyemiş kabukları dâhil kirliliği yapanlar büyükler değil mi?
Olması gereken: Devletin eğitim müfredatı eğitimi sadece anne babaya bırakmayıp ulusal eğitim politikasıyla yurttaşlarını iyi ahlaklı yetiştirilmesine olanak sağlamalıdır. Japonya’nın yaptığı gibi. Japon eğitim sistemi çocuklara eğitimin ilk yıllarında okuma yazma, çarpma bölme öğretmez… İyi ahlaklı olmayı öğretir!
Bakın bu gidişat iyi değil… Çocuklara iyi ahlaklı olmayı küçük yaşta öğretemezsek büyüdüğünde onu düzeltmek çok zordur. Zira ağaç yaşken eğilir.
Bazıları, Camilerde vaazlarda ve Cuma hutbelerinde iyi ahlaklı olmak anlatılıyor, niye iyi ahlaklı olamıyoruz? Diye soruyor.
Kardeş küçükken o camiye hızlı yaz kuran kursuna gönderdiğin ve hızlı kursta kurana geçip öbür yaz tekrar elif beden başlayan çocuğun kalıcı bir eğitim politikasıyla yetişmediği için o hutbe okunurken ya telefonla oynuyor, ya da aklından bin bir çeşit şey geçirip hutbeyi dinlemiyor bile. Anlayacağın vücudu camide, ama kendi yok.
Eğitim bir bütündür. Eğitim Devletin okullarda kalıcı ulusal eğitim politikası, anne baba eğitimi, tabi olması gerektiği ölçüde din eğitimi ile bütünleşerek pekişmelidir.
Yahu Üniversite mezunlarının bile şaşkınlık veren görgü hataları yaptığı ortamda hangi eğitimden bahsedeceğiz?
Bir kere şu kıyafet serbestisinde bazı yanlışlar yapıldı. Bazı öğretmenlerin saç sakal karışmış, giyimi sanki Afrika’ya safariye gidiyormuşçasına şekli öğrencilerde öğretmenlerine karşı saygı kaybına yol açıyor. Sen nesin ki bana ne vereceksin hesabı. Doğrusu, erkek ya da bayan öğretmen makul ölçüler içerisinde giyinirse hizmet ettiği eğitim denklemine daha uygun olur diye düşünüyorum.
Bizim eğitim sistemimiz başta Çanakkale olmak üzere kahramanlık destanlarımızın yazıldığı savaş bölgelerine öğrencilerin götürülmesini zorunlu kılmıyor. Hal böyle olunca da bu iş ancak Okul Müdürlerinin becerisi ve öngörüsüne dayanıyor.
Muktedir olan okul Müdürleri müfredat zorlamasa da bu tür gezileri okul aile birliği birliğiyle gerçekleştiriyor. Ve bunu başaran çok okul idaresinin olduğunu biliyorum.
Kıbrıs: Kıbrıs harekâtının 50’ci yılı Sayın cumhurbaşkanımızın, Ana muhalefet Parti Liderlerinin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başbakanının katılımlarıyla görkemli bir şekilde anıldı.
Çocuklarımızın eğitiminden bahsederken, Kıbrıs Türk gençlerinin milli birlik ruhu içerisinde yetişmelerinin her zamankinden daha önemli olduğunu ifade etmek isterim. Kıbrıs Türk gençliğinin önemli kısmının, 50 yıl önce Kıbrıs harekâtının neden yapıldığını idrakten uzak olduğunu esefle öğrenmiş bulunuyorum.
KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın bu zafiyeti izole edeceği ve uygulanacak devlet politikasıyla telafi edeceğine inanıyorum.
Mehmetçikle el ele vererek Kıbrıs barış harekâtıyla Rum mezalimine dur diyen Gazi Kıbrıs Türk Mücahidi kardeşlerim gençlere 1974 öncesi çekilen sıkıntıları ve Kıbrıs harekâtının nedenlerini anlatmalıdırlar. Türkiye Kıbrıs barış harekâtı yapmasaydı, Kıbrıs’ın durumunun Filistin’in şu andaki içinde bulunduğu durum gibi olacağını Kıbrıs Türk gençliği bilmelidir.